Şampiyonluk Böyle Geldi / SELİM DENİZALP / YORUM HABER
Süper lig coşkusu yaşayan yeşil – mavili takımda zafere giden yol…
İşini iyi bilen yönetim, inammış bir kadro, başarı için kanı kaynayan teknik heyet bir araya gelerek 1 yıl aradan sonra Çaykur Rizespor hak ettiği şampiyonluk ipini göğüsledi. İşte Selim Denizalp’in kaleminden şampiyonluk öyküsü…
Süper ligde dört sezon mücadele ettikten sonra geçen sezon bir alt lige düşme üzüntüsü yaşayan Çaykur Rizespor’da aslında yeni sezon öncesi pek bir şey değişmemişti.
Küme düşen takımda birçok oyuncu bir kuruş indirim yapmadan yeni sezonda TFF 1.ligde forma giymeye devam ederken, en büyük istikrar ise takımı küme düşüren teknik direktör Hikmet Karaman ve Başkan Metin Kalkavan ile yeni sezonda yeşil – mavili takım sezonu merhaba dedi.
Taşlar Yerinden Oynadı!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ani bir Rize ziyareti sırasında Çaykur Rizespor’da çok büyük bir taş yerinden oynadı ve son sekiz yılda takıma başkanlık yapan Metin Kalkavan, görevi Hasan Kemal Yardımcı’ya devir etmek zorunda kaldı.
Bu değişiklik aslında teknik direktör Hikmet Karaman’ın da koltuğunu yerinden etmişti ama ligin ilk dört haftası içinde Karaman ile ligde sağlam bir giriş yapan Çaykur Rizespor takımında Başkan Yardımcı, “tekere çomak” sokmak istemeyerek beklemeye koyuldu. Ligin 7. Haftasında Elazığspor deplasman maçında alınan yenilgi ve hafta içi yaşanan gelişmeler sonrası Başkan Hasan Kemal Yardımcı, bana göre ilk büyük icraatını yaptı ve hocası Karaman’la yollarını ayırma kararı almıştı.
Skandal Transferler
Kalkavan başkanlığı altında Hikmet Karaman teknik direktörlük döneminde bu satırlardan defalarca yazmıştım. Bu takım son dört sezon içinde bana göre “skandal” transfer politikası izledi. Bir Anadolu takımının dış transferde art arda bu kadar hata yapma şansı yoktu ve sonunda geçen sezon beklenen olmuş ve bir alt lige düşülmüştü. Bir kez daha bu satırlardan kalın harflerle yazmak istiyorum. Türk futbolu böyle çöp transferlerle batar. Bu transferlerin altında kimin imzası varsa bir daha bu topraklar altında bu isimler futbol aleminde görev almasınlar.
Üzülmez İstifadan, Şampiyonluğa Koştu
Hikmet Karaman ile yolları ayıran Yardımcı, birçok aday içerisinde teknik direktörlük görevine genç bir isim İbrahim Üzülmez’i getirdi. İbrahim hoca ilk yarı bitimine kadar birçok maçta bıçak sırtı gidip, geldi. Özellikle Gaziantepspor deplasman maçında ortaya konulan sönük futbol ve alınan skor sonrası görevi bırakma noktasına geldi ve bunu başkan ile de paylaşarak ;” bende dahil bu takımdan birçok oyuncu yola koyabilirsiniz” mesajını başkanına sözlü olarak iletti.
Devreye Moralli Girdiler
Yeşil – mavili takım ilk devrenin son iki haftasında oynadığı Ümraniyespor ve Gazişehir maçlarından aldığı 6 puan ile devreyi 31 puan ile tamamlayarak hem moral hem de skor anlamında çok büyük iş başardı. Rizespor’un şampiyonluğuna giden yolda bana göre ilk kırılma haftası bu iki maçtı ve bu maçlardan alınan seri galibiyetler yeşil – mavili takımı ikinci devre başında diri tuttu diyebiliriz.
