BARDAK TAŞMADAN!..
Çaykur Rizespor’un geçmiş son 20 yılına bakıldığı zaman aslında her sezon benzer sıkıntıların yaşandığını görüyoruz. Biri geliyor, biri gidiyor. Başkanlar, yönetimler değişiyor sonuç değişmiyor. Hemen hemen her sezon sıkıntı altında ligi bitiriyoruz. Gelen Başkan tespit mi yapmıyor? Tespit yapıyor da reçeteyi doğru mu yazmıyor? Veya tedaviyi uygulayacakta işine mi karışıyorlar, dolayısıyla tedaviyi uygulayamıyor mu?..
Rizespor’da ana sorun yıllardır yazıyorum. Kulüp olamadık. Mahallenin baba parası ile havasını atan zengin oğlanı gibi. Para Ankara endeksli geliyor, parada sorun yok. Sorun üst aklın atadığı hocaların buraya geldiği zaman özellikle transferde kendi bildikleri, kendilerine yakın menajerler tarafından oyuncuları Rize'ye getirmesi. Örnek olarak bu sezon A.Demirspor, Vargas diye bir oyuncu aldı. Arjantinli oyuncu ilk olarak Rizespor’a önerildi ama “yetersiz” görüldü. Bu mudur futbol aklı? Bu sezon ve yıllar boyu Rizespor’un transfer politikası bu oldu. Benim menajerim üzerinden geliyorsan alırım, gelmiyorsam almam. Yazık oluyor ama çok yazık. Siyaset atamasıyla gelen hoca Rizespor’u yıllar boyu transferde çok güzel kaz gibi yonttular. Rize’ye “haydan gelen para huya gitti” …
Kalıcı gelirin yok, alt yapın yıllar boyu tek bir “filiz” çıkarmadı, transferde para verip aldığın oyuncuyu daha sözleşmesi devam ederken üzerine para verip gönderiyorsun. İzleme komiten yok, bu şartlarda süper ligde yaşama şansın sıfır. Çok acı bir olay. Bu kadar paranın döndüğü yerde futbol aklının bu kadar az olması ve tamamen taşıma su ile günü kurtarmak dünya üzerinde sadece Rize şehrine aittir diye düşünüyorum. Siyaset etiketi altında bu takımın başına getirilen hocalar bu para bolluğu ile sadece ama sadece kendi ve yakın çevresinin kısa zamanda dünyalıklarına yaptılar ama Rizeli bunu unutmaz bu dünyada olmazsa bile öteki dünyada iki eli bu insanların yakasında olacak. Bir şehrin taraftarı her sezon gönül verdiği, sabaha kadar uyamadığı, sevgiyle, aşkla, tutkuyla bağlı kaldığı bir takım için çile çeker mi? Evet Bu Rizespor taraftarı ise çeker arkadaş. Her sezon aynı, nedir bu taraftarın çilesi. Belki de ah aldık, ne dersiniz? Ne bileyim hani vardır da “tüysüz yetimin” ahı. Üst düzey sponsorlar altında Rizespor’a akıtılan paralarda belki de Tüysüz yetimin ahı “ vardır diye düşünüyorum ve o da bizden çıkıyor.
Şöyle geçmiş yıllara bakıyoruz. Maddi olarak kendi yağınla kavrulan bir Rizespor vardı ama sahaya çıkan o oyuncular ölümüne mücadele veriyorlardı. 70’li yıllar, 80’li yıllardan bahsediyorum. Tekmeye kafayı uzatan bir Sarı Hüsnü, uçan sol bek bir Harun, sağ kanadın dinamosu Hüseyin, her türlü golü koklayan ve atan Hasan, rakip oyuncunun aklını başından alan top ayağına yapışan Hakan’lar vardı. Neden son 20 senede tek ama tek bir futbolcu çıkmadı bu şehirden. Özellikle A.Ş döneminde bu paralar yabancıya, yerliye aktı ama Rizeli her sezon “düştük mü, düşüyormuyuz” “Yine mi yenildik, o takım onu yenerse” hesap kitabı altında mayıs ayını bitirdi..
