EĞİTİM SİSTEMİNDE TEMEL SORUN GÖZ ARDI MI EDİLİYOR?

EĞİTİM SİSTEMİNDE TEMEL SORUN GÖZ ARDI MI EDİLİYOR?


Zorunlu eğitim ücretsiz verilmesi, kitapların bedava olması ve üniversiteye hazırlık için bedava kursların verilmesi çok iyi uygulamalar. Ancak sonuçlara baktığımızda acaba 8 yıllık zorunlu eğitim ve sonrasında 12 yıllık zorunlu eğitimin sonuçları beklenildiği gibi oldu mu?

Üç yılı aşkın bir süredir bazı lisans ve yüksek lisans öğrencilerime eğitim sistemi ile ilgili çalışmalar yaptırıyorum. Özellikle 12 yıllık zorunlu eğitim sisteminin mevcut sonuç ve sorunlarının yanında gelecekteki öğrenci ve öğretmen performansına etkisinin yanında çalışma hayatına etkilerini de araştırmaya çalışıyoruz. Bahsettiğimiz hem nicel hem nitel araştırmalar. Sonuçta yüzlerce sayfa çalışma sonuçları var. Özellikle zorunlu eğitimle ilgili bazı özet sonuçları paylaşmak istiyorum.

Öncelikle kişisel gözlemlerimi söyleyeyim işim gereği başta kendi üniversitem olmak üzere her yıl batıdan doğuya bazı üniversitelerde binlerce öğrenciye ders anlatma yada çeşitli sebepler ile sunum yapma fırsatım oluyor. Genel tespitim hemen her yıl öğrenci seviyelerinde belirgin bir düşüş var. Diğer akademisyenler ile de konuştuğumda hemen herkesin benzer tespitlerde bulunduğunu söyleye biliriz. Bunun en önemli sebebi maalesef ilk öğretim eğitim sisteminden kaynaklanıyor.

 Aslında bunu sizin de test etmeniz çok kolay çevrenizde ilk yada orta öğretim öğretmeni varsa sorun bakalım okulunda 3. veya 4 hatta 5. sınıfa gelip te hala doğru düzgün okuma yazma bilmeyen öğrenciler var mı? Emin olun yüzde yüze yakın oran ile o sınıflara gelmesine rağmen doğru dürüst okuma yazma bilmeyenlerin sayısı değişmekle birlikte cevap; evet olacaktır. Ben bu soruyu 8 yıllık eğitime geçilmesinden 4-5 sene sonra sormaya başladım bugüne kadar belki yüzlerce öğretmenle konuştum ve her yıl genelde artan oranda orta öğretime gelmesine rağmen doğru dürüst okuma yazma bilmeyen öğrencilerin olduğu cevabını almışımdır.

Şimdi eskiyi düşünelim 8 yıllık zorunlu eğitime geçilmeden önce yani 5 yıllık zorunlu eğitim döneminde bir öğrencinin okuma yazma bilmeden ilkokul ikinci sınıfa geçme oranı yüzde sıfırdı. Bunun en önemli sebebi ilkokulda neredeyse yüzde sıfıra yakın kalma oranıdır. (bunuda test edebilirsiniz çevrenize sorun bakalım ilk okulda sınıfta kalan bir öğrenci varmı?)  

Şimdi siz öğrenciyi sınıfta bırakamazsanız onu çalışmaya yönlendirmeniz çok zordur. Sonuçlar ortada. Diğer taraftan zorunlu eğitim süresi arttıkça bir öğrenciyi sınıfta bırakmanın sebep olduğu maliyetler (maddi ve manevi, başlı başına ayrı bir yazı konusu) katlanılabilir olmadığından dolayı herkesi bir üst sınıfa geçiriyoruz. Bu ortamda çalışarak geçen öğrenciler çalışmadan geçen öğrencileri görünce,; demek ki çalışmaya gerek yok diye düşünmeye başlıyor.

Diğer taraftan bugün tez çalışmaları için sanayide görüştüğümüz hemen her ustanın bir şikayeti var.

Çırak bulamamak

Bugüne kadar görüştüğüm bütün ustalardan bu şikâyeti alıyorum.

Çırak bulamıyoruz.

Kaporta ustası, motor ustası, boya ustası, berberi, sıvacısı……kaynakçısı

Hemen hepsinin ortak şikâyeti...

Ustalara şunu soruyoruz: çıraklık okullarından gelen olmuyor mu?

El cevap: (neredeyse standart tabıki istisnalar kaideyi bozmuyor) geliyorlar ama burayı kalıcı görmedikleri için işi sahiplenmiyorlar sonuçta da usta yetiştiremiyoruz. Zaten gelenlerin yaşı belli zorunlu eğitim 5 sene iken bir çocuk ilkokulu bitirip çırak olurdu yani 11-13 yaş aralığında o yaşta birini eğitmek ile 15 yaşını eğitmek bir değil. Diğer taraftan liseyi bitirmiş 18 yaşında birini eğitmemiz ise çok zor o yaşta birini kolay kolay eğemezsin yani ağaç yaşken eğilir.

Peki, şimdi bir soru

Eğer zorunlu eğitim bu şekilde devam ederse mevcut ustalar ölmeye başlayınca bir sonraki kuşak değişiminde her alanda yeterince usta bulabilecekmiyiz?

Cevabı tahmin etmek zor değil.