Nokta Transferler
Devre arası transfer döneminde yeşil – mavili takımın gündeminde birçok oyuncu ismi geldi ama bana göre Kweuke’nin yokluğunda olmazsa olmazı Rizespor’un iyi bir golcüyü takıma kazanması çok önemli idi. Bu doğrultuda Vedat Muriqi ismi tam isabet oldu. Golcülüğünü tartışırım ama Kosovalı bu dev yürek gelir gelmez takımını sahiplendi. Kısaca futbol deyimi ile birçok maçta sakat sakat olmasına rağmen yüreğini ortaya koydu ve yaşanılan şampiyonlukta kısa zamanda büyük katkı verdi. Diğer transfer içinde Galip Güzel, Koray Altınay, Abdullah Durak ve Turgut Doğan kadro içinde rekabeti körükletti ve gelen başarıya katkı sağladılar.
Altınordu yenilgisi Hayırlı Oldu!
İkinci devreye sağlam bir giriş yapan atmaca sırasıyla Manisaspor ve evinde A.Demirspor maçlarında alına galibiyet sonrası komşusu Erzurumspor deplasman maçında 90. Dakikada Vedat ile bir puan uzandı. Bu gol çok önemli idi. Yeşil – mavili takım bir hafta sonra kendi sahasında çok acı bir tokat yedi. Altınordu takımı maçı 3 – 0 kazandı ve bu kaybedilen maç bana göre Rizespor’un ligde ikinci kırılma maçı oldu. Farklı kaybedilen maç sonrası başkan Yardımcı, soyunma odasına indi ve “ kaldırın kafanızı, bu takım şampiyon olacak” diyerek teknik kadro ve oyuncularına dik durmaları konusunda talimat vererek onlara büyük bir güven aşıladı. Başkanın bu morali ile Rizespor ligde üçüncü kırılma maçında MKE Ankaragücü karşısında adeta şahlandı. Başkent temsilcisini evinde dört golle geçen atmaca, bu maç sonunda hafta içinde evinde oynadığı Balıkesir maçı ile uzun bir aradan sonra yeniden liderlik koltuğuna oturdu ve bir daha da o koltuktan hiç inmedi.
Bolu’da Kapıyı Araladılar
23’üncü hafta sonunda liderlik koltuğunu sahiplenen yeşil – mavili takım bir kırılma maçını da deplasmanda Boluspor karşısında gerçekleştirdi. Bana göre ligin en iyi topunu oynayan Boluspor takımını deplasmanda golcüsü Samudio ile geçen yeşil – mavili ekip maç sonunda İbrahim Hocaya sorduğum o soru ile ışığı görmüştü. Bolu maçı sonrası “ Bu galibiyet kapıyı araladı mı?” sorusunu hocaya sormuştum ve hoca bana ;” Evet, kapı aralandı “ cevabını vererek sezon sonu yaklaştığında gelecek olan şampiyonluk zaferinin ilk kıvılcımını Bolu’da yakmıştı.
Zenginden aldılar fakire dağıttılar
Ligin son düzlüğünde yeşil – mavili takım zirve mücadelesi veren takımlara karşı hiç hata yapmazken, küme düşmeme mücadelesi içinde olan takımlara karşı oldukça cömert davrandı diyebiliriz. Bir Samsun ve Adana beraberliği, bir Elazığ maçında son dakikada kaçan iki puan bir Denizli deplasman maçında ortaya koyduğu yufka yürekli futbol Rizespor’un matematiksel şampiyonluğunu her geçen hafta erteliyordu. Ama bu futbol, her takımı yeneceksin diye bir şey yok tabi ki ve o takımlarda canla başla mücadele ettiler.
Bir İstanbul Masalı Yaşadılar!
Ligde bir başka çıkışta olan genç takım İstanbulspor’u deplasmanda üç gol ile geçen atmaca bu maçta bana göre az kalsın rehavetin bedelini ödüyordu. 3 – 0 öne geçtiği maçı 3 – 2 kazanarak taraftarına son dakikalar içinde rahat nefes aldırmayan Üzülmez’in talebeleri artık son viraj öncesi geri sayıma başlamıştı.
İçerde oynanan Giresunspor maçı herkesin beklediğinden farklı bir maç oldu. Komşusu, Rize deplasmanında “varını yoğunu” ortaya koydu. Bu maçta kilidi kral oyuncusu Samudio ile açan yeşil – mavili ekip, bir hafta sonra çıktığı Ümraniyespor maçında ise kendisine lazım olan bir puanı beğenmeyerek maç sonu üç puan ile artık matematiksel olarak bir yıl aradan sonra şampiyonluğunu resmen ilan ediyordu.
