KAPICI DAİRESİ !..
Bu sezon Rizeli teknik adam Abdullah Avcı ile ligin dubleks teras katına oturan ve oynadığı futbol ile haklı bir gurur ve şampiyonluk yolunda gün sayan Trabzonspor ile üç hoca değişikliğine giden ve aylardan beri ortaya koyduğu verimsiz futbol altında bir de apartmanı yönetenlerin çaldıkları düdükle hemen hemen her maç budanan ve kendisini aylardan beri kapıcı dairesinde bulan temsilcimiz Çaykur Rizespor arasında dün akşam oynanan derbide gülen taraf uzatmada yeşil –mavili takım oldu.
Aslında bizim takım “Süper Lig Apartmanında” neden bu kadar alt katlara düştü diye bu satırlardan “laminat parke” gibi döşemek lazım ama biz bu uyarı yazıları sezon başından beri yazdık, söyledik durduk. Gelinen noktada ligin boyu oldukça kısıldı ve görünen o ki büyük bir mucize gerçekleşmediği takdirde kapıcı dairesini de boşaltıp, köyümüze geri döneceğiz!..
Rizespor ilk defa köyüne geri dönmeyecek, son da olmayacak.
Kalan 8 haftada ne olur bilemem ama bu sezon geçen haftada yazdım bizim takım “bi şey” çi olamadı.
Saha içinde oynanan futbol anlamında diyorum. Sadece mücadele ettik, mücadele ettiğimiz maçlardan galibiyet aldık, mücadele ettiğimiz birçok maçtan maalesef hakemlerin art niyetli kararları altında mağlup olduk ama saha içi oyun kültürümüz olmadı. Özetle doğaçlama futbol oynuyoruz, bi şeyci olamadık bu sezon.
Düşünün ligin ikinci devresinde iki galibiyet aldık. 2’side karlar altında 3 günde aldık. Tabiat Ana böyle istedi. Diğer maçlarda mücadele var, sonuç yok. İyi mücadele var birazda futbol oynadın bu kez de hakemler çarptı. Biz bu sene oyun kültürünü saha içinde oluşturmadık. Bunu yapacak olanda teknik heyetti, olmadı.
Bu sezon yine bakıyorum bizim takımın futbolcuları büyük maç seçtiler. İki G.Saray maçı dışarda ve içerde Trabzonspor maçları, keza Beşiktaş maçında büyük oynadılar. Bir tek Kadıköy’de Fenerbahçe’ye karşı sefilleri oynadık. Demek ki topçun maç seçiyor. Sana direk rakip olan Giresunspor maçında neredeyse ceza sahasına giremedin, asıl sorunlardan biride bu. Bu sene kadronda yer alan futbolcular maç seçti. Vitrin maçlarında üst düzey mücadele ettiler, kendilerini gösterdiler ama asıl bize lazım olan 6 puanlık maçlarda bir şey yapmadılar.
Dün akşam lider Trabzonspor karşısında o ağır sahada Bülent Korkmaz hoca takım kaptanı Boldrin’e nasıl 45 dakika tahammül etti. Bir oyuncu bu kadar mı kötü olur! Afrika’nın sıcağına alışmış ve fizik olarak tam kendini bulmamış Cisse sahada, buz adam ve bu havaları iyi koklayan Finli Pohjanpalo yedek!
İlk yarı iki takımda futbol adına bize bir şey sunmadı. Akla kalan tek pozisyon kaleci Erce’nin uzun pasında iki stoperimizi egale ederek kaleci Gökhan ile karşı karşıya kalan Visca’nın tehlikesi var o nu da Gökhan Akkan ayağıyla güzel çıkardı.
Maçta asıl kıyamet ikinci devre koptu. Tabiat ana üstten bastırdı, devrenin başında şampiyon Trabzonspor golü erken buldu ve bizim takım işte o gol sonrası yaptığı santra ile kendine geldi. Kazanılan ilk penaltıda üst düzey forvet oyuncusu zekası ve çabukluğu vardı diyeceğim ama şaka şaka. O işi senin forvetin yapacak ama bu sene öyle bir şey görmedik. İki stoper biri Selim Ay, diğeri Holmen. Selim, Antalya maçında rakipten önce yer kaptı, havaya zıpladı penaltıyı aldı. Dünde Holmen, Nwakaeme’den önce sinsice ve hızlı bir şekilde ayağını uzattı ve penaltıyı aldı. İşte böyle bu sezon saha içi siyaseti yok bizde. Rakip takımlar bu tip ayak bırakmada çok hızlılar. Ya kırmızı kart ya faul ya penaltı. Burası Türkiye ligi, savaşacaksın, ayağını, kafanı o anlık feda edeceksin biz bunu iki kez iki stoper le yaptık bu sezon! Tersten yazayım birde. Geçen hafta Kasımpaşa maçında Fabrıcco’nun gördüğü kırmızı kart. Nasıl da Umut Bozok ayağını bıraktı Fabrıcco’ya. O da istem dışı olsa da gaza geldi ve kırmızı kart. Karar çok ağır ama burası süper lig yere yatacaksın, bağıracaksın faulü alacaksın. Çünkü süper ligde düdük çalan hakemler çok kötü ve oyunun durmasını kendi adlarına fırsat biliyorlar. Devam ettirse o topun peşine koşacak, yorulacak. Bu konu çok uzadı, işin nüvesi saha içi siyaseti bilen oyuncuların olacak, bizde bu sezon çok az bu işleri yapanlar.
1 – 1 den kısa bir süre sonra bir haklı penaltı daha kazandık ve beyaz noktadan Finli oyuncu yine aynı köşeye vurdu. Akabinde konuk takım beraberliği buldu ve son söz uzatmada Gedson’un uzun pasında Trabzonspor savunması biraz gafil yakalandı ve kaleci Erce’nin net faulü ile beyaz noktada bir kez daha sona erdi 3 – 2
Alınan bu galibiyet kalan 8 haftada büyük bir ümit ışığı bizim adımıza. Zira kaybetsek veya beraberlikle ayrılsak şimdileri kapıcı dairesini boşaltmak için “evden eve nakliye” firması arıyorduk. 8 haftada apartmanın orta katlarını taşınma adına bir ümidimiz var ama bu takımın oyuncuları maç seçiyor. Düşünün sevgili Rizesporlular. Ligde attığın 29 golün 19’unu duran toptan atmışsın. Bu rakam sözün bittiği yerdir. Tersten bakacak olursak sen akan oyunda yoksun, sadece duran toplarla iş görüyorsun. Onun içindir ki bu sezon futbol adına bi şeyci olamadık yazdım. İnşanla milli arada Bülent hoca futbolcularına hazır cemreler düştü bir şeyler aşılar. Yoksa gerçekten bu sezonu ben ve benim gibi milyon Rizeli hatırlamak istemeyecek.
Karadeniz derbisinde başta sahayı temizleyen taraftarlara canı gönülden teşekkürler, futbolculara bir teşekkür yok, çünkü onların bu taraftara bu sene çok borcu var !..
Yorum Yapın