Ayıların ve Yunusların Arkası Sağlam!

Ayıların ve Yunusların Arkası Sağlam!


Ayıların ve Yunusların Arkası Sağlam!
Hafta sonu tarihi konaklar ile ilgili bir haber için Çamlıhemşin’deydim. Doğa harikası bir ilçemiz. Doğayı koruma adına gözüme bir tabela çıktı. “Ayıları Vurmayın” tabelası. Sordum yöre sakinlerine? Bu tabelayı kim dikti buraya diye. Onlarda cevap verdi; TEMA vakfı diye…
Hemen aklıma eski kulüp Başkanımız fıkra anlatın becerisi ile dünyaya nam salmış sayın Halim Mete’nin bize yıllar önce anlattığı ayı fıkrası geldi.
"Temel’le Cemal, bir gün ormanda dolaşmaya çıkmışlar. Derken, karşılarına bir ayı dikilmiş. Ayı Cemal’in üzerine yürüyünce, Temel de çekmiş tüfeğini ayıyı vurmuş. Çevredekiler, ’Temel av yasağına uymadı, ayıyı vurdu’ diye şikayet etmiş. Böylece Temel’i mahkemeye çıkarmışlar.

Hakim: Ayıyı vurdun, sana ceza vereceğiz...

Temel: Niye ki?

Hakim: Ayıyı vurduğun için...

Temel: Ha o ayı benim arkadaşım Cemal’i öldürecekti. Ben de onu öldürdüm. Bıraksaydım Cemal’i öldürseydi daha mı iyiydi?..

Hakim: Yapacak bir şey yok. Ayıyı vurduğun için sana ceza vermemiz gerekiyor.

Temel: Neden?

Hakim: Yasa böyle diyor...

Temel: O yasayı kim yaptı ki?

Hakim: Yasayı Meclis yaptı...

Temel: Hakim bey şimdi neye yanıyorum biliyor musun?

Hakim: Bilmem... Neye?..

Temel: Bana vereceğin cezaya değil de, o Meclis’te ayının bile dostları olduğuna, benim hiç dostum olmayışına yanıyorum..."
Sayın Halim Mete’yi bir kez daha selam ve saygılarımla anarak bu kez yaylalardan sahile asıl mevzumuz olan Deniz kenarına iniyorum.
Yayladan döndüğüm aynı gün akşam barbun balığı için ağ attık. Malum mevsim tam barbun yeme mevsimi. Sabah gittik arkadaşla ağı kaldırmaya ama bırakın barbun’u ortada ağ yok! Sorun şu ki son yıllarda Karadeniz’de yunusların hâkimiyeti tüm balıkçıları canından bezdirdi.
Bir yunus balığı ortalama bir günde 40 – 50 kilo balık yiyor. Karadeniz’de binlerce yunus var ve bunun önlemini alacak kurum ortada yok. Aslında var da yok. Aynı doğada yaşayan ayı muhabbetti gibi. Yani Ayıların nasıl ki mizacı anlamda Mecliste adamı var, Karadeniz’de yüzen binlerce yunus balığının da mecliste değil ama AB ‘den gelen emirle avlanma yasağı var. Neymiş efendim; Yunus balığını avlayamazsın. Niye? Çünkü AB öyle istiyor. Sonuç; Türkiye’de bu balığın avlanmaması için bir kurum AB desteği altında süspansiyon alıyor. Bu para nere gidiyor? Belli değil. Karadeniz’de yaşayan binlerce balıkçı ne olacak? Evine nasıl ekmek getirecek?
Yunus balığının hiçbir getirisi bize yok. Banka kredisi altında ağ alan ve bu ağları denize atan balıkçılar artık denize ağ bile atamıyor. Biliyor ki sabah o ağı toplamaya gittiğimde ortada ağ filan olmayacak. Sebebi yunuslar. Bu akıllı hayvanlar ağa takılan balığın kokusunu yüzlerce mil öteden alıyor ve hedef o ağdaki balığı karnına indirmek, indirirken de ağı perişan ediyor, kullanılmaz hale getiriyor. Bana kalırsa 30 yıl öncesinden olduğu gibi bu balıkları avlamak serbest olmalı. Ö dönem Rize limanında bir firma bu balıkları avlayıp, derisi ve yağını dış ülkelere ihraç ediyordu. Devlet böyle bir girişimi yeniden serbest bırakarak, Karadeniz’de balıkçı esnafını yeniden çok rahat bir şekilde koruyabilir. Çünkü yunuslar bize hiçbir getirisi yok, zarardan başka!..
Karadeniz’de olay bu, yaylada Ayı’nın denizde ise Yunus’un arkasında dostları var olduğu sürede yaklaşan seçimlerde meclise gitmek isteyenler kimden oy isteyecek?... Ha, dereyi karşıya geçene kadar “ayıya dayı” diyenler elbette bu seçimde de karşımıza çıkacak ve postu meclise atacaktır…
Önceki Haber 
Sonraki Haber

Yorumlar

Yorum Yapın