Bu Şampiyonluk Yardımcı ’ya Yazar!
Evet, bana göre bu şampiyonluk Başkan Hasan Kemal Yardımcı’ya yazar. Bu kadar net söylüyorum bunu. Üst düzey ödeme yaptı, birçok kırılma maçı sonrası takımının yanına indi ve onlara büyük moral verdi. Sokağın nabzına dinledi, bunun yanında gül bahçesinden gül koklamak yerine kendisine batan dikenleri tek tek acı çekmesine rağmen ayıkladı. Komşuyla yaşanan ilişkilerde aklıselim demeçler verdi. İki şehir arasında buzları meslektaşı Ağaoğlu ile birlikte eritti. Eski hocası Karaman’ın zor günlerde çeklere haciz koymasına “hakkıdır, çıkalım ilk ona ödeme yapacağız” diyerek sineye çekti. Futbolcularına kalkan balığı altında her hafta morallerini yerinde tuttu, onlardan şampiyonluk sözü aldı. Özellikle yabancı oyuncuların ödemelerinde kulübe UEFA’dan leke gelmemesi adına üstün gayret gösterdi ve günü gününe ödemelerini yaptı. Yaşanılan bu şampiyonluk tekrar söylüyorum Başkan Yardımcı’ya yazar. Baklavanın yaprağını çok inceden kaliteli bir şekilde açtı ve şerbetini de aynı kalitede dökmek bana nasip oldu diyorum! Bir yıl boyunca başkan ile çok kez dertleştik, bu sayfalardan onun söylemlerini temiz Türkçe ile manşetlere taşıdım, o sözler bu yazılar bu takıma şampiyonluk getirdi. Tıpkı, geçen sene mayıs ayı içinde attığım o manşette olduğu gibi ;” Kalkavan bırakıyor Yardımcı geliyor” manşetinde olduğu gibi. O gün o manşeti ben bugünler için atmıştım. Haklı gururunu yaşıyorum. Doğru kişiye doğru manşeti atmanın haklı gururu.
Süper lig coşkusu yaşayan yeşil – mavili takımda zafere giden yol…
İşini iyi bilen yönetim, inammış bir kadro, başarı için kanı kaynayan teknik heyet bir araya gelerek 1 yıl aradan sonra Çaykur Rizespor hak ettiği şampiyonluk ipini göğüsledi. İşte Selim Denizalp’in kaleminden şampiyonluk öyküsü…
Süper ligde dört sezon mücadele ettikten sonra geçen sezon bir alt lige düşme üzüntüsü yaşayan Çaykur Rizespor’da aslında yeni sezon öncesi pek bir şey değişmemişti.
Küme düşen takımda birçok oyuncu bir kuruş indirim yapmadan yeni sezonda TFF 1.ligde forma giymeye devam ederken, en büyük istikrar ise takımı küme düşüren teknik direktör Hikmet Karaman ve Başkan Metin Kalkavan ile yeni sezonda yeşil – mavili takım sezonu merhaba dedi.
Taşlar Yerinden Oynadı!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ani bir Rize ziyareti sırasında Çaykur Rizespor’da çok büyük bir taş yerinden oynadı ve son sekiz yılda takıma başkanlık yapan Metin Kalkavan, görevi Hasan Kemal Yardımcı’ya devir etmek zorunda kaldı.
Bu değişiklik aslında teknik direktör Hikmet Karaman’ın da koltuğunu yerinden etmişti ama ligin ilk dört haftası içinde Karaman ile ligde sağlam bir giriş yapan Çaykur Rizespor takımında Başkan Yardımcı, “tekere çomak” sokmak istemeyerek beklemeye koyuldu. Ligin 7. Haftasında Elazığspor deplasman maçında alınan yenilgi ve hafta içi yaşanan gelişmeler sonrası Başkan Hasan Kemal Yardımcı, bana göre ilk büyük icraatını yaptı ve hocası Karaman’la yollarını ayırma kararı almıştı.
