Devlet Ağzından Baklayı Çıkardı!

YEŞİL YOL KIRMIZIYA ÇALIYOR!(2)

 

Dünkü yazımda bazı sinyaller vermiştim.

Öncelikle yaylalar yönetmeliğinden bahsetmiştim.

Kent rant kavgalarından sonra yaylalarda da bu rant kavgalarının devam edeceği endişesini dile getirmiştim.

Yazımın mürekkebi kurumadan Devlet ağzındaki baklayı çıkardı:

“Bu yol güzergâhı üzerinde 33 Turizm Merkezi ve 5 ayrı Kültür Turizmi Koruma Geliştirme Bölgesi bulunmaktadır. Bu yol tamamlandığında bölgede turizm için yapılacak yeni yatırımlara altyapı oluşturmak hedeflenmiştir” Dedi…

2013 yayınlanan yayla yönetmeliği uygulamalarından biri Toroslar’da gerçekleştirildi.

Karadeniz’de bir başka uygulama Yeşil Yol’la gerçekleştirilecek…

Şimdi bütün tartışma oluşturulacak olan Turizm Merkezleri üzerinde yoğunlaşacaktır.

Burada çok büyük rantlar söz konusudur.

Olmalı mı bu merkezler?

Elbette olmalı.

Başka türlü bu muhteşem güzelliklerden ülkemiz, insanlık faydalanamaz.

Ama bu rant kavgasının, birilerinden alıp başka birilerine verme savaşına dönüşmesi, üzerine durulması gereken en önemli konudur.

Ak Parti Kent Rantları’ndan oldukça yaralanan bir partidir.

Yarattığı Kent Rantları’na taraftarları bir şekilde öncelikli olarak yamalandı.

Şimdi ayni durum yaylalar için de söz konusudur.

Yazımın başlığını boş yere “Yeşil Yol Kırmızıya Çalıyor” demedim.

Tehlike çanları çalıyor demek istedim.

İktidar erkini elinde bulunduranların tuzu kuru

Bu rant kavgasında bir çok adım öndeler.

Konuyu ideolojik bir sahaya kaydıranlardan da açıkça şüphe ediyorum.

Dün başka bir sinyal vermiştim.

“Tıpkı HES gibi, Gezi Parkı gibi bir tartışma” diye yazmıştım.

Açalım biraz o cümleyi.

“HES’ler hiç yapılmasın” gibi akla ziyan kampanyayı kimler yürüttü?

O kampanyanın en derininde kimler var?

Sadece bir kaçı saf samimi köylü, hepsi değil ama pek çoğu eğitilmiş Pavlov’un denekleri sanki!

Doğru olan davranışı değil, ezberletileni sergiliyorlar.

Halkı uyutmak isteyen çıkarcıların maşaları bu slogancı yobazlar…

Çulu olmayanların altına son model arabalar var şimdi.

Başka ne diyeyim…

Kavga çok teknik ve halkın anlamayacağı derinlikte!...

İşte hainler diyebiliriz…

Çünkü en olmadık cepheden olaya sarılıyorlar, “Hiç olmasın” diyorlar…

Böyle bir mantık olabilir mi?

Samimi bir komisyon kurarsın, yapılmak istenenin en doğrusunu kamuoyuna deklere edersin, yani doğru çare üretirsin, mücadeleni o doğrultuda yaparsın. Yani gaddarca doğayı yok etmeyi değil, doğa ile barışık olanı savunursun.

Halkın geneli de“işte bunlar bu vatana bir çivi çakılmasını istemeyenlerdir” demez bir batında…

Olayın gerçek yüzü ustalıkla saklanıyor, “at binenin, kılıç kuşananın” oluyor.

Evet bu işlerde bir hinlik var!

Kuşkularım bu yöndedir.

Görünen resmin arkasında kocaman bir rant var!

Yazarın görevi gerçek resmi halka göstermektir.

Bende elimde geldiğince olayların üzerindeki perdeyi aralıyor, gerçeği halka göstermeye çalışıyorum.

Görevim bu.

Halkı aldatanlar, halka rağmen bir şeyler kotaranlar sonuçta kayıptadır.

Halkın sağduyusu belki görmez ama sezer, sezer ve ezer alimallah…

Hayırlı ve bereketli iftarlar dilerim…

Sevgi ve saygılarımla…

 


Önceki Haber 
Sonraki Haber

Yorumlar

Yorum Yapın