DataLife Engine / 1 “ Avuç” Puan!..

1 “ Avuç” Puan!..

1 “ Avuç” Puan!..

Bir tarafta geçen hafta kendi evinde ligin ilk galibiyetini güçlü Fenerbahçe karşısında averajını düzelterek alan Rizespor, diğer tarafta ligde haftalardır puan ve gol atamayan Kayserispor…

Bu maç öncesi iki takımda “varını, yoğunu” ortaya koyacağı belli ama maçın hikâyesinin başrolünde “var” teknolojisi başrol oynadı diyebiliriz. Çıkan iki kırmızı kart, penaltı kararı hepsi doğru karar, bunu kabul edelim ve haftanın hikayesi ile başlayalım..

Malum Kayserililer pazarlığı ve ticareti severler.. Günün birinde küçük bir Kayserili çocuk Rizelinin açmış olduğu kuruyemiş dükkânının önünde tezgâha yutkunarak uzun süre bakıyor. Anlaşılan o ki kuruyemişlere imrenmiş ve karnı da aç. Rizeli dükkân sahibi bu durumu fark ediyor ve Kayserili çocuğa;” Uşağım gel avuçlarını doldur al, benim ikramım olsun” diyor.

Kayserili çocuk;” Ben almam amca, sen ver diyor..”

Rizeli esnaf ise ;” Ben sana al diyorum, sen almıyorsun ve sen bana ver diyorsun” Niye? Diye çocuğa soruyor?

Küçük çocukta cevabını Rizeli yufka yürekli esnaf amcasına veriyor..

“ Amca, benim elimin avuçları çok ufak ama senin ellerinin avuçları çok büyük. Sen ver ki daha fazla kuruyemiş almış olayım” diyor..

Kıssadan hisse..

Dün Kayseri Kadir Has stadyumunda Rizespor ilk devre öyle bir ikramı geri çevirdi ki, inşallah kaçan bu iki puanı lig sonunda aramayız..

Okan hoca, Fenerbahçe karşısında kazanan 11’ini bozmadı ama maçın hemen başında Umar Amınu’nun erken sakatlığı Okan hocanın tüm planlarını bozdu diyebiliriz. Tam bu sakatlık kötü oldu derken, bu kez ev sahibi takımdan Rotman’ın gaddarca Orhan’ın bileğine basması ve bu hareket sonrası gördüğü kırımız kart bu sefer dengeleri yeniden bize çevirdi. Organize atakta Süleyman’ın bazılarının yapmadığını yaparak defanstan kopup gelen Saadane’ye “alda at” demesi ile tabelada skor üstünlüğü bizim oluyordu.

Dedim ya bu şehrin mayasında var yufka yüreklilik.. İlk devre skor ve sayısal üstünlüğü bulmuşsun, Kayseri takımı ha havluyu attı, ha atacak pozisyonu kıvamına gelmiş ve sen varyete yapıyorsun tıpkı Akhisar, Antalyaspor maçlarında olduğu gibi. Bak elin oğlu Malatya takımı seni bir kişi eksik yakaladığı maçta sana top yüzü gösterdi mi! Acıdı mı sana! İlk devrenin uzatmasında Samudio öyle bir uzattı ki ayağını bu kez Trabzon – Bursa maçından hatırladığımız, kokusunun hala geçmediği eski Bursalı oyuncu Şamil efendi yerde kıvrandı, durdu ve o kırmızıyı saftirik Paraguaylıya aldırtarak sahada ki sayısal eşitliliği  sağlayarak soyunma odasının yolunu tuttu..

Samudio’yu seviyoruz ama bu oyuncu alıp, vermeyi bilmiyor. Yediği kırmızı kart için demiyorum, birçok pozisyonda Süleyman’ın yaptığını yapmıyor. Yani kendine oynuyor, oysaki daha basit oynasa hem kendi kazanacak hem de takımı. O dakikada o lüzumsuz çalımı ve istem dışı kontrolsüz hareketi hem bu maçta yaktı bizi hem de gelecek iki hafta Konya ve Beşiktaş maçlarında..

Maçın ikinci devresinde iki kanat Umar ve Samu eksikliği altında kabuğumuza çekildik. Başka da yapacak bir şey yok zaten. Kayseri takımı 35’lik Umut’la önce Saadane’nin bir başka ikramı ile penaltı kazandı, daha sonra şık bir kafa vuruşu ile öne geçti. Şu maçta bir puana üzüleceğiz derken avuç içinde o da yok derken, gemisini kurtaran ve bana göre de maçta sahanın en iyisi olan Kayserili ailenin oğlu kaptan Ali Çamdalı memleketinde evinin bulunduğu kale tarafına öyle bir vurdu ki.. 2 – 2

Fenerbahçe galibiyeti sonrası seri adına çok önemli bir üç puanı bana göre kaçırdık. Bunda en büyük sebep her zamanki gibi bireysel hatalar. Samu, Saadane ve birçok pozisyonda eski takımına karşı istekli olmasına rağmen fişi çekecek yani kelleyi alacak son pasları veremeyen Boldrin. Kayseri deplasman maçından 1 “Avuç” puan ile döndük, bu kaçan 2 puanı çok ama çok arayacağız…

7-10-2018, 13:13
Geri dön