KALİTEDEN ASLA ÖDÜN VERMEYİZ!
Neşe Çay Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Abanoz, 30 yıldan bu yana kaliteden ödün vermeden bölgeye hizmet sunduklarını ifade etti.
Rize’nin Çayeli ilçesinde yer alan ve 30 yıldan bu yana kalitesinden ödün vermeyen Neşe Çay’ın Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Abanoz'dan önemli açıklamlar. Bölgenin bir numaralı geçim kaynağı olan çayın tarımı ve geleceği hakkında önemli bilgiler veren Abanoz, “Neşe Çay’ın kalitesi, insan kişiliğinin imalata yansıması, tüketiciye duyulan saygıdır. Amacımız tüketiciye başta kalitemiz olmak üzere saygımızı, neşemizle sunmaktır” dedi. İşte Abanoz’un açıklamaları: “Neşe Çay ailesi olarak şirketimizin vazgeçemeyeceği ilke müşteri memnuniyetidir. Bu memnuniyetin devamlılığı için ürettiğimiz naturel siyah Türk çayının tüketiciye sunduğu mükemmel damak tadı güvendiğimiz unsurların başında yer almaktadır.”
VERİMLİLİK ESASINA DAYALI BİR İŞLETME
“Çay sektörü içerisinde yer alan şirketimiz, piyasa taleplerini de dikkate alarak kaliteden ödün vermeden, verimlilik esaslarına dayalı bir işletme politikasıyla
hareket etmektedir. Tüketicimizin damak tadının garantisi olan kalitemiz, mevcut tarımsal politikaların paralelinde istenilen teknik esaslar göz önünde bulundurula
rak sağlanmaktadır. Yakaladığımız yüksek kalite seviyesiyle sürdürdüğümüz üretim sonucunda kaliteli ürün üretme mutluluğunu yaşamaktayız.”
ÇEVREMİZLE DOST ŞİRKET
“İnsan sağlığını bozacak ve çevre kirliliğine neden olabilecek etkenlere karşı bütün önlemleri özveriyle aldık”
“Şirketimiz, çevresiyle de dost olmanın gururunu yaşamaktadır. Bu doğrultuda insan sağlığını bozacak ve çevre kirliliğine neden olabilecek etkenlere karşı bütün önlemlerini özverili bir şekilde almış olarak faaliyetlerini sürdürmektedir. Her türlü kaynağımızı ve insan gücümüzü bilimsel esaslar ışığında organize ederek verimliliğimizi artırmalıyız. Bu verimlilik ve uyum bize, her gün artan bir pazar payı sağlamaktadır. Bu da, çalışanına güven ve tatmin duygusu veren güçlü bir şirket olarak, yolumuza emin adımlarla devam etmemiz sonucunu doğurmaktadır.”
İLK BEYAZ ÇAY BİZDEN
“Şirketimiz 1988 yılında, Allah rahmet eylesin, babam Cevat Abanoz öncülüğünde kuruldu. Günlük 500 kilo yaş yaprak işliyorduk, gayet butik bir fabrikaydı, şimdi gelinen noktada Neşe Çay 30 yıl içinde çok büyüdü ve günlük yaş çay işleme kapasitesi 50 tonu buldu. Bu büyümemiz devam edecek. Bunun yanında özel üretimler yapıyoruz. Bu sektörde bir numarayız diyebilirim. Çaykur’dan önce ilk beyaz çayı biz ürettik. Yeşil çayın unu, pudrası denilen, çayın sağlık tarafı olan Matcha çayını üretiyoruz. Yine ne yeşil çay, ne de siyah çay olan Oolong çayını biz üretiyoruz. Çok güzel bir tadı vardır. Bitki ve meyve çaylarının paketlemişini yapıyoruz. Yine çaydan kolonya başta olmak üzere el yüz bakımı için krem üretiyoruz.”
hediyelik ve demlik çaylarda Neşe Çay sektörün en önde gelen firmaları arasında yeri alıyor. Şirketimizin bünyesinde bir kimya mühendisi, bir de ziraat mühendisi bulunuyor. Dünyaya açıldıkça biz çayı yeniden tanımaya başladık. Sri Lanka, Hindistan, Japonya’ya gittiğimizde baktık ki çay sadece siyah çay değil. Bu yüzden ARGE çalışmalarına çok önem veriyoruz. Şu anda baş
ta Kuveyt olmak üzere Katar ve en son Danimarka’ya çay satışımız var. Özellikle uluslararası fuarlarda mutlaka Neşe Çay olarak boy gösteriyoruz. Neşe Çay’ın Ankara’da bölge müdürlüğü bulunuyor. Aynı şekilde İstanbul’da var. Neşe Çay yoluna emin adımlarla devam ediyor. Çayı çeşitlendirme konusunda çalışmalarımız hızla devam ediyor. Çayın sağlık tarafını biraz daha ön plana tutmamız gerekiyor. Dünyanın en sağlıklı doğal içeceği çaydır ve Neşe Çay olarak biz buna çok önem veriyoruz.”