Skandal Transferler
Kalkavan başkanlığı altında Hikmet Karaman teknik direktörlük döneminde bu satırlardan defalarca yazmıştım. Bu takım son dört sezon içinde bana göre “skandal” transfer politikası izledi. Bir Anadolu takımının dış transferde art arda bu kadar hata yapma şansı yoktu ve sonunda geçen sezon beklenen olmuş ve bir alt lige düşülmüştü. Bir kez daha bu satırlardan kalın harflerle yazmak istiyorum. Türk futbolu böyle çöp transferlerle batar. Bu transferlerin altında kimin imzası varsa bir daha bu topraklar altında bu isimler futbol aleminde görev almasınlar.
Üzülmez İstifadan, Şampiyonluğa Koştu
Hikmet Karaman ile yolları ayıran Yardımcı, birçok aday içerisinde teknik direktörlük görevine genç bir isim İbrahim Üzülmez’i getirdi. İbrahim hoca ilk yarı bitimine kadar birçok maçta bıçak sırtı gidip, geldi. Özellikle Gaziantepspor deplasman maçında ortaya konulan sönük futbol ve alınan skor sonrası görevi bırakma noktasına geldi ve bunu başkan ile de paylaşarak ;” bende dahil bu takımdan birçok oyuncu yola koyabilirsiniz” mesajını başkanına sözlü olarak iletti.
Devreye Moralli Girdiler
Yeşil – mavili takım ilk devrenin son iki haftasında oynadığı Ümraniyespor ve Gazişehir maçlarından aldığı 6 puan ile devreyi 31 puan ile tamamlayarak hem moral hem de skor anlamında çok büyük iş başardı. Rizespor’un şampiyonluğuna giden yolda bana göre ilk kırılma haftası bu iki maçtı ve bu maçlardan alınan seri galibiyetler yeşil – mavili takımı ikinci devre başında diri tuttu diyebiliriz.
Nokta Transferler
Devre arası transfer döneminde yeşil – mavili takımın gündeminde birçok oyuncu ismi geldi ama bana göre Kweuke’nin yokluğunda olmazsa olmazı Rizespor’un iyi bir golcüyü takıma kazanması çok önemli idi. Bu doğrultuda Vedat Muriqi ismi tam isabet oldu. Golcülüğünü tartışırım ama Kosovalı bu dev yürek gelir gelmez takımını sahiplendi. Kısaca futbol deyimi ile birçok maçta sakat sakat olmasına rağmen yüreğini ortaya koydu ve yaşanılan şampiyonlukta kısa zamanda büyük katkı verdi. Diğer transfer içinde Galip Güzel, Koray Altınay, Abdullah Durak ve Turgut Doğan kadro içinde rekabeti körükletti ve gelen başarıya katkı sağladılar.
Altınordu yenilgisi Hayırlı Oldu!
İkinci devreye sağlam bir giriş yapan atmaca sırasıyla Manisaspor ve evinde A.Demirspor maçlarında alına galibiyet sonrası komşusu Erzurumspor deplasman maçında 90. Dakikada Vedat ile bir puan uzandı. Bu gol çok önemli idi. Yeşil – mavili takım bir hafta sonra kendi sahasında çok acı bir tokat yedi. Altınordu takımı maçı 3 – 0 kazandı ve bu kaybedilen maç bana göre Rizespor’un ligde ikinci kırılma maçı oldu. Farklı kaybedilen maç sonrası başkan Yardımcı, soyunma odasına indi ve “ kaldırın kafanızı, bu takım şampiyon olacak” diyerek teknik kadro ve oyuncularına dik durmaları konusunda talimat vererek onlara büyük bir güven aşıladı. Başkanın bu morali ile Rizespor ligde üçüncü kırılma maçında MKE Ankaragücü karşısında adeta şahlandı. Başkent temsilcisini evinde dört golle geçen atmaca, bu maç sonunda hafta içinde evinde oynadığı Balıkesir maçı ile uzun bir aradan sonra yeniden liderlik koltuğuna oturdu ve bir daha da o koltuktan hiç inmedi.
