TÜRKİYE'NİN MUHTARLARI İSTANBUL'DA SEMPOZYUMDA BULUŞTU

Türkiye Muhtarlar Konfederasyonunun Uluslararası Yerel Yönetimlerde ‘’Muhtarlığın Tarihi, Bugünü, Geleceği’’ Konulu Sempozyum İstanbul'da yapıldı.

 

Sempozyum İstanbul Muhtarlar Federasyon Başkanı Kadir Delibalta öncülüğünde gerçekleştirilirken, sempozyuma Rize'den temsilci olarak Çayeli Muhtarlar Derneği Başkanı Mehmet Sarı ve Rize Anzer Ballıköy Muhtarı Remzi Güzel katıldı.

 

 

Üsküdar Belediyesi Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezinde yapılan Sempozyuma Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Halkla İlişkiler Başkanı Öznur ÇALIK, Ak Parti İstanbul Milletvekili Erol KAYA, CHP İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen ÖĞÜT, Ümraniye Kaymakamı Mustafa ÇEK, Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi TÜRKMEN, Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu Genel Başkanı Hüseyin AKDENİZ, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Muhtarlar Birliği Başkanı Mustafa YEŞİLLEME, İstanbul Muhtarlar Federasyonu Başkanı Kadir Delibalta, Prof.Dr. Kamil Ufuk BİLGİN, Prof.Dr. Uğur ÖMÜRGÖNÜLŞEN, Prof.Dr. Ali AKYILDIZ, Prof.Dr. Zekeriya KURSUN, Prof.Dr. Recep BOZLAĞAN, Doç.Dr. İlker GÜNDÜZÖZ, Dr. Mehmet GÜNEŞ, Bölge Muhtarlar Federasyon Başkanları, İl ve İlçe Muhtarlar Dernek Başkanları ve Türkiye'nin 81 ilinden gelen muhtarlar ile  İstanbul ili muhtarları olmak üzere 1500 muhtar katıldı.

 

 

Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu Genel Başkanı Hüseyin AKDENİZ sempozyumda yaptığı açılış konuşmasında şunları söyledi:’’ Köy ve Mahalle, demokratik toplumların temel yerel forumu niteliğini halen korumaktadır. Yaşanabilir kentlerin ancak yaşanabilir köy ve mahallelerden oluşacağı kabul edilmektedir. Hizmetlerde etkinlik ve verimliliğin sağlanması, halkın kendi kendini yönetmesi ilkesinin yaşama geçirilmesi, yerel demokrasinin geliştirilerek kazanımların ülke düzeyine aktarılması, kentsel topluluğun sosyal ve ekonomik kalkınması, yerel yönetimlerin kurumsal ve yapısal çerçevesinin geliştirilmesiyle mümkündür.

Kentsel alanda en küçük toplumsal ve yönetsel birim olarak kabul edilen mahalle ve yönetimi, tarihsel geleneksel özellikleriyle, toplumsal yapımızda varlığını günümüze kadar korumuştur. Bazı dönemlerde hukuken ortadan kaldırılması sonucunda oluşan boşluğun giderilememesi mahalle yönetimlerinin öneminin ne kadar doğru seçildiğini göstermektedir. Günümüzde kentsel alanda halka en yakın birim özelliğini koruyan mahalle yönetimleri, seçimle göreve gelen organları olmasına rağmen tüzel kişilikleri, bütçesi bulunmamakta, kendisine değişik düzenlemelerle verilen yetki ve görevleri kısıtlılıklarla yerel yönetim ve mülki idare birimleriyle ast-üst ilişkisi içinde görmeye çalışmaktadır.

Yaptığı toplantı, seminer, sempozyum, çalıştay ve eğitim seminerleriyle Türkiye muhtarlar konfederasyonu, köy ve mahalle yönetiminin sorunlarına çözüm üretmeye çalışmaktadır. Ancak Mahalle ve köy  yönetiminin sorunlarının  çözümünde tüm toplumsal, yönetsel, siyasal aktörlerin işbirliği kaçınılmazdır. Özellikle en küçük yerel birimler ile  diğer yerel birimler alanda birlikte hareket ederek uyumlu, sorun çözücü ve koordineli hareket etmeyle yönetişim makenizması oluşturulmadır.

Gerçekte hiçbir yetkisi olmayan muhtarların 5393 sayılı kanunda yazdığı şekliyle Örneğin ‘‘mahallenin yaşam kalitesini geliştirmek’’ gibi birçok boyutu olan görevleri yerine getirebilmesinin mümkün olmadığı görülmektedir. Diğer yandan mahalle yönetiminin esaslarının belirlendiği mahalle ve ihtiyar heyeti yönetmeliğinde dahi hala muhtarlık seçimlerinin 4 yılda bir yapıldığı yazmaktadır. Oysa ki 1984 yılından beri seçimler 5 yılda bir yapılmaktadır. Bu bile tüzüğün günün koşullarına getirilmesi için açık bir örnektir.

