“ Paşa Çayına Batırılan Bisküvi Kıvamında!”

 

  

 

Aslında ne umutla başlanmıştı yeni sezon. Yönetim sezon sonu hedefini ilk 8 olarak belirliyor, Hikmet hoca ligde Başakşehir takımını örnek göstererek ;” Onlar nasıl yapmışsa, bizde öyle yapacağız” diyordu...

Haftalar bir bir ilerlediğinde ortaya konulan futbol değil de alınan sonuçlar Rize taraftarının aylar önce kurduğu rüyaları kâbusa çeviriyor, hayallerini zindan yapıyor ve heveslerini ise kursaklarını bırakmaya yetiyordu.

Süper ligin bitimine son düzlüğe girildi. Sezon sonu herkes karnesini eline alacak. Kimileri sevinecek, kimileri ise ikmale kalacak.

İkmale kalmak istemeyenler ara transferde siyasi destek altında “can suyuna” sarıldılar. Kayseri takımı bunun en güzle örneklerinde biri. Bu ilimiz FETÖ’nün merkezlerinden biriydi. Nisan ayında yapılacak olan referandum öncesi oy kaybı göz ardı edilemezdi. Kayserili Bakan son gün kesenin ağzını açarak, kulübün borçları temizledi ve transferler yapıldı. Başka birçok ilde de bu musluklar sonuna kadar açılırken, Cumhurbaşkanın memleketi Rize’de vanalar kapandı!

Bu şehir bunları hak etmiyor. En yüksek desteği ver, seni yönetenler Rizeliye en büyük acıyı versin. Bu taraftarın tek sosyal etkinli Rizespor. Bu takımla yatıyor, bu takımla kalkıyor. Her sezon eziyet, sıkıntı nereye kadar. Bu bir vebalıdır ve bu vebalın altına kalmak hiçbir şeye benzemez.

Bu saatten sonra ligde Rizespor “akıntıya kürek çeken” takımların başında yer alır. Her hafta bir kırılma maçına çıkacak. Bundan sonra oynanacak maçlarda “enişte baldız” maçları vizyona girer. Her sezon böyle olmuştur. Sana karşı ölümüne mücadele eden takım, bir hafta sonra rakibine yelkenleri suya indirerek sahada dolaşır durur, puan verir.

Lig lideri şerefli Beşiktaş takımı da aynısını yaptı. Şenol hoca bizim maça neyi var, neyi yok sahaya sürdü. Taraftarı “Rize kümeye” diye bağırarak içinde ki kurtları döktü. Son iki sezon hakemler tarafından arkadan itelenen Beşiktaş zaten kadro kalitesi olarak bu ligin en iyi takımı. Bu takıma karşı senin top yapıp, set hücumuna çıkmam imkânsız. Savunma bir yere kadar. O kadar çilingiri var ki, bir dursa diğeri devreye giriyor. Maçta ta tek golde öyle oldu. Sol beki ortaladı, sağ beki golü attı. O pozisyonda takımı için canı gönülden oynayan stoperin topun önüne ölülüme atlaması lazım ama bizde öyle bir stoper yok. Çünkü sözleşmesi uzatılmamış, “lig bitse de gitsem “ diyor. Kalecin ilk kez yan toplarda elma armut toplamasını bize gösterdi ama sormak lazım, bundan önceki maçlarda o eller yan toplarda niye havaya kalkmıyordu? Özgür Çek bu takımda ayağı en düzgün elaman, neden yedek başlar merak ediyorum? O girdikten sonra pas yaparak Beşiktaş kalesine indik ama neye yarar. Nosa denilen oyuncu İŞ KUR’dan geçici işçi statüsünde mi alında. İmzayı attı, kadroyu kaptı ve yattı! Bizim adımıza savunmada dirençli oyun, orta sahası ve forvetleri ile maç boyunca hovardalık yapan Beşiktaş karşısında bir puan moral açısından çok iyi olacaktı, o bir puanı da son dakika içinde gözünün önünde eli görmeyerek penaltıyı vermeyen hakem Yaşar, genç yaşında eski kaşarlık yaparak düdüğü çalmadı veya yüreği yetmedi. Sorun yok, nasıl olsa bizde bir tek yönetici bile maç sonu TFF’ye veya MHK’ye toz kondurmuyor ama elin Kayserili Bakanı bile maç sonu açıyor ağzını, yumuyor gözlerini. Neticede bu işler böyle… “ Paşa çayına batırılan bisküvi kıvamına” geldin mi, seni yudumlayan çok olur!


Önceki Haber 
Sonraki Haber

Yorumlar

  1. 1 0
    {usertitle}

    ali solmaz

     6 Mart 2017 14:52
         

    aynen bizim başkan yönetim hoca futbolcular biskivü kıvamında. Böyle bir takım olurmu. diğer takımların başkanları neler yapıyor hiç mi ders almadılar

Yorum Yapın