Ç.Rizespor haftalardır evinde çektiği sancıyı maçın başında, neredeyse "soyunma odasında" Deniz’in ayağından bulduğu güzel bir golle dindirdi.
Yeşil-mavili takım ligde rakibi konumunda bulunan Eskişehirspor karşısında maça çok istekli, önde basan, arzulu bir futbolla başladı. İlk gole erken kavuşan atmaca, haftalardır güzel oyunu ve asistlerini bu maçta attığı şık golle süsleyen Eren Albayrak ile skoru 2-0’a taşırken, hemen akabinde Sercan’ın yüzüne patlayan Lawal’ın dirseği konuk takımın "havlu" atması, Rizespor’un ise maçı “nakavt” ile kazanması anlamına geliyordu.
Bu sezon oynadığım iki maç sonunda Eskişehir’den “tulum” çıkartarak altı puanı hanemize yazdık. Kırmızı – siyahlı ekip haftalardır evinde açlık çeken ve Cuma günü ” imam gücünü” arkasına alan Ç.Rizespor karşısında maç boyunca silindi , ezildi..
Sahada erken skor ve oyuncu dezavantajına düşen Michael Skibbe’nin takımı Alman disiplininden koparken, diğer yandan Hikmet Hocanın öğrencileri daha çok ayağa pas oyun anlayışına büründüğünde kontra toplar bizim adımıza hep pozisyon oldu. Laferty bu takımın anca "nöbetçi golcüsü" olur. Dün sahada sağlam bir Kwekue olsa idi bu maçın skoru rahatlıkla 5-6’yı bulurdu bence.
Rizespor taraftarı ilk kez rahat bir maç izledi. Obri kalitesini, Sercan kaybolan yeteneğini, haftalardır üstüne koyarak, Ludovic ise kadife kramponlarını bir kez daha parlatarak, taraftarları mest ettiler. Defansta Vıera’nın kesiciliği, Kıvanç, Deniz ve Eren’ın bitmek bilmeyen enerjisnii bu işin kreması olarak eklemeyi unutmayalım.
Alınan üç puan, ortaya konulan futbol ötesi bu takıma Kwekue mutlaka olması gerekiyor. Kamerunlu bir ihtiyaç değil, Laferty gördükten sonra zaruri bir durum olarak değerlendirelim. Bu saatten sonra her hafta bir final maçı oynayacağız. Eskişehirspor maçı erken gol ve kırmızı kart yanıltır bizi. Bu futbol yetti diyebiliriz ama, haftaya Balıkesir deplasman maçı ve sonrası için mutlaka üzerine koymamız gerekiyor.
Ligde son düzlüğe gireceğiz. Birçok maçta kırılma anları olacak. Nasıl ki Gençlerbirliği maçında Kıvanç’ın aklı, Gosso’nun akılsızlığı, bu hafta Sercan’ın hırsı, Lawal’ın dirseği. Bu anlar kırılma anları, işte bu haftadan sonra bu işleri “akıllı” yapacak olan oyuncu sayısı takımda artmalı. Bu işler ufak ayrıntı gibi gelebilir size ama, kazın ayağı öyle değil. Özellikle Deniz Kadah’ın iştahı, arkadan Giray ve Vıeranın oyun anlayışı ve ciddiyeti çok önemli. İşin özü, son düzlükte akıl zamanı geldi. Hem yönetim, hem teknik kadro, hem futbolcular hemde taraftar ve biz basın olarak çok “akıllı” olmalıyız, çok!..
Sözün özü; İşiniz Allah’a kaldıysa, oldu bilin!..
Bunu futbol için yazmadım. Hemen hemen her konuda. Açın elinizi ve Allaha yalvarın. Sizi ezenler, hakkınızı çalanlar belki bu dünyada rahat rahat “havyar” yiyorlar, para sayıyorlar ama, bunun öteside var, unutmayın. Allah’a sığının ve gerisine karışmayın…
Yorum Yapın