Neşe Çay 30 Yıl İçinde Çok Büyüdü
“Şirketimiz 1988 yılında, Allah rahmet eylesin, babam Cevat Abanoz öncülüğünde kuruldu. Günlük 500 kilo yaş yaprak işliyorduk, gayet butik bir fabrikaydı, şimdi gelinen noktada Neşe Çay 30 yıl içinde çok büyüdü ve günlük yaş çay işleme kapasitesi 50 tonu buldu. Bu büyümemiz devam edecek. Bunun yanında özel üretimler yapıyoruz. Bu sektörde bir numarayız diyebilirim. Çaykur’dan önce ilk beyaz çayı biz ürettik. Yeşil çayın unu, pudrası denilen, çayın sağlık tarafı olan Matcha çayını üretiyoruz. Yine ne yeşil çay, ne de siyah çay olan Oolong çayını biz üretiyoruz. Çok güzel bir tadı vardır. Bitki ve meyve çaylarının paketlemişini yapıyoruz. Yine çaydan kolonya başta olmak üzere el yüz bakımı için krem üretiyoruz.”
SEKTÖRÜN ÖNDE FİRMASI
“Siyah çay başta olmak üzere, hediyelik ve demlik çaylarda Neşe Çay sektörün en önde gelen firmaları arasında yeri alıyor. Şirketimizin bünyesinde bir kimya mühendisi, bir de ziraat mühendisi bulunuyor. Dünyaya açıldıkça biz çayı yeniden tanımaya başladık. Sri Lanka, Hindistan, Japonya’ya gittiğimizde baktık ki çay sadece siyah çay değil. Bu yüzden ARGE çalışmalarına çok önem veriyoruz. Şu anda başta Kuveyt olmak üzere Katar ve en son Danimarka’ya çay satışımız var. Özellikle uluslararası fuarlarda mutlaka Neşe Çay olarak boy gösteriyoruz. Neşe Çay’ın Ankara’da bölge müdürlüğü bulunuyor. Aynı şekilde İstanbul’da var. Neşe Çay yoluna emin adımlarla devam ediyor. Çayı çeşitlendirme konusunda çalışmalarımız hızla devam ediyor. Çayın sağlık tarafını biraz daha ön plana tutmamız gerekiyor. Dünyanın en sağlıklı doğal içeceği çaydır ve Neşe Çay olarak biz buna çok önem veriyoruz.”
HEDEF 100 BİN TON
“Neşe Çay olarak ülkemizin birçok bölgesinde satış hizmetimiz var. İç Anadolu başta olmak üzere, Marmara, Ege bölgesine ağırlık veriyoruz. Çayeli’de bulunan fabrikamızda yazın 70 kişi çalışıyor. Kışın ise 25 kişi ile çalışıyoruz. Aynı zamanda inşaat sektöründe de yatırımlarımız var. Neşe Çay’ın hedefi mevcut fabrikanın kapasitesini 100 bin tona çıkarmak, eski fabrika yerine ise çayın müzesini kurarak butik bir turistik tesis haline getirmek. İki yıl içinde bunu yapacağız. Gelen turist burayı gezecek, çay nasıl toplanıyor, nasıl işleniyor öğrenecek. İnşallah başarılı olacağız. Neşe Çay olarak ağırlıklı olarak çayımızı oturduğumuz yerden satıyoruz. Web sitemiz üzerinden, online üzerinden satış yapıyoruz. Birçok alışveriş sitelerinde Neşe Çay satışı yapılıyor.”
