Kaynanası Kızının Evinde !..

 

Öncelikle şuna dikkat çekeyim.

Öyle kolay değil bu işler..

Türkiye liginde dört gün arayla iki süper lig maçına çık, ligin dişli takımlarından Gençlerbirliği’ne özellikle ilk devre top yüzü gösterme 90 dakika sonunda “ sanada güle güle” parçası eşliğinde galibiyeti kutla..!

Hikmet Karaman ve öğrencileri Milli arada çok iyi çalıştılar. Allah var, her idmanı yağmurda, soğukta sonuna kadar takip eden birisi olarak ben şahidim. O yüklenmeler, o çalışma, o disiplin 4 gün arayla oynanan Antalyaspor ve Gençlerbirliği maçından alınan 4 puanın hak edilmiş, helal kazancıdır. Allah çalışanı görür. Rizespor’da başta hocası ve oyuncuları işini yaptı ve karşılığını fazlasıyla aldı, tebrikler.

Gelelim maça..

İlk 45 dakikada yeşil – mavili takım rakibi Gençlerbirliği karşısında sahada “varoğlu “sülalesinden geliyordu. Başta oyuna çabuk çıkma olmak üzere, baskı, yardımlaşma, mücadele, pres, teknik, kanat hücumu, defansta milim hata yok. Yani varoğlu var..  Kweuke Rize için ayrı bir silah. Onun varlığı Oğulcan ve Ahmet İlhan’da tetikliyor. 12’de sağdan getirdi Karaoğlan, altı pastan hatayı affetmeyen Jakop oldu. Ankara temsilcisi bu devre futbol oynamaya çıkmadı, her pozisyonda Rizeli topçuları sert müdahalelerle yıldırmaya çalıştılar. Atmaca, ilk kez rakibin bu sertliğine yere yatarak değilde, "horozlanarak" karşılık verdi. Bu çok önemli. Geçen hafta yazmıştım, bizde saha içinde horoz yok diye. Kaptan Kweuke her didişmede olay yerine gitti, takım arkadaşlarına kol kanat gerdi. İşte böyle, itirazını yapacaksın, yapacaksın ki, bir sonraki pozisyonun altyapısını hazırlayacaksın. Burası Türkiye ligi “ağlamayana meme” çalmazlar bu coğrafyada!

İlk devrenin kayıtsız tek hakimi yeşil – mavililer o bolluktan tek farklı skor ile soyunma odasına gitti. Skor aslında son pasları daha olumlu kullansak çok daha farklı olurdu diye düşünüyorum ama olmadı. İkinci devre İbrahim Üzülmez "iki kartını" sahaya sürerken Vedat ve Aydın ikilisinden özellikle soyadı “karabulut” olanı üzerimize kanatlardan çöktü. Ortada top tutamadık, ani kontra toplarda ise “fişi” çekmeyi beceremedik, yada o pozisyonlarda elimizi “prize taktık” diyelim. Konuk takım adına gol geldi geliyor derken, kaleci Dılalo mükemmele yakın toplar çıkardı bu devre ama Robin’in orta sahada işgüzarlığı sanırım “topuk dikenine basıldı !” beklenen golün pahalıya değil de çok ucuza yenilmesine neden oluyordu. Bu gol öncesi Gençlerbirliği takımı yerden yatan rakibine acımadı diyelim. Aynı pozisyonda geçen hafta biz Antalya deplasman maçında gol giderken topu dışarı bırakmıştık, hatırlatmasını da yapayım.

Rize’nin bu maç öncesi tek şansı vardı. Yeniden hayata dönmek, uzun bir aradan sonra üç puanı alıp, rahat bir nefes almak. Son on dakika tüfekte kalan son barutu kullandık. Kazanılan korner sonrası ceza sahası içinde Ahmet İlhan’ın topuk pasında Khalili elini açık unutuyor bizde Filistin asıllı İsveçli oyuncu için adının bu ikramdan sonra “ Abdül Rahman” olarak kabul ediyorduk. Kweuke’nin penaltı golü sonrası kaleci Dılalo oyunun sonraki dakikalarında yine sahne aldı ve haklı bir galibiyetin baş mimarları arasında adını yazdırmayı bildi. Hakem Serkan Çınar, geçen sezon Beşiktaş maçı sonrası, Yardımcı ailesinin evine giderek başsağlığı dilemişti. O akşam Halim Mete Başkan’ın fıkraları cenaze evinde bu maçın hakemi Serkan Çınar’ı fazlasıyla güldürmüş olacak ki maç sonunda bizi de fazlasıyla güldürdü. Ne diyelim, yeşil – mavi hep böyle gülsün, Rize’yi Rizespor’u sevmeyenler ise kaynanası her gün kızının evine yatıya gelsin, diyelim.


Önceki Haber 
Sonraki Haber

Yorumlar

Yorum Yapın

Benzer Haberler