RİZE’NİN ALTIN GERDANLĞI YAŞ ÇAY

RİZE’NİN ALTIN GERDANLĞI YAŞ ÇAY

 

İlk  çay bahçemiz hazırlanırken doğmuşum… Aradan tam 66 yıl geçti.

60 yılını dün gibi hatırlıyorum…

Sepetçiklere örselenmeden doldurulan çayların satıldığı günlerden bu günlere geldik.

O özenden eser yok şimdi.

O zaman 5 kilo zeytin alabildiğimiz bir kilo çay bugün 1.70 kuruş…

Bu noktada yazılacak her şey fazla gelecek birilerine biliyorum ama gerçekler acıdır, yazmak lazım diye düşünüyorum.

Fiyat kalite ilişkisi paradoks haline gelmiş…

Neresinden tutsan elinde kalacak bir manzara var…

Yaş çay para etmiyor diyen de haklı, bu para çok fazla diyenin de haklı gerekçeleri var.

Dekarda verim  ortalama 1.700 kilogram olan başka ülke olmadığına göre üreticinin şikayet etmemesi lazım. Ama bu miktar verim alınmasına rağmen şikayetlerin ardı arkası kesilmiyor.

Üretici şu gerçeği görecek. Dünyada böyle bir verim yok.

Peki bu rekolte nerden kaynaklanıyor?

Çay değil odun satıyoruz. Acı gerçek budur.

Yıllarımı bu sektörde geçti. Dününü bugünü biliyorum.

Aslında ulu orta bu meseleyi konuşmamak lazım.

Eğer gerçekle yüzleşirsek üretici çok büyük zarar görür.

Hazır düzen böyle kurulmuş, gidebildiği kadar böyle gitsin mantığı en iyisidir…

Bu sebeple açılanacak fiyatta rüya görmemek lazım. Ben 1.9 lira olabilecek en iyi rakamdır diyorum…

Açtırmayın bana kutuyu, çünkü kötüyü görür herkes…

O kötü 2.5 değil yedi buçuk hatta 10,5 yaprak yaş çay satmadır, almadır. Satan da büyük günah işliyor, onu alıp çay diye işleme koyan da büyük günah işliyor…

Bunun vebalı çok büyüktür. Çünkü sektör çökmek üzeredir.

Odundan çay imal edilmez ki kardeşim…

Ama ne yazık ki en büyüğünden en küçüğüne bu sektör hiçbir çaba göstermeden çayımızı yok etmek için elinden ne geliyorsa yapıyorlar.

Bütün literatür bir kenara koyuldu, kendimize has bir imalatı geliştirdik, görünürde alan a satan da razı ama bu böyle ne kadar gider?

Soldurma safhasında dev Rotervan koyan kafaya ne diyeyim ben!..

Kereste fabrikası mı bu fabrikalar?

Rahmetli Yılmaz Telatar siteme monte etti bu makineleri, üreticinin sattığı çaya göre bir sistem geliştirdi ama çayın kimyasını allahına kadar bozdu. Sadece Rotervan imalatı var dünyada fakat hammadde kalitesi bizdeki gibi değil…

Hele birde randuvulu alım diye bir ucube başlattılar ki, evlere şenlik. Yaş çayda kalite tarihe gömüldü… Yüzde doksanı küçük üretici olan bir yerde hereksi günde 500 KG, 1000 KG hatta 5000 KG toplamaya zorlamak akıllara ziyan bir durumdur. Büyük bir zorluktu ama küçük üretici ailesi ile 20-50KG toplayıp her gün çay satıyordu. Aile ziraatı yapıyordu, işçi tutmuyor, yevmiye vermiyordu.

Çok uzun konu.

Şimdi bütün üretim yapan fabrikaları bu mantıkla düzenlenmiş olanlar dünyaya açılmaktan söz ediyorlar ya, gülüyorum… Kimse görmesin diye kendi başıma acıyorum bu zavallı zevata…

Ya biri çıkar da “dünyanın hangi borsasında çayın kaç para ediyor “ diye sorarsa ne diyeceksiniz?

Dedim ya uluorta konuşulacak bir konu değil yaş çay işimiz…

Her durumda zaten zor durumda olan üreticimiz zarar görecek. Ama “torunum iyi bilir” diyenlere hiçbir şey olmayacak.

O nedenle bütün gerçekleri yazmaktan imtina ediyorum.

Ama birileri kutuyu  açtırırsa  kimse beni tutamaz. Gereği neyse yazarım.

Tarihe gömdükleri çayın literatürünü gözlerine sokarım.

Fabrikalarını temelinden söküp atmaya yetiştiremezler.

Bu konuya devam edeceğim. Çünkü Yazacak çok şey var…    

Hayırlı bir kampanya diliyorum.

İstanbul’dan sevgi ve saygılarımla…


Önceki Haber 
Sonraki Haber

Yorumlar

Yorum Yapın