HUDER RİZE BASIN AÇIKLAMASI

HUDER RİZE BASIN AÇIKLAMASI

 

 

Hukuki Araştırmalar Derneği (HUDER) Rize Şube Başkanı Av. Ali Rıza SANCAKTUTAN Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile ilgili yazılı açıklama yaptı.

CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ İLE NELER DEĞİŞECEK

 “Türkiye Cumhuriyeti parlamenter sistemle yönetildiği 93 yılda 65 hükümet iş başına gelmiştir. İş başına gelen hükümetlerin ortalama görev süreleri 17 ay la sınırlı kalmış ve bu kısa süreli hükümetler  Türkiye’ye büyük zararlar vermiştir. Cumhurbaşkanlığı sisteminde ise hükümet doğrudan  milletçe seçilen Cumhurbaşkanı tarafından kurulacak ve  5 yıl boyunca istikrar ile Türkiye’yi idare edecektir.

Parlamenter sistemlerle yönetilen ülkeler  güçlü liderlerin olmadığı dönemler de istikrarsızlığa sürüklenmiş ve istikrarsızlık neredeyse kalıcı hale gelmiştir. Parlamento çoğunluğunun bir siyasi parti tarafından sağlanamadığı dönemlerde siyasi rüşvetler dönmekte ve hükümet kurmak ancak gayri ahlaki pazarlıklar sonucunda mümkün olabilmiştir. Ülkemizin çok partili hayata geçtiği dönemleri incelediğimizde de durumun pek farklı olmadığını görmekteyiz. Kısa süreli zayıf hükümetler nedeniyle ülkemizde bir çok darbe ve muhtıra dönemleri yaşanmış ve yönetim üzerindeki vesayet her defasında artmıştır. Kalkınma gelişme dönemleri ise güçlü iktidarlar döneminde yaşanmıştır.

HIZLI KARAR ALMA VE DAİMİ İSTİKRAR SAĞLANACAK

Cumhurbaşkanlığı Sistemi, hızlı karar almayı olanaklı kılan bir yönetim şeklidir. Bu sistemin en belirleyici unsuru  devlet başkanının doğrudan halk tarafından seçimle işbaşına gelmesidir. Halk tarafından doğrudan yetkilendirilen Cumhurbaşkanı  hızlı karar alarak bürokratik vesayetin etkisini azaltır.  Cumhurbaşkanlığı Sitemi'nde güçlü yetkilerle donatılmış bir başkan kararları daha hızlı alır, çabuk karar verir. Sabit bir görev süresi olan Cumhurbaşkanı her an değişme ihtimali olan  bir başbakana kıyasla daha istikrarlı bir yönetim şekli ortaya koyabilir.

HÜKÜMET KURMA SORUNU ORTADAN KALKACAK

 Parlâmenter sistemde hükûmet, tek parti hükümeti olsa bile, hiçbir zaman Cumhurbaşkanlığı  sistemindeki Cumhurbaşkanı kadar kendini güvende hissedemez. Parlamenter sistemde ise hükümet parlâmentodaki çoğunluğu hesaba katmak zorundadır. Bu çoğunluğun  çeşitli sebeplerle (vekil transferleri, vekil istifaları)  değişmesi ve hükümetin düşürülebilmesi ihtimali vardır.   Bu duruma  en iyi örnek Güneş Motel olayıdır. 1977 seçimleri öncesinde Bülent Ecevit, CHP Genel başkanı,  rakibi de Süleyman Demirel’in başında olduğu Adalet Partisiydi.  O günün Türkiye'sinde ekonomi dibe vurmuş, ülkede şiddet artmış, kamu otoritesi ortadan kalkmıştı. Bu ortamda yapılan  1977 seçimleri sonucu   CHP yüzde % 41 ile yüksek oyu alan parti oldu.  Ancak bu oran  tek başına iktidar olması için yeterli değildi. Hükümet kurabilmesi için   11 milletvekili daha gerekliydi.

Koalisyon kurulamadığı için Bülent Ecevit azınlık hükümeti kurmaya çalıştı ancak güven oyu alamadığı için  bu mümkün olmadı. Bu durum üzerine Bülent Ecevit Başkanlığında ki CHP Adalet partisinden 11 milletvekili ile görüşerek   kurulacak hükumette yer almaları  vaadiyle Adalet Partisinden istifa ederek kendi partilerine geçmelerini sağlamak suretiyle hükümeti kurmuştur.

 

Parlementer sistem koalisyonları zorunlu kılmakta, siyasi partilerin güçlükle koalisyon kurabildiği, koalisyonun kurulamaması durumunda da milletin iradesinin aksine milletvekili transferleri ile hükümet  kurulduğu görülmektedir. Ancak kurulan bu hükümetlerin de çok kısa ömürlü olduğu, akabinde yapılan seçimlerde de yeterli çoğunluğun sağlanamadığı ve aynı senaryoların tekrarlandığı yakın siyasi tarihimizde sıklıkla karşılaştığımız bir durumdur.  Bu kısır döndü  ekonomik çöküş, asayişsizlik, sefalet ve yoksulluk dönemlerinin yaşanmasına ülke kaynaklarının heba edilmesine sebep olmuştur.  