Mahalle ve mahalle yönetiminin, tarihsel ve geleneksel özelliklerini de dikkate alarak açık tanımlamasının yapıldığı, temel amaç ve işlevlerinin gösterildiği, temsil ve katılımın ön planda olduğu bir çerçeve, mahalle yönetimi yasası ile görevleriyle birlikte diğer kuruluşlarla ilişkilerini ve yeni seçilme kriterlerinin esaslarını belirleyen yönetmeliğin merkezi yönetimce çıkarılması, mahallenin kent yönetimiyle organik bağının bir şekilde kurulması gerekmektedir. Ayrıca mahalle oluşturmada mahalle sayısının oldukça yüksek olduğu da göz önünde bulundurularak mahalle birleştirmelerinin gerekli kriterler değerlendirilerek tutarlı kurallara bağlanması gerekmektedir.

Çağdaş demokrasilerin “yerel kaynaklara dayanması” özelliği gereğince mahalle halkının “kentine sahip çıkma” ve “kentlileşme” bilincine ancak bunlara uygun kurumsal yapıyla sahip olacakları beklenmektedir. Buna bağlı olarak kentsel nüfusun hızla arttığı ülkemizde, bilinçli kentsel nüfus potansiyelinin demokrasimizin geliştirilmesinde anahtar rol oynayacağı bir gerçektir.

 

 

Geleceğin Türkiye'si içinde muhtarlık teşkilatı Türk toplumunun vazgeçilmez unsuru olarak her zaman tarihindeki yerini alacağından hiç kuşkumuz yoktur. 21. Yüzyıl muhtarlarına yakışır, belirlenen hedefler çerçevesinde azimle yolumuza devam edeceğiz. Bizlere düşen görev bugün içinde bulunduğumuz zorlukları ve bunların çıkış noktalarını gerekçeleriyle üst yöntemlere doğru şekilde ulaştırmaktır. Bireysel istekler hiçbir zaman genele hitap etmez, her birimiz seçilirken önce hizmete talip olduğumuzu unutmamalıyız’’dedi.

“19 EKİM MUHTARLAR GÜNÜ OLSUN İSTİYORUZ”

Akdeniz, "Türk-Osmanlı tarihinde ilk seçimler muhtarlık seçimleridir. 19 Ekim 1829 tarihinde kurulan muhtarlık teşkilatı 186 yıldan bu yana halkamıza hizmet vermeye devam ediyor. Dolayısıyla biz muhtarlar hükümetimizden 19 Ekim tarihinin yasalatırılarak  her yıl her yıl kutlanmak üzere ‘‘Muhtarlar Günü’’ ilan edilmesini talep ediyoruz. Bununla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreterliği’ne dilekçemizi, vermiş bulunmaktayız" ifadelerini kullandı.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Muhtarlar Birliği Başkanı Mustafa Yeşilleme yavru vatandan ana vatana tüm muhtarların selamını getirdiğini ifade ederekŞunları Söyledi’’ Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden ve de özellikle 240 muhtar arkadaşımızdan,K.K.T.C Muhtarlar Birliği Başkanımız Sayın Hüseyin Barbet beyden  saygılar,sevgiler ve  selamlar getirdim.

Değerli arkadaşlar  Kıbrısda muhtarlık Osmanlı döneminde başlayıp günümüze kadar gelmiştir.Osmanlı döneminde Kıbrısda muhtarlık Türkiye’den 10 yıl sonra Padişah’ın fermanı ile 16 Mayıs 1839 yılında kurulmuştur.

Değerli arkadaşlar çok eskiye gitmeden muhtarlık Osmanlı’dan sonra İngiliz döneminde Atama şekli ile yapılırdı.Bu atama Türk köylerinde 1 Türk,Rum köylerinde 1 Rum olarak,karma köylerde ise 1 Türk 1 Rum olarak belirlenirdi.Muhtar atanırken aranan özellikler arasında öncelikle  o bölgenin sevilen,sayılan,muteber ve varlıklı kişilerinden seçilirdi.

Seçilen muhtarlar İngiliz döneminde muhtarı diğer insanlardan ayırt edebilmek için göğüslerine görünen bir yere nişan,işaret takılırdı.

Bu nişan köye veya bölgeye gelen Devlet Memurları,Polisler,yabancıların,yani muhtarı tanımayan kişilerin  tanıyabilmesi için kullanılmaktaydı.İdarenin verdiği tam yetkiyle  görev yapan muhtarlar herhangi bir durumda önce muhtarın görüşünün alındığı,ayrıca resmi geçit ve törenlerde muhtarın protokolde yer aldığı bilinmektedir.

