Öpülmenin Yaşı Yok!..
“ Tak Tak” evine çalışan beden işçilerin bir çoğu mesleğe ilk adımlarını yanaktan öptürme ile başlamıştır..
Öpülmenin yaşı yok derler, büyüklerimiz, doğrudur. Bir kere öpüldünüz mü, gerisi gelir zaten..
Rizespor’a Fransa’dan gelen genç Milli kalecide Türkiye’de ilk öpücüğü şansız bir o kadarda jeneriklik golle G.Saraylı Eren Derdiyok’un ayağından röveşata ile görmüştü. Dün akşamda Beşiktaş’ın Brezilyalısı 132 kilometre hızla vurdu maçın son saniyesi içinde, bu öpücük gitti gol oldu bizim kaleye. Valla, güzel öpüyorlar bizi özellikle İstanbul’un büyük takımları, ne diyelim!
Öpülmek derken, Türkiye’de en büyük öpücüğü futbola, takımlara menejerler bırakıyor. Hemde bazen grup yaparak takımları öpmeye, kemirmeye devam ediyorlar, bunu da unutmayalım. Rize takımı transferde menejerlerden en fazla öpülen takımların başında yer alıyor. Fazla uzağa gitmeden, geçen sezon Nika, Patryk ve Makiadi.. Allah var menejerler öpmeye doymuyor, takımlarda öpülmeye..
Hafta içi Avrupa’dan yorgun dönen Rizeli hakem Cüneyt Çakır’da bir güzel babaocağında öptü bizi. Zaten bu ilk değil, geçen yıllarda da her Beşiktaş maçında memleketine damlıyor, Derepazarı pidesi eşliğinde Kartal’a öptürüyordu bizi. Alışkanlık işte, öpüldün mü duramıyorsun, bünye alışıyor. Tabi Cüneyt’e fazlada yüklenmeyelim, ligin sonuna doğru bazen rakip takımlara karşı kritik maçlarda da memleket havası ağır basıyor, yukarısı öptürme diyor, sonra Saray’dan fırça yeriz diyor, işte o zaman öpme sırası bize geliyor. Bu işler böyle, parayla değil, öpülme sırasına göre…
Dönelim tek kale geçen maça..
Beşiktaş takımı bu sezonda Şampiyon olacaksa önce İtalyan Mancini’ye dua etsin. Mancini, sezon öncesi İnter’den kovulmasa, Caner Erkin diye bir oyuncu bugün Beşiktaş’ta olmazdı. Caner, Beşiktaş’a gelmemiş olsaydı, kara kartalın bir çok maçta kolu kanadı kırık olurdu. Tosic ve Atiba Beşiktaş için ayrı güç. Tek kale geçen maçta Rizespor topun arkasına kalan takım konumundaydı, başkada yapacak bir şey yok, zaten. Kaleci Dıallo ve defans , öndeki ikili Petrucci ve Sadane iyi dayandı. Geriye kalan malzeme ise seyretti. Özellikle haftalardır sakat olan ve bu maçta kendisinden çok şey beklenen Oğulcan. Hele o son saniye golünden önce yakalamışsın kontra topu ya birkaç adım sür, git, yada boştaki Kweuke’nin önüne at . Şimdi galibiyeti yazacak olacaktık bu köşede.
Topla oynama sürelerine takılı kalmayın. Geçen sezon Leıcester Cıty takımı İngiltere liginde şampiyon oldu. Topla oynama süresi yüzde 30 civarındaydı. Veya Yunanistan’ın Avrupa futbol şampiyonasında Portekiz’de kaldırıldığı kupa. Yunanlılar topun arkasına kalarak Avrupa’nın en büyüğü oldular. Burada sorun bizde topu saklayacak iyi bir 10 numara eksiği, yani beyin. Bir diğer sorun ise santraforla birlikte kanatlardan hızlı akacak oyuncu sayısı.
Beşiktaş’a karşı 92 dakika gösterdiğin defansif mücadele en azından bir puanı fazlasıyla hak ettin. Futbol bu, son dakika kontrada sen atacakken, bir anlık oyuna yeni giren futbolcunun pozisyonda uyuması ve kalende gördüğün bir jeneriklik gol daha. Büyük takım affetmiyor, sahada ne kadar çuvalla gol kaçırsa da biri çıkıyor öpücüğü konduruyor sana.
Neticede büyük takımlara karşı ilk kez öpülmüyoruz, sonda olmayacak. Bu kadro altında Hikmet hoca, Antalya maçıyla birlikte neleri yapacağını bize göstermesi gerekiyor. Artık mazeret yok. Kweuke tam olarak hazır olur, yeter dibi bulduk, bundan ötesi yok. Bizimde başkalarını öpmeye çok ihtiyacımız var, aksi durumda devre arasında Hikmet hoca’nın ifşa ettiği jakal menejerler kapıda ve öpmek için sıraya dizildiler bile..!
Yorum Yapın