Erken Su Aldık!..

 

Erken Su Aldık!..

Karadeniz derbisinde lig lideri ile lig sonuncusunun karşı karşıya geldiği maçta ev sahibi Trabzonspor “hafif” zorlansa da kazanmasını bildi.

Haftalar sonra ligde Kasımpaşa maçıyla siftah yapan temsilcimiz dün Trabzon’da “iştahı” vardı ama sonuç almakta bir kez daha sınıfta kaldı.

Maçın geneline bakıldığı zaman ev sahibi lider Trabzonspor eski maçlarına göre bir iki vites daha düşük bir görüntü verdi. Bunda özellikle lig sonuncusu Rizespor’a karşı evinde iki ön kesici Berat ve Siopis’le başlaması bir tarafa Hamza hocanın o bölgede geçen hafta dinlendirdiği Sabo ve Dokovic in diri bir görüntü vermesi etkili olduğunu düşünüyorum.

20’de haklı bir penaltıyı “var” sayesinde veren maçın hakemi Halil Umut Meler ilk yarının son bölümü içinde bu kez ev sahibi takımın kazandığı penaltıyı tereddütsüz bir şekilde beyaz noktayı göstererek devrenin kardeş payı olarak dağıtması ile sonlandırdı.

Rizeli kökenli teknik adam Abdullah Avcı, ikinci devre sahaya sürdüğü Nwakaeme ve Bakasetas ikilisi aslında bence Rizespor’un ekmeğine yağ sürdü diyebilirim. Trabzonspor orta sahası bir nevi boşaldı, o dakikadan itibaren maç iki takım adına gitti, geldi. Rizespor iki net pozisyonu harcadı burada milli kaleci Uğurcan’ın hakkını yemeyelim. Genç file bekçisi takımını ayakta tutan isim oldu, zaten bu tip maçlarda bunları atamasan bir nevi kaderine razı olacaksın. İlerleyen dakikalarda klasik duran top ve bu kez sözleşmesi uzatılacak olan bizim kaleci Gökhan, kornerden gelen kafa vuruşunda elleriyle asist yaptı ve bu boş topa Rizespor maçlarını çok seven Nwakaeme filelere bıraktı 2 – 1

Futbol hatalar oyunu elbette..

Ama bir takım geçen sezondan buyana, bu sezon transfer döneminde ve ilerleyen haftalar içinde bu kadar hata yapması aslında puan cetvelinde bulunduğumuz yerin doğru olduğunu maalesef bize gösteriyor.

Başkan Tahir Kıran ve yönetimi, teknik direktör Hamza Hamzaoğlu ve ekibi takım içinde bu kadar “pahalı” ayakların bu kadar haftalardan beri “ucuz” oynamalarını ufak tefek sakatlıklara bağlamamalı.

Özellikle Boldrin, Bolassie , Remy ve haftalardır yokları oynayan Alper bu takıma maalesef hiçbir şey katmadılar.

Ben olsam Bolasiye denilen oyuncuyu sadece düğünümde oynatırım. Bu oyuncunun hücumda çalım sevdası altında kaptırdığı toplar, ani kontra ile kalemize defalarca tehlike oluyor ve Hamza hoca bunu görmeyip, hala Bolasiye’ye ısrar ediyor. Neden acaba? .. Rizespor transfer döneminde bir kez daha futbolcunun “geçmişine” yatırım yaparak kaybetti. Bizim gibi takımlara aç adam lazım. Oynamıyorlar. Her türlü üst düzey parasını kuruşuna kadar alan bu ayaklar Rizelinin hayallerini çalıp, gidiyorlar.

İki takımdan birer örnek vereyim size.

Bir tarafta lig liderinde oynayan dünya yıldızı sayabileceğimiz Hamsik,  Diğer taraftan bir başka dünya yıldızı diye sayabileceğimiz Remy..

Slovak Milli oyuncu gelir gelmez nasıl takımı sahiplendi. Öyle bizde ki Remy gibi zırt, pırt oram ağarıyor, buram kalkmıyor diye sağlık sorunu bahane etmeden tekmeye kafasını sokuyor. Bizde Remy diye bir oyuncu var ama geldiği günden beri iki maç üst üste “helal” olsun kelimesi ile tanışmadı.  Hep mazeret.. Dün oyuna girdi ayağında ki boş topu rakibe teslim etti. Yazık, günah.. Bu tip son voli peşinde olan oyuncular nedense hep Rizespor’u buluyor. Bunlara bir yenisi daha bu sezon Bolasie eklendi diyebiliriz. Devre arası bu oyuncularla biran önce helalleşmeli.

Evet sevgili Rizeliler.

Kulüp tarihinin en kötü sezonlarından birini yaşıyoruz.

Bu bir oyun. Rizespor ne ilk defa küme düşecek, nede son olacak.

Bu kadar siyasetle yönetilen bir kulüp ısmarlama hoca ve onun menajer çevresi ile özellikle bu yaz dönemi maalesef pepecura edildik. Ye ye doymadılar. Bu gidiş belki de uzun yıllar alt liglerde kalmamıza neden olacak. Yıllar beri bu satırlardan çok kez yazdım.

Rizespor’un ilk yapması gereken iş

1 – Bu kadar siyasetten güçlüsün kulübe kalıcı gelir sağlamalısın ..

2- Biran önce altyapı tesisleri devreye sokulmalı, çok geç  kalıyoruz ..

3 – Transfer politikan olmalı. Gidecek oyuncunun yerine alacağın oyuncu aylar önce belli olmalı, transferde futbol aklı ve scaout ekibin olmalı. Dünyanın her kıtasına fahri transfer elçin olmalı..

Demiştim, yazmıştım..

Maalesef yolun sonu göründü.

Her sezon çekirge gibi sıçrayan ve son haftalarda ligde kalmayı büyük başarı olarak gören temsilcimiz bu sezon başında Bülent Uygun ve avarelerinin siyasetten aldığı güç ile yaptığı doldur boşalt transferler altında gemi erkenden su aldı. Bu geminin devre arası tekrar tersaneye çekilip kalafat olması kalan maçlarda alacağın puana bağlı. Trabzonspor maçının genelinde oyun olarak kısmen iyi gözüksek te bu bizi ilerleyen haftalarda yanıltır. Tıpkı G.Saray maçında olduğu gibi. Rizespor’da bu sezon ana sorun, takım olamamak ve düştüğü psikolojik durum.  Savunma bloğunda ligin en zayıf halkasısın. Forvet oyuncuların kağıt üzerinde iyi gözükse de saha içinde çok “çıt kırıldım” ayaklar. Bu kadar basit hata, bu kadar çıkarken kaptırdığın toplar, bu kadar duran toplarda yaşadığın tehlikeler  ve özellikle orta sahanda temassız oyun senin maalesef puan alamamanda en büyük etken. Futbolun dili bir, yapman gereken şey geçmişten “ders” almaktı. Ders almıyoruz, almaya da niyetimiz yok. Yazık bu emeğe, yazık bu paralara, yazık bu şehrin hayallerine, her sezon aynı filmi izlemekten yorulduk..


Önceki Haber 
Sonraki Haber

Yorumlar

Yorum Yapın