Okyanusun ortasında, radarı, pusulası bozulmuş bir gemi düşünün. Böyle durumlarda, usta bir kaptanın varsa, gideceğin yönü bulursun, karaya ulaşırsın. Yoksa uçsuz bucaksız okyanusta bir oyana bir bu yana sürüklenip durur, en sonun dada felaketi yaşarsın.
Çaykur Rizespor o gemi işte. Radarı, pusulası bozulmuş, üstelik yönünü bulacak kaptanı da sıkıntılı.
Rizespor, pusulası ve radarı bozuk diye yönünü kaybetti, yada battı demek kolay mı ha, kolay mı? Geçmiş 10 -15 yılda yaşananlardan ibret almamış; ne camia, ne yönetenler ne de teknik kadro. Canımızın nasıl yandığını, elimizin titremediğini, yüreğimizin sızlamadığını mı sanıyorsunuz? Geceleri uykusuz geçirmek hoşumuza mı gidiyor sanıyorsunuz? Bu Rizespor' dan bir şey olmaz, süper lige geri dönemez küme bile düşer denmenin ağrımıza, zorumuza gitmediğini mi düşünüyorsunuz? Gerçekten öylemi sanıyorsunuz?. Eğer öyleyse büyük bir yanılgı içerisindesiniz.
Bununla da nafile kavga ediyorsunuz, hem bizimle hem kendinizle. Çok sevdiğimiz, uğrunda her şeyi göze alarak çok şey yaptığınız Çaykur Rizespor’un başarılı olup bir yerlere gelmesini savunarak ömür tüketilmesi herkesin anlayacağı bir iş değil. Bizim içimizde fırtınalar koparken, canımız hiç olmadığı kadar yanarken birileri de bir akıntının peşi sıra yürüyüp giderler. Loş ışıkların altında onlar kendilerini oldukça rahat hissederler. Bizim gibilerin de yaşam burnundan gelir.
İçimizde fırtınalar kopmaya devam eder.
Cumhur Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan, bizim en değerli varlığımız. Rizespor’u çok yakından takip edip ilgileniyor. Alınan bu başarısız sonuçlara da çok üzülüyordur. Geçtiğimiz hafta Başkan İbrahim Turgut’u kabul ederek Rizespor ile ilgili görüştü. Cumhurbaşkanımız Başkan Turgut’tan bilgi alıp fikir alış verişi yapıp gerekenleri söylemiştir.
Her yıl çok ciddi ekonomik girdinin olduğu Rizespor’da İdari, teknik ve sportif olarak iyi, güzel ve sağlam işler yapılması gerekirken maalesef bizler çok hatalar ve yanlışlar yapıyoruz yapmaya da devam ediyoruz.
Osman Aşkın Bak
Rizespor da Osman Aşkın Bak faktörü var. Bak spor bakanlığı yapmış futbolu futbolcuyu bilen bir isim. Rizespor’a ekonomik olarak ve sponsorlar bağlamında da katkıları oluyor. Yeşil mavili takımın her hücresini de çok iyi biliyor. Eski başkanlardan Metin Kalkavan, Halim Mete, Kemal Yardımcı ve Tahir Kıran ile fikir ve düşünce ayrılıkları yaşadı. Bu isimlerin başkanlıktan ayrılmalarında da etkili oldu. Ya benim istediğim gibi olacak ya da senle olmayacak. Eski başkanlardan Hasan Kartal ile de ilişkileri sıcak oldu, durumu idare ettiler. İbrahim Turgut’un başkan olmasında da önemli rol oynadı. Bak, Rizesporun ekonomisinden transferlere her şeyi iyi bilip takip eder, tesislerde yaprak düşse haberi olur. Bir futbol takımı başarılıysa ya da başarısızsa arkasında yönetim vardır. Osman Aşkın Bak’da vardır. Osman Aşkın Bak her şeyin kendi elinde olmasını ister ve istediği gibi de yönetir.