Bolu’da Kapıyı Araladılar
23’üncü hafta sonunda liderlik koltuğunu sahiplenen yeşil – mavili takım bir kırılma maçını da deplasmanda Boluspor karşısında gerçekleştirdi. Bana göre ligin en iyi topunu oynayan Boluspor takımını deplasmanda golcüsü Samudio ile geçen yeşil – mavili ekip maç sonunda İbrahim Hocaya sorduğum o soru ile ışığı görmüştü. Bolu maçı sonrası “ Bu galibiyet kapıyı araladı mı?” sorusunu hocaya sormuştum ve hoca bana ;” Evet, kapı aralandı “ cevabını vererek sezon sonu yaklaştığında gelecek olan şampiyonluk zaferinin ilk kıvılcımını Bolu’da yakmıştı.
Zenginden aldılar fakire dağıttılar
Ligin son düzlüğünde yeşil – mavili takım zirve mücadelesi veren takımlara karşı hiç hata yapmazken, küme düşmeme mücadelesi içinde olan takımlara karşı oldukça cömert davrandı diyebiliriz. Bir Samsun ve Adana beraberliği, bir Elazığ maçında son dakikada kaçan iki puan bir Denizli deplasman maçında ortaya koyduğu yufka yürekli futbol Rizespor’un matematiksel şampiyonluğunu her geçen hafta erteliyordu. Ama bu futbol, her takımı yeneceksin diye bir şey yok tabi ki ve o takımlarda canla başla mücadele ettiler.
Bir İstanbul Masalı Yaşadılar!
Ligde bir başka çıkışta olan genç takım İstanbulspor’u deplasmanda üç gol ile geçen atmaca bu maçta bana göre az kalsın rehavetin bedelini ödüyordu. 3 – 0 öne geçtiği maçı 3 – 2 kazanarak taraftarına son dakikalar içinde rahat nefes aldırmayan Üzülmez’in talebeleri artık son viraj öncesi geri sayıma başlamıştı.
İçerde oynanan Giresunspor maçı herkesin beklediğinden farklı bir maç oldu. Komşusu, Rize deplasmanında “varını yoğunu” ortaya koydu. Bu maçta kilidi kral oyuncusu Samudio ile açan yeşil – mavili ekip, bir hafta sonra çıktığı Ümraniyespor maçında ise kendisine lazım olan bir puanı beğenmeyerek maç sonu üç puan ile artık matematiksel olarak bir yıl aradan sonra şampiyonluğunu resmen ilan ediyordu.
Bu Şampiyonluk Yardımcı ’ya Yazar!
Evet, bana göre bu şampiyonluk Başkan Hasan Kemal Yardımcı’ya yazar. Bu kadar net söylüyorum bunu. Üst düzey ödeme yaptı, birçok kırılma maçı sonrası takımının yanına indi ve onlara büyük moral verdi. Sokağın nabzına dinledi, bunun yanında gül bahçesinden gül koklamak yerine kendisine batan dikenleri tek tek acı çekmesine rağmen ayıkladı. Komşuyla yaşanan ilişkilerde aklıselim demeçler verdi. İki şehir arasında buzları meslektaşı Ağaoğlu ile birlikte eritti. Eski hocası Karaman’ın zor günlerde çeklere haciz koymasına “hakkıdır, çıkalım ilk ona ödeme yapacağız” diyerek sineye çekti. Futbolcularına kalkan balığı altında her hafta morallerini yerinde tuttu, onlardan şampiyonluk sözü aldı. Özellikle yabancı oyuncuların ödemelerinde kulübe UEFA’dan leke gelmemesi adına üstün gayret gösterdi ve günü gününe ödemelerini yaptı. Yaşanılan bu şampiyonluk tekrar söylüyorum Başkan Yardımcı’ya yazar. Baklavanın yaprağını çok inceden kaliteli bir şekilde açtı ve şerbetini de aynı kalitede dökmek bana nasip oldu diyorum! Bir yıl boyunca başkan ile çok kez dertleştik, bu sayfalardan onun söylemlerini temiz Türkçe ile manşetlere taşıdım, o sözler bu yazılar bu takıma şampiyonluk getirdi. Tıpkı, geçen sene mayıs ayı içinde attığım o manşette olduğu gibi ;” Kalkavan bırakıyor Yardımcı geliyor” manşetinde olduğu gibi. O gün o manşeti ben bugünler için atmıştım. Haklı gururunu yaşıyorum. Doğru kişiye doğru manşeti atmanın haklı gururu.
Yorum Yapın