Kazanmak İçin Kaybetmek Gerekir!

Bazen Kazanmak İçin Kaybetmek Gerekir!

 

 

Son söyleyeceğimi en başta söyleyeyim.

Futbolda mağlubiyetin de iyisi olur mu demeyin, oluyor işte!

Ç.Rizespor’un kendi sahasında aldığı Gençlerbirliği mağlubiyeti buna giriyor.

Transferin bitimine az bir zaman kala, takımda neyin eksik olduğu, işlerin nasıl düzeleceği, ikinci devre bizi neyin ateşleyeceği alınan bu mağlubiyetle ders gibi geldi. Tabi burada sportif ve idari heyetin varlığı önemli!

Hikmet Karaman, aylardır haykırıyor. İki oyuncu istiyorum. En önemlisi bir 10 numaraya ihtiyacım var diyor. Yönetim araştırıyor ve karar. Yok böyle hem kalite hemde kelepir bir oyuncu!

Hoca diyor ki; Paraya kıyacaksın, yönetim fedakarlık yapacak..

Yönetim cevap veriyor; Para versen de o tip 10 numara Rize’ye gelmiyor, beğenmiyor bu ligi ve bu şehri!

E, be .. hocam.. Senin elinde geçen sezondan Rize’de kalmak isteyen, ailesi ile Rize’ye yerleşen Obraniak’ın günahı neydi? Adam kalite, adam 10 numara.. Bak şimdi İsrail liginde 8 asist 3 golle oynuyor. Ha hiçbir şeyi yok, kalbi tıkır tıkır çalışıyor, bu arada..

Futbolda mazeret “don lastiği” gibidir. Her tarafa çekersin. Uzadıkça uzar..

Yok efendim, gol sevincinde Kweuke sakatlanmasaydı, yok defansta bireysel hatalar yapmasaydık, yok son golde 4’e 1 golü yemeseydik, yok efendim son dakika kafa topumuz direkten dönmeseydi.. Böyle işte uzadıkça, uzar.. Tıpkı donumuza bağlanan beş kuruşluk lastik gibi veya şalvara takılan “uçkur” gibi. İstediğin zaman çeker, istediğin zaman uzatırsın!..

Şu bir gerçek.. Futbol hata oyunudur. Sen nasıl ki sezonun ilk maçında Gençlerbirliği’ni Ankara’da 3-2 son dakikalarda attığın gollerle mağlup ettin, bugünde o seni mağlup etme başarısını gösterdi. İbrahim Üzülmez kariyerinin ilk süper lig maçında Rizespor’a karşı doğruları yaptı. Devre arası transferlerinde 35’lik eski oyuncusu Hlep’i geri çağırdı. Takımı her pozisyonda üç kişi ile bastı. Orta sahayı kalabalık tuttu. Zaten bizim en zayıf karnımız o bölge. Birde defansın ve kalecin bireysel hata yaptı mı, ayıkla pirincin taşını!..

Penaltıdan gol atıyorsun, gol sevincinde en büyük kozunu sakatlıyorsun! Buna anca bizim takım başarırdı, o da başımıza geldi. Zaten maç Kweuke’nin o sakatlığı sonrası döndü. Aylardır forma vermediğin Chevalıer girdi, girmez olaydı. Polonya’dan gelenler bu Fransız oyuncu çok arandı mı? Makiadi denilen oyuncu ayrı bir hikâye. Transferde bu sezon çok hata yaptık. İlk devre defalarca yazdım, pozisyon şansı, Kweuke’nin iştahı altında bir çok karşılaşmadan “hormonlu” puan aldık. Gençlerbirliği maçında ise maalesef şans melekleri bizim yanımızda değildi.

Yanımızda olmayan başka şeylerde vardı... Öyle hafta içi kupa maçında gariban Aydın takımına karşı sonradan oyuna giren oyuncular maçı çevirdi, bu maçta? Yemedi.. Demek ki kaliteli ayak sayısı bizde fazla yok. Teşhis doğru. Burada ameliyata girecek olan doktor eldiveni eline taktı mı, neşteri tam atacak. O neştere hazırlanırken norkozcu dozajı iyi ayarlayacak. Taraftarı boş hayallerin peşine takmayacak, uzun süre uyutmayacak.

Neticede ikinci devre kötü bir mağlubiyet alarak lige girdik. En başta yazdım, bazen kazanmak için kaybetmek gerekiyor. Nedeni ise sonraki haftalarda yere sağlam basmak için. İnşallah, gereken dersler çıkarılır ve bu takımın ihtiyacı olan transferler biran önce yapılır. Yoksa… İbrahim Üzülmez gibi çömez! hocalar, bize karşı seminer vermeye devam eder.


Önceki Haber 
Sonraki Haber

Yorumlar

Yorum Yapın