Bu süreç  1974 Mutlu barış harekatına kadar bu şekilde devam etmiştir.1974 sonrası Kuzey Kıbrıs’da muhtarlık seçim ile yapılmaya başlanmıştır.1976 Seçim ve Halk oylaması yasası uyarınca seçimle işbaşına gelen muhtarlar fasıl 244 köy ihtiyar heyetleri yasası altında görev yapmaktaydı.

Bunlardan bazı görev ve yetkilerinin bir kısmı:

1.Köyde huzuru sağlamak

2.Kaymakam tarafından veya onun adına kendisine gönderilen tüm bildirim ve bildirgeleri Halkın bilgisine getirmek.

3.Mahkeme Mukayyidi tarafından veya onun adına yerine getirilmek üzere kendisine teslim edilen tüm mahkeme kararları,İcra ve Haciz  emirlerini yerine getirmek.

4. Doğum ve Ölümlerin kaydı yasası ile öngörülen görev ve yükümlülükleri yerine getirmek.

5.Yasayla Örf ve Adetlerin yüklediği veya verdiği tüm görevleri genel olarak yapar.

6. Mahalle veya Köy sakinlerinin muhtar tarafından onaylanması gereken evrakları onaylamak.Ayrıca hayvan tezkereleri Yasası,Orman Yasası,Mey ve Ağaçlarını koruma Yasası,Yakıt Sahaları Yasası,Köy Yükümlülükleri Yasası,gibi 25 çeşit yasa tahtında görev yapıyor.Görüleceği gibi Belediye ve Bakanlıkların yaptığı işlerin fazlasını muhtar yapmaktaydı.Kuzey Kıbrıs’ta muhtarlık seçim ile yapılmaya başlandıktan sonra,seçim nasıl yapılıyordu?1998 yılına kadar siyasi Partilerden bugün belediye başkanı ve meclis üyeleri aday olduğu gibi bir aday olunuyordu.1998 yılından sonra yapılan seçimlerden günümüze kadar muhtarlar hiçbir siyasi partiden aday olmuyor.Tamamen bağımsız olarak seçiliyorlar.Değerli arkadaşlar 2008 yılına kadar köyler hiçbir belediye’ye bağlı değildi.2008 yılında Yerel Yönetimler ve Reform Yasası geçmiş bütün köyler belediyelere bağlanmıştır.Bugün Belediyelerin verdiği hizmetlerin tümünü muhtarlar veriyordu.Köyün temel bütün hizmetlerini muhtarlar yapıyordu.Tüm vergileri’de muhtarlar topluyordu,şuda bir gerçek köylerimiz belediyelere bağlanmadan önce daha çok ve daha iyi hizmet alıyordu.Lütfen Üsküdar Belediye Başkanımız bizleri yanlış anlamasın.Bu söylemim kendi belediye başkanlarımız için geçerlidir.

Değerli arkadaşlar bahsettiğim konuyu açmam gerekirse,yani muhtarlar köylerinin içme suyu,aydınlatma,temizlik,kaldırım,çocuk parkları,yeşil alanlar,sosyal faaliyetler  ve hertürlü hizmeti veriyordu.Bunun yanında Hayvancılar için sulama kuyuları,meraların ekilmesi,hayvancıların hayvanlarını besleyebilmesi için boş kalmamalarını sağlama.Çiftçi ve Ziraatcıları da hayvancılardan zara görmemesi için köyün kırbekçisi(Desteban)ile birlikte korur.Bunun yanında arkadaşlar bu işleri yapabilmek için su parasının aydınlatma,temizlik (Sıhatti Umumiye)ve Destebanlık(Kır bekçisi)ücretini toplardı.Bunlar neye göre toplanırdı.

Çiftçi ve Ziraatçılar ekip biçtikleri tarlaların dönümüne hayvancılar ise küçükbaş veya büyükbaş hayvan sayısına göre hesaplanırdı.Su parası yine şimdi olduğu gibi kullandığı tona göre hesaplanırdı.Sıhhatı  umumiye ise(temizlik-aydınlatma)hane başı ve ailelerin maddi durumuna göre idi.Kır bekçisinin ücretinin (maaşının)%50’sini devlet diğer %50’sini ise köyden toplanan vergiler ile karşılardı.Vatandaştan toplanan Tüm para makbuz karşılığı alınırdı.Harcamalar ise yine ihtiyaç ve gereksinime göre fatura-makbuz karşılığı yapılır.Bu işler bağlı oldukları kaymakamlıklarla istişare içinde olunurdu.Her yıl sonu ise muhtarların gelir ve gider kaymakamlık müfettişleri tarafından düzenli olarak kontrol edilirdi.

