Kweuke-Hikmet Karaman

Milliyet gazetesi köşe yazarı Ercan Güven, Ç.Rizespor'da yaşanan penaltı krizi ve ondan sonra gelişen olayları köşesine taşıdı.

Kweuke-Hikmet Karaman

Tam da Quaresma-Şenol Güneş ilişkisini irdelerken, yüz seksen derece farklı olsa da yine hoca-futbolcu parantezindeki Kweuke-Hikmet Karaman ilişkisi hortladı!
Evet hortladı... Çünkü sezonun ilk haftasında yaşanmış ve futbolcu-teknik direktör ilişkilerine anlamsız derecede kişiselleşmiş kötü bir sayfa ekleyerek geride kalmıştı.
Takımın penaltıcısı varken, penaltı atmaya heveslenen futbolcusuyla kavga eden ve sonuçta o futbolcunun kullandığı penaltıyla gelip gelen bir hoca ve devamında suçlayıcı demeçler pek sık görülecek şey değildi.
Kweuke takımın yıldızı olsa da olay bu aşamaya gelmişse “kaybedilmiş” sayılabilirdi artık.
Pazar günü Çaykur Rizespor’un Fenerbahçe ile oynayacağı maçta takım kadrolarını görenler gözlerine inanamadı. Defterden silinmesi gereken Kweuke ilk on birdeydi.
Yetmedi, bir de penaltı kazandı Rizespor.
Kadere bakın ki, Hikmet Karaman’ın penaltıcısı Deniz penaltıyı kaçırdı. Hem de döndükçe tam üç defa kurtardı Volkan.
Hikmet Karaman, bir hafta önce penaltıyı kullanmak istedi diye üzerine zıpladığı Kweuke’ye “sen at” demişti, Kweuke Deniz’e bırakmıştı. O kaçırdı. Karaman “ben sana at dedim” diye Kweuke’nin üzerine zıplamadı bu kez. “Penaltıyı kimin kullanması gerektiğini benden iyi biliyorsun” diye elini de sıkmadı Kweuke’nin... Pişkinliğe vurdu.
Fıkra gibi.
Kara mizah...
Skandal, ayıp, felaket, tekmili birden.
“Futbolumuzdaki deve vakası” ismini öneriyorum bu olaya!
Neresi doğru ki?
Hoca-futbolcu, yabancı futbolcu-futbolumuz, futbolcu-yönetim, yönetim-teknik direktör ve dahi prensip-menfaat alışverişlerinde ne kadar kaygan zeminlerde ne kadar eğreti durduğumuzun belgesi olarak tarihe geçti.


Önceki Haber 
Sonraki Haber

Yorumlar

Yorum Yapın