ÇAY ZAMANI DERT ZAMANI
Çay zamanı denildiği zaman ne zaman dert olmadı ki. Bir sene boyunca biriken dertler gelir tam çay zamanını bulur. Mayıs ayına dert ayı boş yere dememiş Rizeliler. Bu derdin şartlarını çoğunlukla yönetenler yaratır görünür. Üretici olarak süreklilik arz eden bu dert denizinin oluşmasına verilen katkıyı büyük bir ustalıkla saklamayı becerir Rizeli. Buna bir miktar Trabzonlu, Artvinlide dahildir. Çünkü 205 bin üreticimizi yüzde 65 Rize geriye kalan iki vilayetimizdedir. Çay denilince derdin en büyüğü toplanan çayların alıcı olan devlete ve özel sektöre satılması işlemdir. Hiç bitmez o dert. Vatandaş hep mağdurları oynar. Çoğunlukla da haklıdır. Çünkü halen bir evsaf konusunda kesinleşmiş bir kurallar bütünü yok. Dal budak, odun, kök, yaprak, ot, matıçalı, eğreti ne varsa satabilir vatandaş. Buna engel olmaya devletin gücü yetmedi. Yettiği bir tek zaman vardı. Darbeci Kenan EVREN mahvetti, evsafında çay alacağım diye mubayaayı tamamen durdurdu. Türkiye o zaman çay fazlası varken çay ithal edecek durma geldi. Yani bugüne kadar hem üreticinin hem de yönetenlerin ortak suçu nedeniyle bu dert hiç bitmez. Satma derdinde evsaf dışında birde satılacak olan günlük çay miktarı işi vardı. Allah şükürler olsun ki 1977 de bulduğum ve o sene sadece Veliköy Çay Fabrikasına uyguladığım sonradan bütün işletmeleri kapsayan kontenjan uygulaması ile bu dert hal yoluna girdi. Adam vurulmuyor alım yeri kapılarında. Birbirini boğazlamıyoruz. Son zamanlarda Çay-Kur uyguladığı randevulu sitem esas derdi çaycılık olmayan, şehirli üreticilerin elini rahatlatan ama bana göre çayın anasını ağlatan sistemle de bayağı dertlerimiz azalmış. Yanı satışta dert kaliteyi bozması dışında yok. Ücret çok güzel, hiçbir sorun yok. Hele Ak Parti zamanında üretici altın devrini yaşıyor diyebilirim. Otun kilosu 3 kusur lira olursa değmeyin keyfine kolyozcuların. Kimse alınmasın. Geçimini sadece çaya bağlamış mağdur Rizelilere asla sözüm yoktur. Esas işinin dışında dördüncü sıraya düşen çaycılıkla uğraşanlar devletle birlikte çay meselemizi mahvediyorlar. Geçelim. Ülkemizde Pandemi diye bir büyük dünya derdi var. Bütün dünya bu korkunç hastalıkla boğuşuyor. Dünyada ölümleri naklen yayın seyrediyoruz insanlara nasıl bulaştığını bütün dünyanın nasıl sıkı önlemler aldığını açık kör değilsek görüyoruz seyrediyoruz. Ülkemiz allah şükürler olsun bir ay gibi bir zamanda sıkı tedbirlerini uygulamaya devam edebilirse bu korkun korana virüsünden en az zararla, can kaybıyla çıkmış ülkelerden olacak. Konu politik değildir, doğrudan doğruya sağlığımızla ilgilidir can güvenliği meselesidir. Yani bu konuda yapılacak hatanın bedelini doğrudan halkımız öder. İdareciler çok dikkatli karar vermek zorundadırlar. Rize’de yaşayanlar dışında, belki dört kat nüfus, İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin bütün büyük şehirlerinde bulunuyor. Çay halen çok büyük bir maddi değer. İhtiyacı olanlar çayı dalında bırakamaz, toplamak zorundadır, geçim kaynağı başka yoktur. Çay zamanını dört gözle bekleyen gerçek üreticiler bakımında olaya bakmak zorundayız. Eğer tatil yapmak isteyenler, İstanbul başta olmak üzere Ankara İzmir, Kocaeli, Bursa gibi kentlerde yaşayan yüzbinlerce Rizeli “ille de çay toplayacağım” diye yönetenlere hücum ederse kaos yaşanır gerçek üretici arada yanar gider. Bu derdimize elbette en başta siyaset çare bulacak. Yönetenlere direktifler verecek. Ülkenin genel durumu dikkat alınarak Rizemizda yaşayanları koruyacak kollayacak tedbirleri alacaklar. Buna mecburdurlar. Yüzbinlere insanı en yoğun korona salgını olan vilayetlerden Rizeye doldurmazlar. Bu korkunç bir yanlış olur. Bu ayrımı yapmak gerçekten çay toplamak üzere Rizeye gitmek zorunda olanları hangi bilgisayar programı yapabilir. O kadar karmaşık bir konudur ki ne yaparsan, nasıl emir verişen ver hatalı emri verenler olur. Böylesine büyük bir kara noktasında nerde benim millet vekillerim. Rizede Muhammet AVCIDAN başka göremiyoruz diyor bana bütün tanıdığım çevreler. Diğerleri bu devletten Milletvekili maşaaı almıyorlar mı? Eğer bundan sonra alacakları maaşı tamamen devlete bıraktılarsa sorun yok. Fakat eğer maaşlarını alıp ceplerine dolduruyorlarsa bu dönemde Rizelinin yanında olmayacaklar da ne zaman olacaklar? Rize’nin bir değil üç milletvekili var. Hayatı beyi biraz muaf tutarım ama Sayın Osman Aşkın BAK nerde allahını severseniz? İstanbul’da yaşayıp Rize’den milletvekili olacaksın, Rize’de yaşayanların yanına uğramayacaksın. Bu çok büyük vebaldır. Çok değerli milletvekillerimizi Rize’de görmek istiyoruz derdimize derman olmalarını bekliyoruz. İl başkanı Sayın İshak ALİM kardeşim hepsine çağrı yapsın, halkın yanında olmalarını istesin. Hep beraber valimizle birlikte gerekli en doğru kararı hemen alın. Diğer vilayetlerde canı sıkılanları değil, gerçekten çayın parasına ihtiyacı olan Rizelilerin bu derdine acele ile bir çözüm yolu bulun lütfen. Sevgi ve saygılarımla.
Yorum Yapın