DERENİN KENARINDA TEYEMMÜM!..
Sezona malum Mehmet Özdilek ile başlamıştık. Geçen sezon eldeki mevcut kadroyu korumuş, bunun üstüne beş oyuncu takviyesi yaparak lige girmiştik.
Ç.Rizespor uzun yıllar sonra ilk kez kadro bazında “doldur boşalt” yapmayarak bir sezona başlamıştı. Önceki aylarda da kaleme almıştım. “Allah baht vermiş, taht vermemiş” kime demiştim bu sözleri?
Tabi ki Ç.Rizespor yönetimine..
Bu kadar üst düzey hocayla çalış, gel gör ki başarı yok..
Mehmet hoca insani olarak 10 numara bir insan..
Bana kalırsa hocalık deneyimi 10 üzerinden sıfır..
Bir kere takıntılı bir insan.. Futbolcularına ön yargılı yaklaşan bir tip ve en önemlisi “olmazsa, olmazları” çok var. Halbuki futbolda ego olmamalı, hiçbir hoca bindiği dalı kesmemeli. Hem kendine yazık, hemde hizmet verdiği camiaya…
Mehmet hoca’nın ısrarla dökülen Holosko tercihi, Oboabona’dan orta saha oyuncusu yaratmak, tek idmanla formda Eren’i keserek Ali Adnan’a sarılmak… Bu tip onlarca futbol adına yanlışını buradan yazabilirim.
Tabi bunlar geride kaldı. Beni ilgilendiren Türk futbolu ve Ç.Rizespor..
İşte bu tip insanlar hala bu ülkede futbolda söz sahibi oluyorsa, vay o ülkenin haline.. Ülkede Mehmet hoca tipinde, bir çok teknik adam var ve hala ülke futboluna yön veriyorlar, ekmek yiyorlar. Bu durumdan bizde defalarca nasibimizi aldık.
Şimdi o defter kapandı ve Hikmet Karaman ile yolumuza devam ediyoruz.
Hikmet hocayı seversin, sevmesin…
Bir kere başarıya aç ve en önemlisi yenilikçi.
Uçakta bakıyorum bir dakikasını boşa harcamıyor. Elinde kitap okuyor, yardımcılarına okutuyor...
Dikkat ettiniz mi Milli takıma çağrılan Eren’e?
Artık o kanatta dikine gitmiyor. İçeri katediyor ve böylece koşu mesafesini düşürerek daha az enerji, daha çok verim veriyor.
Diğer dikkat çeken Ludovic. Hikmet hoca ile bir başka kimliğe büründü. Risk alıyor, ceza sahasına giriyor, sadece top ayağında değilken, topsuz oyunda da pozisyon alıyor.
Şifo ile hemen hemen her konuda “erozyona” uğrayan Ç.Rizespor kulübü, Hikmet hocanın gelişi ile “kök hücre” tedavisine geçti ve o doku ; yönetim, futbolcu, teknik adam ve taraftar olgusu ile bir güzel örtüştü..
Saha içine inmeden iki hoca hakkında son sözlerimi yazayım ve tamamlayayım.
Mehmet Özdilek, sezon öncesi Rize’de gürül gürül akan derenin kenarında maalesef “Teyemmümü” tercih etti. Tabi bu durumu yukarda ki de gördü; o bolluktan, o sulardan sen eğilip abdest almıyorsun, derenin kenarından işin kolayına kaçarak İngiliz takım elbisesi altında, İtalya Gucci ayakkabını çıkarmadan teyemmümle işini görüyorsan sana ekmek yok dedi.
Hikmet hoca ise, Rize’de akan suları iyi kullandı. Sağlam abdest aldı. Bunun yanında gerektiği zaman teknolojiye de sarıldı. Cebinde her zaman pusula bulundurdu. Cemaati( Futbolcuyu, taraftarı ) küstürmedi, oyuncuları arasında adaletli saf tutturdu ve Allah’ta ona ekmeğini bereketli verdi, hikmet sofrasını geniş tuttu.. Helali hoş olsun…
Maça dahil konuşacak bir şey yok..
Hafta içi yazdım.. Bu maç Kwekue’nin diye..
Maç öncesi Kwekue hariç, diğer tüm oyuncular eski hocasının yanına gitti. İşte o an “şelalelin esintisi” bana erkenden geldi. Maçın kırılma anı maç önü o fotoğrafta belli olmuştu..
Malum, Mehmet Özdilek, Rize’deyken elinde ki en iyi malzemeyi “Kelepçelenmişti” , çeşitli egoları yüzünden..
Hikmet hoca ile kelepçeden kurtulan Leo Kwekue, Kadir Has’ta “Kırbaç”ı eline aldı ve kılıcı ilk devre iki kere eski hocasına tam kalbinden sapladı.
Son beş hafta yenilgimiz yok. En önemlisi bundan sonra ki maçlarımıza stresten uzak çıkacağız. Rizespor’un kadro kalitesi asıl şimdi kendini gösterecek. Bakalım ibre yukarıya mı çıkacak, yoksa rehavetle aşağıya mı.. Bana kalırsa içerde oynayacağımız Fenerbahçe maçı bizim bu ligde kırılma maçımız olacak. Kanaryayı kafese kapatırsak, ondan sonrası anlayın ki sezon sonu ilk sekiz hedefine rahat ulaşırız.
Yorum Yapın