Cumhurbaşkanlığı sisteminde ise yukarıda bahsettiğimiz sorunlar ortadan kalkacaktır. Bu sebeple de referandum da EVET Cumhuriyetimizin geleceği için olmazsa olmazdır.

PARLAMENTER SİSTEMLERDEKİ YETKİ KARMAŞASI ORTADAN KALKACAK

Parlâmenter sistemde hükûmet, tek partiden oluşsa bile, yürütme organının iki başlı olması bazen problem yaratabilir. Türkiye Cumhuriyetinin 54. Hükümeti döneminde yaşanan Anayasa tartışması bu durumun en bariz örneğidir.  Aslında parlementer sistemde, cumhurbaşkanı, sorumsuz ve dolayısıyla yetkisizdir. Devlet başkanı tamamıyla sembolik rolüyle yetinmezse, parlâmenter sistemde yetki ve sorumluluk karmaşası ortaya çıkar; hükûmet etkinliğini yitirebilir.  Özellikle de mevcut sistemde halk tarafından %50’den fazla bir oyla seçilmiş bir Cumhurbaşkanı olduğunda iki başlı yürütmedeki sorunların ülkemiz için katlanılamayacak sorunlar doğuracağı aşikardır. Sezer-Ecevit döneminde dahi bu sorun şiddetli bir şekilde yaşanmıştır. Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında yaşanan Anayasa kitapçığı fırlatılması olayında; 19 Şubat 2001 günü Türk Siyasi ve Ekonomi tarihinin en karanlık günlerinden biri olmuştur. Bu siyasi kriz sonrasında borsa düşmüş dolar iki katına çıkmış, sonrasında ise, 2001 yılı ekonomik krizi patlak vermiştir.  Oysa, yürütme organının tek kişiden oluşacağı Cumhurbaşkanlığı sisteminde bu sorunlar tamamiyle ortadan kalkacaktır. .  Aslında parlamenter sistemin Türkiye için uygun olmadığı, 1961 sonrası siyasi olaylar incelendiğinde açıkça anlaşılabilir.    

ZARURİ KOALİSYONLAR TARİH OLACAK

Parlâmenter sistemlerde güçlü liderler olmadığı zaman koalisyonlar kaçınılmaz olur. Koalisyon hükümetleri bin bir pazarlıkla kurulmuş zayıf  hükümetlerdir. Çünkü, koalisyon hükümetleri birbirinin siyasi rakibi  birden fazla partiden oluşmuştur. Koalisyonu oluşturan partiler arasında programları gereği uyuşmazlıklar vardır.  Bu partilerin oluşturduğu koalisyon hükümetlerinde gerçek anlamda üzerinde uzlaşılan zaten çok az konu vardır. Cumhurbaşkanlığı sisteminde uzlaşı ancak birinci turda hiçbir adayın salt çoğunluğu sağlayamadığı durumlarda ikinci tur öncesi siyasi çizgileri birbirine yakın iki parti arasında olacaktır. Bu şekilde halkın oyuyla doğrudan seçilecek Cumhurbaşkanı birliği sağlayacağından koalisyon tartışmaları tarihin tozlu rafları arasında kalacaktır.

TOPLUMU ETKİLEYECEK KALICI SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ SAĞLANACAK

Türkiye Cumhuriyetinde 93 yılda kurulan hükümet sayısının 65 olduğu dikkate alındığında hükümet etme süresinin 2 yılın altında olduğu görülmektedir. 2 yıldan az bir ömrü olan hükümetlerin eğitim, sağlık ve kalkınma  politikalarının  siyasi sebeplerle inkıtaya uğradığı, bu sebeple de sorunlara kalıcı çözümün üretilmediğini siyasi tarihimiz boyunca acı bir şekilde müşahade etmiş bulunmaktayız.

Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile değişecek olan yönetim şekli sonucunda daha hızlı karar alma ve uygulama dönemi başlayacak, vatandaşlarımızın  her seçim sonucunda ki gelecek kaygıları ortadan kalkacak, müteşebbislerin önü açılacaktır. Bu durumun doğal sonucu olarak da işsizlik azalacağı gibi kişi başı milli gelirin artacağı,daha huzurlu ve müreffeh bir döneme gireceğimiz kaçınılmaz olacaktır.

HUDER RİZE olarak dünya da saygın ve itibarlı, söz dinleyen değil sözü dinlenen bir ülke olmak için 16 nisan referandumunda EVET  diyeceğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız.

HUDER RİZE

Şube Başkanı

Av.Ali Rıza SANCAKTUTAN


Önceki Haber 
Sonraki Haber

Yorumlar

Yorum Yapın