İÇ İSYAN ÇIKARMAK İSTEYEN HAİNLERE DİKKAT

İÇ İSYAN ÇIKARMAK İSTEYEN HAİNLERE DİKKAT

Bugünler de maalesef pek çok iç ve dış cenah bu iş için kafa yoruyor. Yine maalesef pek çok saf vatandaşımız bilmeyerek bunların ekmeğine yağ sürüyor.

Öncelikle bu iş için uğraşan hainlerden biraz bahsedelim; bunlar bu vatanın ekmeğini yiyen ama ilk fırsatta yediği kaba pislemekten geri durmayan hainler. Pek çoğunun silsilesi hainlerle doludur. Bunlara diyecek bir sözümüz yok çünkü her kaptan içindeki sızar dolayısı ile içinde hainlik olan bir kişiden başka bir şey beklemiyoruz. Ancak bu hainlere kanan saf vatandaşlarımız işte bu yazımız bunlar için kaleme alındı.

Bilindiği üzere ana muhalefet lideri bir yürüyüşe başladı. Gerçek amacının ne olduğunu bilemiyoruz. Diyelim ki gerçekten adalet için yürüyor olsun. Şimdi bu ülkede kanunlar var ve adalet aramanın yolu belli, neresi?

  • (normal mahkemeden başlayıp Anayasa mahkemesi oda olmadı insan hakları mahkemesine kadar yolu var.)

Eğer kanunlarda bir adaletsizlik olduğunu düşünüyor iseniz o zaman yapmanız gereken nedir?

  • Yeni kanun teklifi vermek. Nereye? Tabı ki meclise

Şimdi iç hukuk yollarını dahi tüketmeden Avrupa insan hakları mahkemesine gitmeden yada yeni kanun teklifleri yapmadan sokakta adalet aramak neye hizmet edecek bir düşünmek lazım?

15 Temmuz darbe girişiminde her zamanki darbe girişimlerinden farklı olarak ilk defa ülkemizde sivil vatandaşlar hedef alındı. Hem de elinde bırakın silahı taş dahi olmayan sadece ülke bayrağını tutan vatandaşlar. Bunlara kurşun atanların çoğu belki temelden vatan haini değildi kafası fazla çalışmayan kandırılmış hain yamakları idi. Buradaki amaç neydi: darbe girişimi başarılı olsaydı halktan daha fazla insanı öldürüp ülkemizin işgaline kapı aralamaktı. Uluslararası basında “Türkiye de askeri cunta ihtilal yaptı ve ihtilale karşı protesto gösterisi yapan insanları öldürüyor” haberini bir anda yayıp dört bir taraftan ülkemize müdahale edilecekti. Zaten pek çok sınırımız olan yerlerde müdahale için hazır bekleyen askeri grupların varlığı sonradan ortaya çıktı. Bu senaryoyu 2008 yılında kaleme alıp 2010 daha sonra 2014 yılında basılan toplum mühendisliği kitabımı okuyanlar hatırlar.

Bu senaryoyu nasıl tahmin edebildik?

Tabıki tarihten. Sultan II. Abdülhamit hanın dediği gibi “tarih değil hatalar tekerrür eder”.

Birkaç yıl önce  “Abdulhamit’e  yapılanlar tekrar gündemde” isimli yazımda bunlardan bahsetmiştim. O dönemde yapılanları okuyunca hareket ordusunun istanbul’a gelme sebebinin biraz değiştirilerek uygulamaya konulacağı belliydi tarihteki isyan hareketleri yada ihtilal girişimleri ve sonuçları bellidir. Bunlara eklenecek yeni stratejileri düşünmekte bir sosyal bilimci için zor değildir.

O senaryoyu tutturamadılar. Ama şimdi korkum odur ki Abdulhamit hana yapılan başka bir senaryoyu ufak tefek değişlikle uygulamaya koydular. İşte bu noktada yazının başlarında sorduğumuz sorunun cevabı “adalet yürüyüşü! “ neye hizmet edecek sorusunun cevabına gelelim.