Rizespor Başkanı İbrahim Turgut, futbolun içinden gelen bir isim değil ama iyi niyetli, samimi, hoş görülü ve alçak gönüllü. 1. Ligin daha başında oynanan kötü futbol ve alınan başarısız sonuçlarla canı en fazla yananlardandır. Gecelerini uykusuz geçiriyordur. Başkan Turgut’un çevresinde ve yönetimde başta transfer ve alt yapı olmak üzere ben futbolu çok iyi bilirim diyen isimler var. Bunla kendilerini iyi bildikleri gibi algı operasyonlarını da müthiş bir şekilde çok iyi yapıyorlar. Her şeyi biz biliriz biz yaparız hevesinde olduklarından zarar veriyorlar. Gözlerinizle gördüğünüze inanmanız gerektiğini söylemek kulağa basit gelebilir fakat bunu yapmak oldukça zordur. Çünkü ön yargılı ve peşin hükümlüler vardır yanınızda.
Denge her takımın anahtarıdır. Bir futbol maçını on bir kaleciyle ya da benzer yeteneklere sahip bir gurup insanla kazanmak imkansızdır. Bülent Korkmaz geçen yıl geldi. İstikrarı da başarıyı da yakalayamadı. Başarısızlığının faturasını hep futbolculara kesip mazeretlerin ve bahanelerin arkasına sığındı. Kendine ben nerde hata yapıyorum sorusunu sormadan her şeyi ben bilirim ben yaparım sevdası içinde. Korkmaz, geçen sezonki takımı bozdu. İbrahim Turgut’un göreve gelmesinden sonra oluşturulan transfer komitesiyle birlikte yerli yabancı istediği oyuncuları aldırttı. Aldıkları isimlerin oynadıkları pardon ya oynayamadıkları futbolda ortada. Yala Bolasie, Ronaldo Mendes’i kafasından sildi attı. Gökhan Gönül, Alper Potuk ve Selim Ay’ı kulübe de rotasyon oyuncusu yaptı. Aldığı isimlerde yaratıcı oyuncu yok. Sanıyorum hoca yaratıcılığın ego ve bencillik şeklinde kendi negatif yanlarını da beraberinde getireceğinden endişe duyuyordur. Oysa egoları yüksek insanlar kazanmak ister. Bülent Korkmaz futbolculuk kariyerinde hem de kaptan olarak çok kupa kaldırdı. Ama Teknik direktörlük kariyerinde ise başarı sağlayamıyor. Futbolda Bir teknik direktör, takımında bir tane birinci sınıf futbolcu varsa çok şanslıdır. Takımların bir çoğu bu lükse sahip değil. Korkmaz Rizespor da bulunan birinci sınıf futbolcuları ya kadro dışı bırakıyor, yada yedek kulübesinde oturtuyor. Böyle yaparsan başarıyı tanımlayamazsın. Oysa kurulması gereken denge vardır bununla da başarıyı hazırlamanız gerekmektedir. Hocaya yardımcıları da enine boyuna yardımcı olamıyorlar. Bülent hocaya bu işi çözecek, yada kendisine çözüm üretecek, bilgili yardımcılar destek olacak.
Son olarak Rizespor’un alt yapısın dada sıkıntılar var. Biz bu işi iyi yapacağız diyerek kolları sıvayanlar operasyonlar yaptı. Kendi adamlarını getirdiler, getirdikleri de kendi düzenlerini kurmak için yanlış işler yaptılar yapmaya da devam ediyorlar. Alt yapıyı da futbolcu yetiştirip geliştirmekten çok ama çok uzaklar.
Beyler bu işler böyle gitmez. Bu işler algı operasyonları, ego ve kibirlerle , itibar suikastları ile yapılmaz. Çünkü çok derin uçurumlar oluştu. Şimdi milli ara var. Bu arada Başkan İbrahim Turgut İpler daha fazla elinizden kaçmadan gerekeni yapıp radikal tedbirler almalı.
Yorum Yapın