ÇAYDA İYİYE GİDİŞ VAR
“Son 4-5 yıldan bu yana Rize Ticaret Borsası ve Başkanı Mehmet Erdoğan’ın çok büyük çalışmalarıyla çayımız hak ettiği yere geliyor. Peki istenilen seviyede mi? Değil ama eskiye göre başta kalite olmak üzere, üreticinin memnuniyeti anlamında çok daha iyi durumdayız. Yıllar önce hatırlarsanız tam bir kaos vardı, fiyasko vardı, kâr yoktu, ne satan, ne alan memnundu. Son yıllarda bu hükümet döneminde çayda bu iyileşme başladı. Bu sektörün lokomotifi Çaykur’dur. Özel sektör yıllar boyu Çaykur’la rekabet edemiyordu. Çaykur ‘ben kâr amacı gitmiyorum’ diyordu, ‘zarar da etsem olur’ diyordu, hal böyle olunca Çaykur’un karşısında yer alan yüzde 50’lik kesim yani bizler özel sektör çay firmaları çok zor durumda kalıyorduk. Özel söktürün zarar etme şansı yok, çünkü açığını kim kapatacak? Yıllar boyu durum böyle olunca bizler bir keşmekeşin, bir curcunanın içine girdik. Fakat son yıllarda bu hükümet döneminde bir iyileşme başladı. Şu anda imalatçı da, üretici de memnun. Yıllar önce çay alırdık ama üretici bize yalvarırdı. ‘Bu çayımı al da bize karşılığını nasıl verirsen ver’ derlerdi. Neşe Çay olarak, üreticiden aldığımız yaş çayın parasını peşin olarak ödüyoruz. Bu parayı peşin ödediğimiz için memnunuz, mutluyuz. Bu durumdan üretici de memnun, bir o kadar da mutlu. Emeğinin karşılığını teri kurumadan alıyor. Ödemelerde isteyene kuru çay da veriyoruz. Neşe Çay olarak günlük 50 ton yaş çay işletme kapasitemiz var.”
BÖLGEDE GERÇEK ÇİFTÇİ KALMADI
‘’Üretici o yıllarda çayını satamadığı için bırakıp gidiyordu, kilosunu bile merak etmiyordu, çünkü duran bir şey değildi. Geldi, toplamak zorunda, topladı, satmak zorunda. Yaşama şansı yoktu. Kamu bu çayın bir kısmını işliyordu, gerisi özel sektör. O yıllarda çayı sorumsuz aldığın zaman, sorumsuz satıyordur. Çünkü ödeme planı, takvimi yoktu. İşte o yıllar dışardan çok ciddi kaçak çaylar geliyordu. Özellikle İran üzerinden. Fiyatı ise bizim çayın yarı fiyatındaydı. Kaçak çay ülkeye girdiği zaman bu kez biz ürünleri satamıyorduk. Satamayınca, ödeme yapamıyorduk. Hal böyle olunca dışardan gelen birisi kuru çayını ‘belki öder diye’ çaylar satardık. Sorumsuz alımlar, sorumsuz satışları beraberinde getiriyordu ve olan üreticiye oluyordu. Bunun yanında özel sektör açıldığı zaman bir kanun, bir nizam yoktu. Örnek vereyim benim babamın hiç kimseye borcu kalmadı ama babam kamyoncuydu, küçümsemek için söylemiyorum, özel sektöre geçiş yıllarında bu işin bir altyapısı yoktu.”
AR-GE ÇALIŞMALARI ARALIKSIZ SÜRÜYOR
“Bir eve Neşe Çay girdi mi oradan çıkmaz ve ondan komşusuna geçer. Müşteri müşteri kazandırsın, bizim hedefimiz bu zaten. Neşe Çay olarak kaliteye çok önem veriyoruz ve bu yolda çok uğraş veriyoruz. İnsana çok yatırım yapıyoruz, şu anda kış mevsiminde birçok özel fabrika kapalı olabilir ama Neşe Çay’da sekiz lisans ve ön lisans mezunu arkadaş AR-GE çalışmalarına aralıksız devam ediyor.”
TARLALAR KÜÇÜLDÜ!
“Neyin nasıl yapacağını bilmeden sorumsuz bir özelleştirmeye geçildi ve bu işin acısı yıllarca çekildi. Çayın iyileşmesi artık tarlada başlamalı. Şu an tarlada bir iyileşme yok. Çiftçiler bir defa eğitilmeli. Gürcüler gelmemeli. Bu insanlara kilo işi çay topla dediğin zaman olacağı budur. Çay 2,5 yapraktır. Biz bunu 3,5-4 yaprak topladığın zaman kaliteli ürün yapamıyorsunuz. Tarlalar bölüne bölüne küçüldü ve dolaysıyla bir aileyi bakamaz hale geldi. Organik gübreye karşı değilim ama henüz erken.”
Yorum Yapın