Rizespor’a Başkan olanlar ve yönetim kurulu üyeleri. Geçmişten bugüne kadar kim varsa. Ne kadar doğru yaptık diyorsanız bu iş futbolun altın kuralı saha sonuçlarıdır. Rizespor’un A.Ş döneminde ekonomik sıkıntısı pek olmadı eyvallah tamam da bu iş dediğim gibi saha sonuçlarına bakar. Senin ekonomin çok iyi olsa ne olur? Saha sonuçları kötüyse bir süre sonra ekonominde kötüleşir. Şimdi süper ligdesin, sezon sonu bir alt ligde düştüğün an ekonominde battı demek. Süper ligde bizden başka 20 takıma bakın. Hepsi özellikle transfer döneminde ne zor şartlarda kendilerine üst düzey katkı veren topçuları aldılar. Hemde birçoğu bizim aldıklarımızın yanında çerez parası ile alınan topçular. Bizim aldıklarımız tam bir klasik Rizespor transfer politikası altında alınan yetersiz transferler. Sen geçen sezon savunmanı sil baştan yaptın aldığın stoper Holmen vasat altı bir oyuncu, transferin son gününde Fransa alt liginden aldığın 20 yaşında stoper ise imza sonrası otel odasında sanırım sakatlandı ki birkaç ay takımla beraber olamayacak. Ne acı bir durum. Kurtarıcı diye sol bir stoper alıyorsun, daha bıyıkları yeni terlemiş ve daha Rize’ye gelmeden önce sakatlık sorunu yaşıyor. Hemde imza attıktan sonra! Çok acı ve bir o kadar da düşündürücü. Oysa burada tek bir örnek vereyim, bir dönem bizde oynayan Awaziem transferin son gününde Alanyaspor’ imza attı. Alsa na bildiğin baba stoperi. Yok alamazsın, çünkü o oyuncunun Türk menjaeri senin listende yer almıyor. Senle çalışmıyor, senin manejerin üzerinden gelmeyecek, yani para kazanmayacak. Rizespor bu sezon ve bundan önceki sezonlarda hoca endeksli yaptığı transferler sevgili Rizeliler hep böyle oldu. Transfer dönemi onun için heyecan yapmayın. Kimi alıyorsun diye sormayın. Çünkü başında ki hocaya bak, onun çalıştığı menajere bakın işi çok rahat çözersiniz. Burada Tahir Başkan ve yönetim siyaset endeksli hoca ile çalıştığı için eksik duruma düştü. Bülent hocanın cilalı ve mazeret dolu lafları ile maalesef zaman kaybı yaşadı. Oysa ki Bülent hoca bugün var yarın yok. Tıpkı Hikmet Karaman gibi, İsmail Kartal gibi, İbrahim Üzülmez gibi.. Bülent hoca gidecek, Rize’yi unutacak ama Rizespor’un Başkanı Tahir Kıran Derepazarı mandalinasını, pidesini, çayını evinin önünden balıkçıların tuttuğu kalkan balığını kısaca babaocağı memleketi Rize’yi hiçbir zaman unutmayacak. ..
Dün akşam Altay maçıyla bizimle alakalı ne yazsak. Belli ki oyuncu ile hoca arasında bağlar haftalar önce kopmuş. Ligin en az koşu mesafesine sahip takımız. Bunun anlamı şu ; hoca nasıl sa gidecek kimse tınlamıyor, koşmuyor.. Eski hocamız Mustafa Denizli kısa bir süre içinde transferlerini yaptı, atletik bir takım olmuşlar. Bizim maçta bir kişi eksik kalmalarına rağmen güle oynaya üç puanı aldılar. Bizde dün göze batan tek oyuncu orta sahada Piri oldu, gerisi hikaye. Bu takıma yeni bir el lazım. Hafif eli maşalı hafif futbolcuya dokunmasını bilen yeni bir teknik adam. Her geçen hafta dibin dibine boylamaya devam ederiz. Sayın Kıran biran önce hocası ile vedalaşmalı ve Ankara’nın işine karışmadan yeni hocasını takımın başına getirmeli. Bülent hocanın her maç sonu mazeretleri bitmez, bu saatten sonra “dikiş tutmaz” . Tahir Başkan, özellikle transferlerde sezon başından bardağa dolan su çok bulanık. Bardak taşmadan o bulanık suyu değiştir, değiştir ki Rizeli rahat nefes alsın, güzel günler görsün!..
Yorum Yapın