İşin ilginç tarafı bu zorunlu eğitim süresi uygulamasının pek çok ülkede popüler olması. İşim gereği vatandaşımız olmayan öğrencilerim var. Şuan yüksek lisansta verdiğim bir dersteki bazı öğrencilerimin ülkeleri;

İran, Afganistan, Madagaskar, Suriye, Kazakistan, Fas, Tacikistan

Bu öğrencilerime sorduğumda pek çoğunun ülkesinde de son dönemlerde zorunlu eğitim süresinin uzadığı ve bu uzamayı daha önce yapan İran gibi birkaç ülkede ise yukarda tahmin ettiğimiz sorunların büyük oranda yaşandığı için soruna çözüm aradıklarını söylediler.

İlla bizim bir yerden düşmemize gerek yok. Zaten görünen köyde kılavuz istemez böyle gidersek sonuç belli.

Hem eğitim kalitesinin artması hem de bu usta eğitimi sorununun çözülmesi için ilk önlem çok basit; zorunlu eğitim yine 12 yıl kalsa bile tek bir madde ile bu iki sıkıntının sebep olduğu sonucu engelleyebiliriz.

Oda biran önce;

Zorunlu örgün eğitimin 4 yıla indirilmesidir. Yani çocuklar ilk 4 yılı zorunlu olarak örgün okuyacaklar ama 4 yıldan sonrası bir taraftan okuyup bir taraftan çalışacakları uzaktan eğitim hakkına sahip olacaklar. Şuan zaten bu sistem liselerde var. Tek yapmamız gereken son 4 te yer alan bu sistemi ve hakkı ikinci 4 te yer alan çocuklarımıza vermektir. Bu noktada sanayi içine açılacak orta öğretim seviyesinden başlayacak okullarda (yani meslek liselerinin daha altı olan meslek orta okulları) meslek sahibi olmayı düşünen yada okumaya çok eğilimi olmayan öğrenciler buralara yerleştirilerek daha küçük yaştan itibaren bir meslek sahibi edinmeye başlayacaklar. Böylece hem orta öğretimden itibaren eğitim kalitesi daha kolay yükseltilebilecek hemde daha verimli hale gelebilecek.

Eğitimdeki zorunlu eğitim süresine bağlı olarak ortaya çıkan en önemli sorunlardan biride yukarıda değindiğimiz gibi sınıfta kalma olayının nerdeyse tarihe karışmasıdır. Bu sonuç normal çünkü 12 yıl zorunlu eğitimde eğitimi kaliteli verir ve okuyamayanı sınıfta bırakırsan okuma niyeti olmayan kişilerin çift dikiş yaptığını düşünün en iyi ihtimalle 23-25 yaş arasında büyük bir kitlenin hala orta eğitimde olması istenilen bir durum olmazdı. Bu durumda doğal olarak sınıf geçme çok kolaylaştı buda haliyle eğitimin kalitesinin düşmesine sebep oluyor.

Şu anda Amerika’da devlet lisesi mezunu olanların büyük çoğunluğunun iyi derecede okuma yazma bilmeyen insanlar yığını olduğu söyleniyor. Eğer sistem böyle giderse ülkemizde de  10-15 sene sonra durum aynı olabilir. Şu an ilk okul 1. Sınıfta okuma yazma öğretiliyor. Ama sınıfta kalma, fiili olarak pek uygulanmadığı için, birçok çocuğumuz doğru düzgün okuma yazma öğrenmeden bir üst sınıfa geçiyor. Bu süreç böyle devam ediyor maalesef şuanda nerdeyse 5. Sınıfa gelmiş ama çok iyi okuma yazma bilmeyen epey öğrencimizin var olduğu söyleniyor.

Yukarıda bahsettiğimiz çözüm önerisi aslında bu soruna da çözüme sebep olur. Şöyleki;  eğer meslek orta okulları devreye girerse artık ilkokullarda eğitim zorlaştırılıp eski 5 yıllık zorunlu eğitimde olduğu seviyeye çıkarılabilir en azından ilk 4 yılda en fazla 2 kere sınıfta kalma bile getirilse kalitenin yükselmesi açısından verimliliğe sebep olur. Böylece ilk 4 yıldan sonra isteyen ve bir yıldan fazla ilk öğretimde kalanlar meslek orta okullarına yönlendirilir. Böylece hem 5-8 ve 9-12 araları eğitim kalitesi çok daha rahat yükseltilebilir. Hemde daha orta okul seviyesinden sanayi içine açılacak meslek orta okulları ile pekçok çocuğumuz gençlik çağına geldiğinde bir meslek sahibi olmuş olurlar.

Söz konusu bu meslek orta okullarında teorik dersler pratik derslerden daha az olup o sanayideki işletme sahibi ustaların o okullarda derse girmesi sağlanarak ve belki haftanın bir günü işletmede staj yapması sağlanarak çok daha rahat eğitim yapılabilir. Söz konusu öğrenci yıl sonuna kadar birden fazla ustalık alanında staj yapar ve yıl sonunda hangi mesleği seçmek isterse o mesleğe yönelerek orta okul 2 den itibaren tamamen o mesleğin uygulamalı ve teorik derslerine devam eder.

Böylece yakın bir gelecekte hemen her alanda ustasız kalmaktan kurtulmanın yanında (ki işsizlik gibi pek çok sosyal problemin sebebi olan önemli bir soruna çözümden bahsediyoruz) sanırım daha kaliteli bir eğitim sisteminin adımlarının atılmasına sebep oluruz.   


Önceki Haber 
Sonraki Haber

Yorumlar

Yorum Yapın