“Kararsız” Kasım!..

“Kararsız” Kasım!..


Geçtiğimiz sezon kadro kalitesi altında, maddi bolluk ve arkadan iteklenme ile birlikte yaşanan şampiyonluk sonrası Çaykur Rizespor bir yıl aradan sonra yeniden yükseldiği süper ligde maalesef her geçen hafta erimeye devam ediyor.

Aslında bu camianın ne hayalleri vardı. Veya bu hayalleri kurduranların ne hedefleri vardı?

Şöyle taş gibi takım yaratacağız, böyle koltuklarınıza rahat yaslanacaksınız, mağlup olsak bile maç sonu taraftar bizi ayakta alkışlayacak gibi birçok hayaller ve hedefler yeşil – mavili takımın taraftarlarına şırınga ile yüklenmişti.

Süper lige bağıra bağıra çıkan Rizespor, maalesef süper ligin ilk 1,5 aylık maç takvimi içinde şimdiden bağıra bağıra ben gidiciyim mesajı veriyor. Bu fikstürü ellen çeksen olmaz. İlk 6 hafta içinde kendine denk takımlar var ve sen bunlardan tek bir galibiyet alamayarak üç puan toplayabildin. Şimdi işler daha da zor ve fikstür her geçen hafta zorlaşacak..

Bu sezon başta Başkan Yardımcı olmak üzere, yönetim kurulu üyeleri ve görev alan teknik kadroda bana göre tek sıkıntı kararsızlık..

Sezon bizim için Mayıs ayında başladı. 4 Aylık bölümde sahneye konulan filmin afisi basılacaksa “ Kararsız Kasım” olmalı.

Başkan Yardımcı, özellikle Erzurum kampı ziyaretinde hocası Üzülmez’e tek taraflı yaptığı çıkışta o gün fişi çekmeliydi. Yani Kararsız kaldı. Diğer yanda şampiyon teknik adam Üzülmez, o kampta başkanından çocukça azarlaması ve sarf edilen sözler sonrası İbrahim hocada asi bir duruş sergileyerek yani dik durarak şampiyon teknik adam olarak sezon başında görevi bırakmalıydı, görevi bırakmayarak o da kararsız kaldı. Bir diş yerinden oynamışsa onu bekletmenin bir anlamı yok, nafile. Gelinen noktada o diş yerinde biriken iltihap, maalesef Rizespor camiasına büyük zarar verdi. Diş aylar sonra çekildi ama diş eti başta olmak üzere, vücudun büyük kısmına yani diğer organlara hasar verdiği aşikâr. İşte bu kararsızlık Rizespor’u bu noktaya getirdi ve daha da devam edecek.

Çaykur Rizespor’da “bir ileri iki geri” yöntemi yani karasızlık bize başka bir yerden büyük darbe vurdu. Mayıs ayı sonunda üç baba derken, Haziran, Temmuz , Ağustos transfer döneminde yaşanan gelişmelerde transferlerde kararsızlığın babasını yaşattı bu camiaya..

Dünyada tek 10 numara varda bizimkiler aylardır onun peşine düştü. Adama elçi bile gönderdik, aman ne olur gel. Portekizli Ruben Ribero.. Ne kararlı bir takımmışız.. İlla da o olacak dedik ve kendi kendimizi iki ay oyaladık, durduk. Sonrada transferin son gününde Kayserispor’un 4’üncü 10 numarası konumunda yer alan Boldrin’i alıverdik. Kayseri taraftarı bu oyuncunun gidişatı sonrası lokma dağıttı, bilesiniz.. Santrafor konusunda kararsızlığın kitabını yazdık, transfer döneminde. Kimler yazıldı, kimlerle görüşüldü ama son gün hazır olmayan Ukraynalı ani bir karar sonrası transfer edilebildi. Diğer transferlerde de Rizespor kararsız kaldı…

Nasıl ki Başkan Yardımcı bilir, “siyaset boşluk kaldırmaz” bir futbol takımı da asla boşluk kaldırmaz. Hoca ve transfer konusunda yaşanan kararsızlık ve boşluk, gelinen noktada Rizespor’a en büyük zararı verdi. 

Malatyaspor maçına geçecek olursam, geçici teknik adam M.Ali Karaca, Bursaspor maçında çıkardığı 11’den memnun kaldığı için “kararlı” bir tutum gösterdi ve Malatya maçına da bu 11’i sahaya sürdü. Maç öncesi analizde de yazım, bu 11’i sahaya sürerse hiç maça çıkmayım diye. Malatya’da öyle bir Rizespor izledik ki, ;” son derece yumuşak bir takım, titrek, ürkek, savunma dağınık, orta saha Robin ve Saadane ikilisi Kendirlispor’da veya Çayelispor’da zor forma giyecek kapasitede, ileride Samu ve Umar haftalardır formsuz ve hala sahadalar..

Ev sahibi takım bu ligde bu kadar yumuşak takım bulmuşken, fazla da sıkmadı ve istediği üç puanı çok rahat aldı. Bizim takım biraz sahada başkaldırsa, isyan etse, kötü Malatya takımından çok rahat puan alırdı ama o da yok bizde. Bu takımdan futbol kalitesini ön plana çıkarmak hayal olur ama bir futbol takımında hırs olmaz mı? Tüm ödemeleriniz zamanında yapılıyor, sizden bu taraftar sadece sahaya çıktığınız zaman, “akıl, yürek ve yeteneklerinizi “ ortaya koymanızı bekliyor, peki siz ne yapıyorsunuz? Yeteneğe bir şey demiyorum da, sizde hiç “yürek” yok mu? İlla ki bu taraftarın sabrı mı taşacak, adam gibi top oynamanız için. Süper ligin ilk 6 haftası göz açıp kapayana kadar geçti. Bakıyormusunuz puan durumuna, nasıl keyfiniz yerinde mi?..

Okan Buruk teknik idaresi ve Hasan Kartal Başkanlığı altında yeşil – mavili takım yeni bir sayfa açıyor. Bu sayfa bembeyaz olmalı. Bundan önce bu kulüpte solucan gibi en ufak delikten içeri girip, hiçbir şey üretemeyenler başta olmak üzere önce temizlik yapılmalı, daha sonra ortak futbol aklı ile kenetlenmeliyiz. Bu işin şakası yok beyler, bu takımın ayağa kalkması için özgüven şart ve o da bir galibiyetten geçer!...


Önceki Haber 
Sonraki Haber

Yorumlar

Yorum Yapın