2008 yılında kabul edilen Reform Yasasında muhtarlara sadece üst kurulda yer verildi ,buda belediye meclis toplantılarında (senede 4 sefer) tavsiye kararı alınıp,belediye meclisine sunar,Belediye meclisi ise kabul etmeme konusunda özgürdür.

Görüleceği gibi muhtarların belediye meclisindeki temsiliyeti formalitedir.Yeni çalışmalarımızdaki isteklerimizden biride seçilen her muhtarın bağlı olduğu belediyede meclis üyesi gibi kararlarda oy kullanması ve aynı haklara sahip olması.Bununda belediyelerin yerinde hizmet açısından daha aktif olmasını sağlar’’dedi.

“BELEDİYE VE MUHTARLIK SEÇİMLERİ AYRI YAPILMALI”

Muhtarları ağırlamış olmaktan dolayı mutlu olduğunu ifade eden Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, “İstanbul’umuza hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Bugün burada tüm Türkiye hatta yavru vatanımız Kıbrıs da burada. Dolayısıyla burada konuşulacak olan konular, tartışılacak olan konular aslında tüm Türkiye’ye Türkiye sınırlarının dışına da taşacak, oralarda da gündem oluşturacak hususlardır” dedi.

Sempozyuma katılamayan muhtarları için konuşulanları 50 bin civarında muhtara adreslerine Kitapçık halinde postalayacakları sözünü veren Başkan Türkmen, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Geçenlerde sayın Cumhurbaşkanımız da ifade ettiler. Aslında bunu diyenler, senin baban muhtar mı bunu istiyorsun diyenlerin gerçek niyeti, hatırlayınız Cumhurbaşkanımıza muhtar bile olamaz derken sizin tamamınıza hakaret ettiler. Sizi adam yerine koymadıklarını, kendi dünyalarındaki sizin makamlarınızı açıkça itiraf ettiler. Yalnız bu son seçimde de muhtarlar az kalsın bizim başımızı da yakıyordu. Çünkü aslında orada da bir yanlışlık var. Biz bu durumu yetkili kurumlara ilettik. Muhtarlık seçimleri ve belediye seçimlerinin aynı olmaması lazım. Özellikle son seçimlerde bizim Üsküdar’da çok ciddi anlamda oylarımız yandı. Bazı yaşlı ya da okuma yazma durumu olmayan seçmenlerimiz alıyor belediye başkanının pusulasını, yanına muhtarın pusulasını alıp bir zarfa atıyor. Bugün bizim Üsküdar’da yapılan seçimlerde ortalama oy kaybımız 6 bin idi. Ne yazık ki 30 Mart seçimlerinde 16 bin geçersiz oyumuz çıktı. Abartmıyorum bunun 10 bini de bizimdi.”

“MUHTARLAR DEMOKRASİNİN EN CİDDİ ANLAMDA TECELLİ ETTİĞİ KİŞİLERDİR”

Yeni yapılan belediye binasında muazzam bir odayı muhtarlar için tahsis edeceklerini ifade eden Türkmen, "Biz muhtarlarımızı tabii ki çok seviyoruz" dedi. Türkmen, “Aslında yasalar çok fena değil, bir takım gelişmeler var ama değerli arkadaşlar bu alışkanlıklar var ya, alışkanlıkları terk etmek çok zor. Hayatımızda her işimiz bir alışkanlığın sonucudur. Bu alışkanlıkları terk etmek aslında önemli bir problemdir. Çok sayıda belediye başkanı arkadaşlarımız var, bazılarının muhtarlarımızla araları çok iyi. Bir takım imkanlar, yetkiler, sorumluluklar. Bazıları yapmıyor ama aynı yasa aynı mevzuat 5393 sayılı kanunda ben de inanıyorum muhtarlarımızla ilgili güzel düzenlemeler var. Aynen diğer yasalarda olduğu gibi bu yasaları uygulayıcılarda sıkıntı var değerli arkadaşlar" diye konuştu.

Muhtarları demokrasinin en ciddi manada tecelli ettiği kişiler olarak değerlendiren Türkmen, “Sizin mahallelerinizde aldığınız oylar ananızın ak sütü gibi size helal. Size kimse liderinizi, partinizi sevdiği için oy vermiyor. Şahsınıza, kişiliğinize, karakterinize, ya da mahallenin sorunlarını çözeceğinize olan inancına oy veriyor. O yüzden sizlerle ilgili yasal düzenlemelerin ivedilikle yapılması ve bundan da önemlisi uygulamasına geçilmesi noktasında kafa yapısının değişmesi lazım. Bunu inşallah hep birlikte başaracağız” şeklinde konuştu.

 


Önceki Haber 
Sonraki Haber

Yorumlar

Yorum Yapın