                Sayın Kılıçdaroğlu belki samimi duygularla hareket ediyor ama Maalesef bu aklı verenlerin yada dolaylı olarak yönlendirme yapanların kafasında bir iç savaş fitilini ateşlemek var.

Öyle gözüküyor ki bir hain cenah sadece yürüyüş fikrini fısıldamakla yada bilinç altına atma faaliyetleri ile yetinmeyip, İstanbul’a varış vakti için pek çok terör örgütünün yanında  Tayyip ERDOĞAN’a herhangi bir sebepten ötürü tepkisi olan hemen hemen bütün örgüt, grup yada bireyin orada olarak geziden daha büyük ayaklanma girişiminin peşindeler. Bu hain planlarına başta muhalefet lideri olmak üzere pek çok vatandaşımızı alet etmeye çalışıyorlar. Oraya giden insanların onların nazarında böcek kadar değeri yok bu sebeple muhtemeldir ki orada yapmaya çalışacakları bir bombalı eylemle yada direk onların karşısına çıkaracakları ufak yada büyük başka bir grup ile bir isyanın fitilini ateşlemek amacında olabilirler. Zaten varış vaktinin 15 Temmuza gelmesi de tesadüf değil heralde?

 Hatırlarsanız gezinin başında fitili ateşleyen olay sabahın köründe bazı fetöcü polislerin orada çadırı olan bazı grupların çadırını yakması ve tazyikli su ile müdahale etmesi idi. Şimdi büyük oranda (İnşallah tamamendir) fetöcüler güvenlik güçlerinden temizlendiğine göre bunu yapmaları zor o zaman diğer alternatiflere yönelecekler.

                Bu durumda bize düşen ne?

  • Tabı ki akıllı olmak.

-bakın Tayyip Erdoğan’ı sevmeye bilirsiniz ama bu ülkede halkın oyuyla seçilmiş ilk cumhurbaşkanıdır. Eğer memnun değilsen gidersin oyunu başkasına verirsin. Ama sırf sevmiyorsun diye kanun dışı bir yolla onu makamından indirmeye çalışmak eşkıyalıktan başka bir şey değildir. Kaldı ki bu eşkıyalık iç savaşa sebep olacaksa ve ülkeyi parçalanmaya sebebiyet verecek bir noktaya sürükleyecekse bu eşkıyalık aynı zamanda vatan hainliğidir.

- akıllı olalım, vatan hainlerinin ve düşmanlarımızın ekmeğine yağ sürmeyelim.

Kanunlar çerçevesinde protesto yapmak fikirlerini özgürce söylemek hakkına tabı ki sahibiz ama kanunun dışına çıkmak hele ki zorbalıkla zulümle bir şey yapmaya çalışmak tekrar söylüyorum;  Eşkıyalıktır.    

Bu tür oyunlara gelmeyelim.

Son pişmanlık fayda vermez.

Hainler amacına ulaşırsa olan bize olur. Yani sağcı - solcu, alevi- sunni, Türk- Kürt, Galatasaraylı – Fenerbahçeli hiç farketmez…vb ne olursanız olun akıllı olmaya çalışın.

Suriye nin şuanki durumunu düşünün onlar çok değil 7 sene önce parçalanmış Irak tan kendilerine sığınanlara acıyor bazıları da bunlarda heryere yayıldı niye burdalar ki diye dudak büküyordu. Bugün ne oldu o dudak büktükleri acıdıkları Iraklılar gibi oldular. Diğer taraftan sonumuz Irak yada Suriye gibi olursa bizim sığınabileceğimiz bir liman varmı? diye düşünün. Yani bizim Türkiye’nin yaptığı gibi hangi ülke bize kucağını açar.

Fazla söze gerek yok; iç savaş arayışındaki hainlere yada onların kandırdığı saflara uymayalım.


Önceki Haber 
Sonraki Haber

Yorumlar

  1. 0 0
    {usertitle}

    Vatandaş

     1 Kasım 2017 00:10
         

     Mükemmel ve nokta atışı bir yazı..

Yorum Yapın