Bir yıl aradan sonra yeniden yükseldiğimiz Süper ligde dün akşam ilk maçımıza çıktık.
Rakip A.Demirspor, süper lige çıktığı günden beri transferde paraya kıyarak kaliteye önem veren bir takım. Bunun da meyvesini aldılar. Geçen sezon F.Bahçe sayesinde Avrupa bileti aldılar ve gelinen noktada Avrupa maçlarında olağan üstü işlere imza atarak yoluna devam ediyorlar. Helal olsun..
Yıllardır Rizelinin beklediği bu işte; Düştük mü? Düşüyor muyuz? Sezonları yerine taş gibi bir kadro altında taraftarını içerde dışarda mutlu eden bir takım hayal ettik ama maalesef bir türlü bu olmadı. Hemen belirteyim bu sezonda hedef ilk 10 filan derken, birbirimizi kandırmayalım. Böyle bir hedef biraz ütopik olur, kimse kimseyi kandırmasın.
Transferde şuana kadar “ Cep Harçlığına “ kurulan takım görüntüsünde olan Ç.Rizespor, dün akşam A.Demirspor karşısında elinden gelenin fazlasını yaptı. Teknik direktörü İlhan Palut ilk 11’de 6 yeni oyuncuya şans verdi. Bunların içinde Özbek Stoper idare eder, Kosovalı kanat oyuncusu şimdilik geçer not aldı, diğerleri ise bana göre vasatı aşamadı.
Cep harçlığı karşılığı alınan bu oyuncuların çoğu Süper lig topçusu maalesef değil. Zaten her sezon başı yakalandığımız bir hastalık var. Bu hastalığın adı “transferde geç kalma hastalığı” bu sene de geleneksel olarak bilmem kaçıncı kez biz yine bu hastalığa yakalandık. Bu öyle bir “vaka” ki paran kasada var ama maalesef yine bu hastalığa yakalanıyorsun. Sanırım kasadaki para mezara gidecek, ya arkadaş paramız var diyorsunuz, neden kaliteli oyunculara sarılmıyorsunuz? Aslında bu satırlardan yüz bin kez yazdım, sizde biliyorsunuz cevabını. Nedeni basit? Ankara endeksli bu kadar oluyor, emir komuta zinciri ile bu kadar olur. Sonra o gelmedi, bu gelmedi, onun karısı istemedi, diğerinin metresi izin vermedi.. Böyle gider, bitmez. Transferde tek gerçek, “YETKİ” dir. Alacaksın, yetkiyi, göreceksin etkiyi. Filan oyuncu için yurt dışına gittiğin zaman tutup kulağından çekip, oyuncuyu “sefer sayısı az ama öz!.” Rize – Artvin Havalimanına özel uçakla indireceksin. Gerisini düşünmeyin. O yemyeşil Dağlar, o masmavi deniz derken o oyuncu zaten uçağın merdivenlerinden Dünyanın en güzel havalimanı indiğinde alacağı ücretine de indirim yaparak imzayı attı bilin. Yok, Rize’yi beğenmedi laflarına da inanmayın...!
Üç gün önce Avrupa maçında yorulan ev sahibi takım maçın ilk yarısında bilerek topu bize bıraktı. Kendisi pasif dinlendi biz ise cehennem sıcağı altında koştuk, mücadele ettik, pres ettik durduk. İzleyen binlerce Rizesporlu “ A .. hani 5 atardı bu takım bize, bak ilk 45’de onların korner atışı bile yok, bizim var, helal olsun bizimkilere ben hiç bu kadar beklemiyordum..” gibi .. gibi bir sürü içi boş futbol söylemleri altında maçı yorumlamış olabilirler, saygı duyarım ama futbol maalesef böyle değil. Sen ilk 45’de o sıcağın altında aslında bir sandık şarjörü boşalttın. Üstüne birde karambolden kamera şakası bir gol kalene gördün. İlk devre dinlenen Adana temsilcisi ikinci devre bu kez sazı eline aldı, ilk yarı yorulan Rizespor ise bu devre inzivaya çekilmek zorunda kaldı. Tabi buna birde sahada ki kalite farkını ortaya koyduğun zaman arada ki fark daha da belirgin oluyor. Tabi futbol bu bir duran top Mary ile eşitliği yakaladık ama maalesef uzatmada taç atışından gelen karambol golü sonrası ilk maçı puansız kapatmak zorunda kaldık. Bu maçta fark da yiyebilirdik, berabere de kalabilirdik, rakibi bizde mağlup edebilirdik. Bunlar futbolun içinde olan şeyler. Bunlara takılmayın, siz büyük fotoğrafa bakın. Bu takıma acil kaliteli oyuncu takviyesi lazım. Orta saha, stoper, bek, baba santrafor, kanat… Bunun Yanında yönetim hakem atamalarına dikkat etsin. Denizlili Ümit efendi dün yine çaktırmadan saha da doğradı bizi. Hele bir Emre Akbaba pozisyonu var ki evlere şenlik. Adamın sarı kartı var, arkadan oyuncumuzun ayağına bastı, ikinci sarıdan kırmızı olacak, Ümit Öztürk hava atışı verdi. Allah B... versin. Neyin hava atışı. Faul var, verse ikinci sarı kartı verecek uydurdu!..
Ç.Rizespor taraftarına verilen sözler her sezon başı damardan şırınga ile veriliyor, ligde haftalar ilerlediğinde ise bu kez taraftar çektiği acıyı, çileyi burnundan hortumla getiriliyor. Yazık bu camiaya, yazık oluyor. Siz siz olun dünkü oyuna kanmayın, tek artımız İlhan Hocanın takım üzerine eli değmiş olması. Ama bu da bir yere kadar. Bir pozisyonda santrafor Mary boş topu arkadaşına pas atacağına nereye vurdu, hep birlikte izledik. Demem o ki hoca tamam, şimdi kaliteye sarılın, tek şansınız o, zaten geç kaldık.
Yorum Yapın