İmamın Abdest Suyu!
![İmamın Abdest Suyu!]()
Rize son yılarda kabuk değiştiriyor. Bunu görmemek mümkün değil.
RTEÜ’nin her geçen yıl büyümesi ve öğrenci sayısının artması ile Rize artık mini bir Eskişehir yani öğrenci şehri olmaya aday.
Bu tablo elbette beni mutlu ediyor ama bir taraftan da Rizeli gençlerin üniversite gençliğine ayak uydurması altında bir yandan kafeteryalarda yan masadakilere hava atması beni oldukça düşündürüyor.
Rize ufak bir yer ama son yıllarda özellikle bu tip konsepte açılan mekanların sayısı bir hayli fazla. Sahil hattında yürüyorum, ardı ardına açılan kafeteryalar. Merkezde özellikle deniz caddesi üzerinde eskiden nalbur veya zaire dükkanları hayvan yemi satıyorlardı, şimdileri ise hepsi bir bir kapandı ve son derece gençlere yönelik ulusal kahve evleri tarafından kiralanmış. Anlayacağınız önceden o dükkanlar hayvanları yemliyordu ama şimdi çağa ayak uyduruldu ve bu kez Rizeli gençler her türlü bu mekanlarda yemleniyorlar. Burada tek fark “kahve bahane, para basmak şahane”…
Kötü mü? Elbette değil ama şimdileri genç nesil arayışlar içinde hiçbir şey üretmeden sadece baba parası altında hazır para yemeleri beni korkutuyor. Kafe ve restoranlar sayısı hızla büyüyor. Burada başka bir sorun Rize’nin AVM’si olmayışı. Bu durum kira fiyatlarına da yansımış durumda. Aylık 45 bin lira kira veren ulusal bir kafeterya bir o kadar da aylık gideri var ve bu rakam neredeyse aylık 100 bin lirayı buluyor. Diyeceksiniz ki bu adamlar ne kazanıyor. Ben size diyeyim. Geçen hafta İstanbul’dan gelen gazeteci arkadaşlarla o yerlerin birisinde oturdum ve sadece 8 çay içtik. Çay derken, çay demeye bin şahit lazım. Hesap dedim? Kasiyer plakayı buldu bana ve 53 lira para ödedim. Allah aşkına bir bardak çay 6 lira olur mu? Oluyormuş demek ki. Neyse verilmiş sadakamız var dedim, bir de kahve içtiğimizi düşünün hesap 100’ü bulurdu çok rahat. Helalı hoş olsun ama bu rakamlar Rize gençliğini bitirir. Kazanan dükkanlarını fahiş fiyata kiralayan Rizeli mal sahipleri ve dışardan gelen mekan sahipleri. Kaybedenler kulübü ise yan taraftaki masada alımlı bir üniversite öğrencisine hava atayım diyerek imamın abdest suyuna eşit bir bardak çayın yanında tost, pizza veya hamburger yiyen, bahri açık, çay bahçesinden çıkan elleri makas vurmaktan nasır bağlayan Rizeli delikanlılar ve onların aileleri…

Rize son yılarda kabuk değiştiriyor. Bunu görmemek mümkün değil.
RTEÜ’nin her geçen yıl büyümesi ve öğrenci sayısının artması ile Rize artık mini bir Eskişehir yani öğrenci şehri olmaya aday.
Bu tablo elbette beni mutlu ediyor ama bir taraftan da Rizeli gençlerin üniversite gençliğine ayak uydurması altında bir yandan kafeteryalarda yan masadakilere hava atması beni oldukça düşündürüyor.
Rize ufak bir yer ama son yıllarda özellikle bu tip konsepte açılan mekanların sayısı bir hayli fazla. Sahil hattında yürüyorum, ardı ardına açılan kafeteryalar. Merkezde özellikle deniz caddesi üzerinde eskiden nalbur veya zaire dükkanları hayvan yemi satıyorlardı, şimdileri ise hepsi bir bir kapandı ve son derece gençlere yönelik ulusal kahve evleri tarafından kiralanmış. Anlayacağınız önceden o dükkanlar hayvanları yemliyordu ama şimdi çağa ayak uyduruldu ve bu kez Rizeli gençler her türlü bu mekanlarda yemleniyorlar. Burada tek fark “kahve bahane, para basmak şahane”…
Kötü mü? Elbette değil ama şimdileri genç nesil arayışlar içinde hiçbir şey üretmeden sadece baba parası altında hazır para yemeleri beni korkutuyor. Kafe ve restoranlar sayısı hızla büyüyor. Burada başka bir sorun Rize’nin AVM’si olmayışı. Bu durum kira fiyatlarına da yansımış durumda. Aylık 45 bin lira kira veren ulusal bir kafeterya bir o kadar da aylık gideri var ve bu rakam neredeyse aylık 100 bin lirayı buluyor. Diyeceksiniz ki bu adamlar ne kazanıyor. Ben size diyeyim. Geçen hafta İstanbul’dan gelen gazeteci arkadaşlarla o yerlerin birisinde oturdum ve sadece 8 çay içtik. Çay derken, çay demeye bin şahit lazım. Hesap dedim? Kasiyer plakayı buldu bana ve 53 lira para ödedim. Allah aşkına bir bardak çay 6 lira olur mu? Oluyormuş demek ki. Neyse verilmiş sadakamız var dedim, bir de kahve içtiğimizi düşünün hesap 100’ü bulurdu çok rahat. Helalı hoş olsun ama bu rakamlar Rize gençliğini bitirir. Kazanan dükkanlarını fahiş fiyata kiralayan Rizeli mal sahipleri ve dışardan gelen mekan sahipleri. Kaybedenler kulübü ise yan taraftaki masada alımlı bir üniversite öğrencisine hava atayım diyerek imamın abdest suyuna eşit bir bardak çayın yanında tost, pizza veya hamburger yiyen, bahri açık, çay bahçesinden çıkan elleri makas vurmaktan nasır bağlayan Rizeli delikanlılar ve onların aileleri…
Yorum Yapın