Kısa Bir Korna Çaldılar!

 

 

Biri “ısmarlama” teknik direktörü ile diğeri “istikrarlı” teknik direktörü ile ölüm kalım maçına çıktı. Ortak özellikleri ise iki takımın Başkanları tarafından “gerekirse ligde düşerim ama kulübün geleceği adına borç yapmam” politikası yatıyordu.

Çaykur Rizespor’un ligde aldığı 6 galibiyete göz atalım. Bu takımlar, Akhisar, Karabük, Gençlerbirliği, Alanya, Gaziantep ve Adanaspor. Burada dikkat. Bu takımların hiç biri ligin ilk 10 takım arasında yer almıyor. Bir başka dikkat çekilecek konu ise mağlup edilen takımlar bizim gibi sistematiği olmayan, kadro kalitesi düşük ve doğaçlama futbol oynayan ekipler. Yani mücadele gücü altında elinden geleni yapan fakat teknik direktörü ile sistemini bir türlü oturtamayan ekipleri mağlup ettik biz. Peki, kimlere mağlup olduk? Yazmaya gerek yok, kadrosunu kaliteli ayaklarla donatan, hocası ile oyun şablonunu oturtan, bu ligde orta kuşak ve kalburüstü tüm takımlara mağlup olduk. Konya ve Başakşehir’de hoca farkı var. Osmanlı, Trabzonspor ve Antalyaspor’da kaliteli oyuncu farkı var. Diğer takımları yazmaya gerek yok. Burada anlatmak istediğim eğer bu ligde bir şeyci olmak istiyorsan birinci kural “kaliteye” önem vereceksin. Sana maç kazandıracak en az iki üç oyuncuyu kadrona katacaksın. Bunu yapmıyorsan, ben gelişeceğim diyorsan taraftarına “acı” verirsin, neticede Hikmet hoca sezon öncesi demişti;” Burası çocuk yuvası” değil diye!..

Sürahinin kapasitesi belli!...

Teknik direktör Hikmet Karaman, Allah var yukarda bir şeyleri doğru yapıyor. Kendisi başta olmak üzere teknik kadronun yaptırdığı tüm idmanlar gelişim üzerine. Yapılan antrenmanların birçoğu sistemli bir o kadar da günümüz futbolunda olması gereken çalışmalar. Burada sorun Sürahinin kapasitesi. Eline aldığın ve çeşmeye getirdiğin su sürahiyisinin kapasitesi belli. Bunu zorlamanın bir anlamı yok. Bu sürahi bu kadar su alıyor, fazlasını almıyor. Bizde de durum sürahi gibi. Bu futbolcuların kapasitesi belli, hoca ne kadar yüklense, ne kadar anlatsa boş. Çünkü futbolcuların  kapasitesi bu!

Adanaspor maçını geniş bir şekilde yazmaya gerek yok. Takım, maçın başından son dakikasına kadar çok iyi mücadele etti. Tüm futbolcular istekli, bir o kadar da arzulu idiler. Ama bu futbol, bu istek Adanaspor gibi takımlara işler. Sistemi oturan, kaliteli ayaklara sahip takımlara karşı olmaz, olmadı da. Çıkar bir kaliteli ayak senin gardını düşürür veya defansta yaptığın bireysel hata senin sonunu hazırlar.

Neticede Çaykur Rizespor, Adanaspor deplasmanında aldığı bu galibiyetle ev sahipliği yapan takıma kısa bir korna çaldı. ; Hani misafirliğe gidildiğinde misafirlik dönüşü kapıda sarılıp, öpüşürüz, vedalaşırız. Daha sonra arabaya bineriz, sonra otomatik camı kapatır ve arabayı birinci vitese atarız. Tam o esnada ise bizi kapıda uğurlayan ev sahiplerine “kısa bir korna” çalarız. Bu kornanın anlamı bellidir. “ Tekrar görüşmek üzere!” Adanaspor takımı ile önümüzde ki sene tekrar görüşmek üzere bizimkiler o kornayı çaldılar.


Önceki Haber 
Sonraki Haber

Yorumlar

Yorum Yapın