MİLLİ ŞOK SİLAHININ HİKÂYESİ

MİLLİ ŞOK SİLAHININ HİKÂYESİ

 

Bu üretim sürecini yazma ihtiyacı hissetmemim esas nedeni özellikle ülkemizdeki iş adamlarımız da; “Bizim insanımızda güzel şeyler yapabilir. Ne yaparlarsa yabancılar yapar aşağılık duygusundan sıyrılalım” düşüncesinin artmasına sebep olmaktır. Bu sebeple yazıma Albayraklar Savunma A.Ş. yönetim kurulu başkanı Sayın Adnan ALBAYRAK’a böyle bir silahın ülkeye kazandırılmasına sebep olduğu için teşekkür ederek başlamak istiyorum.

Milli şok silahımız; belki de cumhuriyet tarihinde ilk defa bir silahın dünyada ilk olarak ülkemizde üretilmiş olması açısından da çok önemlidir. Özellikle Amerika başta olmak üzere dünyada üretim ve satışı yapılan şok silahları var ama milli şok silahımız kablosuz olarak çalışan ve merminin uzaktan kumanda edildiği dünyada ki tek şok silahıdır.

Gelelim üretim hikâyesine;

Çocukluğumdan beri bir çok Anadolu insanı gibi kafasında bir sürü proje geliştiren ama bunların birkaçına prototip yapmanın haricinde hiçbirinde çeşitli kısıtlar sebebi ile seri üretim aşamasına geçememiş bir insanım. Pekçok projemi özellikle gençlik yıllarımda sunduğum şirketler oldu. Ancak yukarda bahsettiğim aşağılık duygusu sebebiyle bir yatırımcı bulamadım. Örneğin bir tanesini anlatayım 1994 yılında dünyada ilk defa başlık değişmeli diş fırçası tasarladım Ankara’da üretimini yapabilecek bir medikal şirkete gittim. Şirketin büyük ortağına projemi anlattım. Beni dinledikten sonra yüzüme baktı ve şu cümleyi kurdu;

“bu yapılamaz çünkü yapılacak bir şey olsaydı senin aklına gelmeden önce yabancılar bunu mutlaka yapardı” (yıllar sonra benzerini yapıp dünyaya satan bir yabancı firma çıktı)

Bu cümlenin çevirisini yapmaya gerek yok. Maalesef bugün pekçok şirket sahibi ve maalesef bazı makam sahipleri hala aynı düşüncededir.

Yılmadım çalışmaya devam ettim. Hatta pek çok projeme maliyetinden dolayı patent ve faydalı model başvurusu bile yapmadım.(toplum mühendisliği kitabımda bu konuyu çok geniş anlattım). Taa ki profesörlük atamama kadar. 2017 yılında atanma başvurusu dosyama “tek sıvı çıkışlı şok tabancası” faydalı modelimi koyarken bir haber müdürü arkadaşımdan ricacı olup eğer haber değeri görürse yapmasını rica ettim. Gelen gazeteci arkadaş bir röportaj yaptı. Bu haber birkaç haber sitesinde yayınlanmış.

O sırada, şuanda şirketimiz müdürü olan kişi yaklaşık 5 yıldır kurduğu bir ekiple bir şok silahı geliştirmek için uğraştaymış ve benim haberime rastlayınca bana ulaştı. “Beraber çalışabilir miyiz” dedi. Bende karşılıksız olarak faydalı modeli onlara verebileceğimi yeterki bu ürünün millete kazandırılması arzumu ilettim. Ama ısrarcı oldu yüzyüze görüşmek istedi. Ben projenin kağıt üzerinde çalıştığını ama üretilecek prototipin istenilen randımanı verip vermeyeceğimden emin olmadığımı zaten bunu tek başına yapabilecek bilgi ve beceriye sahip olmadığımı söyledim. Yine de görüşmek istedi ve Trabzon’a geldi.

İlk görüşmede ben faydalı modelimin çizimlerini yapan değerli mühendis bir hocamızı da çağırdım sonra yönetim kurulu başkanı ile görüşmeye gittik ve Adnan ALBAYRAK’ın risk alarak yatırımcı olması ile şirket kuruldu.

Böylece çalışmaya başladık ana takımda toplamda 2 mühendis ama şirket içinde görüş ve önerilerini bizimle paylaşan çok insanın bu silahta emeği vardır. Bu noktada özellikle lojistik sağlamada ki öz verisi sebebi ile Selahattin YİĞİT arkadaşımıza da teşekkür edeyim. Pratik zekâsını özellikle lojistik sağlamada çok kereler konuşturdu.

Önce değerli mühendis hocamla birlikte sıvı şok çalışması ile işe başladık belli bir aşamaya geldikten sonra geliştirdiğimiz sıvının tomalarda belki elverişli kullanılabilir ama el silahlarında kullanıma çok uygun olamayacağı kanısına yaptığımız prototip silah atış denemelerinde görünce müdürümüz ve Adnan beyinde teşviği ile kuru bir şok tabancası üzerine yoğunlaştık.

Bundan sonraki çalışmalarda özellikle şirket müdürümüzün eski çalışmaları sırasında edinmiş olduğu tecrübelerden de yararlandık. Esas beni etkilemeye sebep olan yönetim kurulu başkanımızın belki onlarca defa bizzat AR-GE ortamına gelerek denemelere katılması üretim sürecine destek vermesi ve ilginç fikirlerini bizimle paylaşması idi. Silahın bu kadar hızlı geliştirilmesinin sebeplerinin başında Adnan bey gelir. Bu noktada özellikle merminin uzaktan kumanda özelliğini katmak üzere aramıza katılan ama onun haricinde de bilgi ve becerisinden silaha çok şeyler katan yüksek mühendis arkadaşımıza da teşekkür ederim.

Sonuç itibari ile çok şükür elimizde çalışan dünyada eşi olmayan bir şok silahı var ve seri üretim planlaması başladı. Şimdi den silahımıza dünyanın pekçok yerinden talepler geliyor ve ilk anlaşmalar yapılmaya başlandı.

Şuan dönüp baktığımda ben bu silahın neresindeyim ve ne kadarlık katkım var diye kendime sorduğumda şöyle diyorum; silahın son hali ile benim faydalı modelim arasında nerdeyse isim benzerliği haricinde benzerlik yok. Yani başladığımız nokta ile geldiğimiz nokta çok farklı yerler. Bazı geceler saat 4 e kadar çalıştığımız ar-ge odasında sehpanın üstünde uyumaya çalıştığım çok yorgun geceler olsa da diyebilirim ki benim bu silahtaki katkı payım herhalde yüzde 10 u geçmez. Aslan payı öncelikle çok büyük oranda mühendis arkadaşların ve başta Adnan Bey olmak üzere diğer şirket çalışanlarınındır. Ben olmasam bile silahın bu şekle geleceğini rahatlıkla söyleyebilirim bundan sonrası içinde bana bir ihtiyaç yok. İnşallah en kısa sürede şirket seri üretim çalışmalarını bitirir ve seri üretim başlar.

Not: yüksek mühendis arkadaşlarımızın isminin yazıda açıklanmamasının sebebi istemedikleri içindir. Onlar gizli kahraman


Önceki Haber 
Sonraki Haber

Yorumlar

Yorum Yapın