Güvendiğimiz Dağlara Kar Yağdı...

 

 

Güvendiğimiz Dağlara Kar Yağdı...

Millet olarak böyleyiz…

Çok güveniriz, çok itimat ederiz, hilesiz dostlukları kovalarız…

Sırtımıza sopa yedikçe bu duygularımız azalacağına çoğalır.

Aynı hataya sürekli düşmek acaba zeka ile alakalı bir durum mudur, yoksa yaratılıştan bize verilen bir özellik midir?

Bu millet vefalı, acıyan, yardım sever, hoş görülü, sadık…

Acaba bu özelliklerimiz mantıklı düşünmemizi engelliyor mu?

Milli takımın futbolcuları, teknik heyeti, radyolar TV’ler, gazeteler öyle bir beklenti içersine girdi ki bildiğim Türkçe ile anlatamadım, dünkü yazımda çokça Azerice terimler kullandım. O yazımın başlığına da “AVROKUBOK MACERAMIZ” diye yazdım...

İnanmıyordum çünkü!..

Bir dünya takım yenilmeyecek, bir dünya takım beraber kalacak, bir dünya takım yenilecek ki biz yolumuza devam edelim…

12 adayı teslim ettiğimiz İtalyanlar, onları Yunanlılara hediye eden İtalyanlar, yedekleri ile çıktığı maçta İrlanda’ya resmen, hiç gizlisi saklısı yok maçı verdi.

Belçika maçına bağlı olarak maçı ortada götürdüler, ne zaman ki o maçta işler değişti İtalyanlar yüzlerindeki maskeyi çıkardılar ve ruhlarındaki acı kini ve nefreti adeta sahaya kustular..

 Kalecinin kasten boşa çıkması yetmeyince acele bir ikramla sırtını döndüler ve İrlanda golünü attı, veda ettik turnuvaya…

Hangi millet bu kadar enayicesine bir duygu ve güvenle başkasına güvenebilir?

Alman kaleci Oliver Kahn İtalyan hocanın Türklerden intikam aldığını söylüyor!

Başkasının gücüne bu kadar teslim olmak var mı Allah aşkına.

Elbette yapacaklar, elbette seni aralarına almayacaklar.

AB kapılarında sürünmemizin başka bir izahı var mı?

Müslüman olarak ilk olacağız AB .

Bu mümkün mü?

Milletler arası ilişkilerde kendi gücüne güveneceksin. Kimseye bel bağlamayacaksın.

 İlk iki maçı İtalyan varı rakibine hediye eden milli utanmazların son çırpınışı para etmedi.

O iki maçta sürekli “al da at” dercesine oynayan bir çok oyuncumuza söylenecek çok şey var ama önce biz başkasına gereğinden fazla güvenme hastalığından vazgeçeceğiz…

Hüsrana uğramak istemiyorsak bu duygumuzu kontrol etmek zorundayız.

O zaman belki bizim çocuklarımız daha namuslu, dürüst, kendine güvenen, başkasına ihtiyatla yaklaşan bireyler olurlar.

Azerice bir cümle ile bitireyim.

Yığma komandalarımız  üç maçlık tiyatrala çıktı, avrokubok ta İtalyanların açık qayda bozuntusuna kurban gitti…

Sevgi ve saygılarımla


Önceki Haber 
Sonraki Haber

Yorumlar

Yorum Yapın