Katar Mevzusu Hakkında

Katar Mevzusu Hakkında

GÜNDEMDEN KISA KISA

 

 

Bir süredir yazamadığım için bu yazımda özetler halinde belli başlı gündem maddelerini ele almak istedim.

Katar mevzu

Bu bahis çok derin ve ucu muhtemelen bize dokunacak. Katar’a bize verdiği desteğin hesabı da bu arada sorulacak gibi gözüküyor. Bu noktada genç neslin hatırlayamayacağı bir tarihi olayı bir arkadaşım söylemesi ile anımsadım. 1990 yılların hemen başı Irak birilerinin gazı ile Kuveyt’i işgal etmişti . sonra ne mi oldu? O gaz verenler önce Irak’a savaş açtı. Sonra gelip işgal ettiler. Yani uzun lafın kısası başta ilk kafa tutan olmak üzere Katar’a karşı yine aynı ülkenin gazına gelen ülkeler dikkat etsinler sonları Irak gibi olabilir.

Eğitim sisteminde değişiklik

Bir yetkilimiz açıklama yapıyor. Yakında anaokulu da zorunlu hale gelecekmiş. Söylemekten dilimizde tüy bitti. Zorunlu eğitim süresi uzadıkça bizim gibi ülkelerde eğitim kalitesi düşer. Pek çok araştırma ile bunu ortaya koyduk ama o kadar girişime rağmen bir gün bir yetkili gelip te bir şey sormadı. Sadece şunu söyleyelim. OECD topluluğunun organize ettiği   PİSA sınavına dünyadaki belli başlı hemen hemen bütün ülkeler katılır. Bu sınavdaki sıralamamız OECD ülkeleri içinde sondan bir yukarısı yani 35 OECD ülkesi içinde 34. Sıradayız Meksika sağ olsun çok ufak farklarla Meksika’yı geçip sonunculuktan kurtulduk. Bu arada bu sınav herkesin kendi dilinde yapılıyor. Şimdi sonuç ortada daha neyin savunmasını yapıyoruz. Sonucu pekiştirecek bir soru soralım. Normalde okuma yazma 1. Sınıfta öğrenilir. Bugün bana çok değil her ilden sadece 1 devlet okulu gösterin ilk okul bırakın 2 yi 3 ü 4 ü ilk okul 5 gelmiş öğrenciler içinde bütün sınıf okuma yazma biliyor olsun. Yeri gelince hükümetimizi pek çok konuda övüyoruz başarılarını dile getiriyoruz. (sağlık, ulaşım, ekonomi…) ama eğitimde sınıfta kaldık bunu kabul edelim yol yakınken dönelim. Burnundan kıl aldıracak bir yetkili gelsin elimizdeki sonuçları paylaşalım.

Trabzon- Rize gerginliği

Açıkcası takım tutmuyorum (bu sistemde bölücülük unsuru olarak kullanılıyor)ama sosyal medyada bolca ilgili paylaşım olunca olayı araştırdım. Konuyu anlatmaya gerek yok. hemen herkes biliyordur heralde. Direk fikrimi söyleyeyim bu maçı bahane ederek iki şehir arasında düşmanlık tohumları atmak isteyenler ile iç savaş çıkarmaya çalışan bölücü örgütler arasında bu noktada hiç fark göremiyorum. Sonuçta o niyette olmasa da aynı amaca hizmet ediyor. Kaldı ki her iki şehirde de bu tür söylemleri yayanlar araştırılmalı. İyi niyetli olanlara bir tek soru sormak istiyorum. Araştırdığım kadarı ile Trabzonsporun bir iddiası yokken (ve diğer tüm takımlar) son hafta maçlarnı hep bitsede gitsek havasında oynamış gözüküyor.  Yıllardır böyle devam eden bir durum varken Trabzonspor normal de yaptığı şeyi yapmak yerine (doğru yanlış bu ayrıca tartışılır) maça bir şampiyonlar ligi finali gibi önem verseydi o zaman şike olmazmıydı. Yani şikenin tarifi nedir. Normalden farklı sonuçlara sebep olacak girişim ve eylem değil mi? Bu durumda geçmiş yıllara baktığımızda son haftalar hep rölantide oynayan bir takımın hiçbir iddiası yokken futbolcuların kendisini yırtarcasına oynaması normalmidir? Empati yapalım tuttuğumuz takımı ayırıp tarafsız bakalım olaya…

Sizin hiç amcanız öldü mü?

Hala, teyze, amca, dayı bağlamında belki de ilk ölenimiz olduğu için mi diye düşündüm önce… ama ondan değilmiş. Amca, baba yarısı derler ya gerçekten öyleydi bizim için. Belki son yıllarda işlerimiz sebebi ile çok sık görüşemesek te amcam hep oradaydı. Aradığımda telefonun ucunda gittiğimde evinde çok nadir de olsa dershanede … Köyde olduğumuz zamanlarda bazen balık yapınca çağırırdı bazen yemek yapınca bir tabakta bize gönderirdi. Beraber fındık toplarken komuta hep onda olurdu yine çocukmuşuz gibi fıkralar anlatır bazen de Türkçe öğretmeni olması hasebi ile bize sorular sorardı. Bu sorular sınava girecek olanlara daha çok gelirdi ki çaktırmadan ders çalıştırma niyeti vardı belki de.  Hele küçükken, ah o çocukluk yılları, çocukken abimle paylaşamadığımız, Ankara’ya geldiğinde bayram ettiğimiz, omzunda oturup hikayeler dinlediğimiz hiç rahat bırakmamamıza rağmen bir kere olsun yüzünü ekşittiğini dahi görmediğimiz amcamız İbrahim KIRKBİR vefat etti. Allah-u Teâlâ rahmet eylesin…    


Önceki Haber 
Sonraki Haber

Yorumlar

Yorum Yapın