SAĞLIK OLSUN !..
Bu sezon özellikle kendi sahasında etkili bir performans ortaya koyan Ç.Rizespor, dün MKE Ankaragücü takımına karşı ilk yarı 2 - 0 öne geçmesine rağmen ikinci devre belki de bu sezonun en kötü 45 dakikasını oynadı ve rakibine son saniye golü ile yakalanarak Avrupa yolunda çok önemli iki puandan oldu.
MKE Ankaragücü takımı ile bu sene bazen kanlı - bıçaklı olduk bazen de abi - kardeş olduk. Milli arada bile bu sene Ankara'ya gidip özel maç yaptık Başkent temsilcisi ile özellikle iki teknik adamın dostluk ilişkisi üst seviyede. Ligin ilk yarısında oynanan ve maalesef Türk futboluna kara bir leke olarak geçen hakeme yumruk olayında bizim takım maçın son saniyesi içinde Gaich ile beraberlik golünü atmış biz bir puana sevinmiştik derken , bu kez rövanş maçında rakip sarı - lacivertli takım son saniyeler içinde golü buldu ve onlar bir puana sevindi. Futbol böyle işte, neticede bu bir oyun, bazen çok istediğinde olmuyor ve kaderine razı geleceksin..
Yeşil - mavili takım ilk 45'de neredeyse kusursuza yakın bir futbol ortaya koydu. Aslında bu devre fişi erkenden de çekebilirdik. İki gol attık, özellikle İbrahim Olawoyin bir gol attı, birde asist yaparak ilk 45'in başrol oyuncusu oldu diyebilirim. Haftalar sonra ilk 11 başlayan Gaich bir gol attı ama daha netlerini kaçırdı, atılan bana göre nizami bir gol var ki bu VAR'ın ben ne iş yaptığını hala çözemedim. Buz gibi golümüz iptal edildi. Orta hakem Eskişehirli Turgut Doman efendi ev sahibi Ç.Rizespor'a ilk faul düdüğünü Shelvey'in ayağına gaddarca basıldığında çaldı. Zahmet etti çaldı Turgut efendi, tüm taktir haklarını rakipten yana bu devre kullandı. Zaten ne olacaktı ki? İkinci faul düdüğü ise bu kez Taha'nın ayak bileğine basıldığında çaldı ve duran topta gol oldu. İki kasıtlı ayak bileğine basmaya tek bir kart yok! Bu devre attığımız üç golden ikisi sayıldı ve soyunma odasının yolu tutuldu. Aslında Avrupa yolunda son düzlüğe girildiği bu haftalarda acı gerçek geçen haftadan itibaren karşımıza çıkmaya başladı diyebilirim. Başakşehir maç yazımda "yedekten gelenler" parantezi açmıştım. Başakşehir takımı o maçta oyuna sonradan girenlerden katkı almış, bizde ise tam tersi oyuna alınanlardan hiçbir katkı alamamıştık.
Bu haftada MKE Ankaragücü takımı aynısını yaptı bize. ikinci devre oyuna alınan oyuncular sarı - lacivertli takıma üst düzey katkı verdi, bizde ise Sauer, Minchev ve Muammer maalesef gereken taze kuvvet görevini yapamadılar. Şimdi sağlam bir Benhur oyuna girse en azından o topu ısırır ilerde baskı yapar diyeceğim ama gel gör ki Mirkelam gibi sadece koşmaktan başka bir şey yapmayan Brezilyalı Gustavo Sauer her zaman ki gibi oyuna girdi ve takım bir kişi daha eksik oynadı. Aynı şekilde Mithat Pala'nın akıllı olduğu dönemlerde ki hırsı ise İstanbulspor'dan gelen Muammer'in katkısı tartışılmaz bile. Özetle iki sakat oyuncumuz Benhur ve Mithat'ı bile aradık! Tabi birde Bulgar Minchev oyuna girdi ama o da sanırım aklı geçen hafta boş kale yerine topu havaya diktiği pozisyonda kaldı hala kendinde değil..
İşte Avrupa yolunda kadron derin olacak, Bizim gibi mütevazi kadrolar altında maalesef bu yolda virajı almakta zorlanır ve bizde son düzlükte zorlanmaya başladık. Bak şimdi neler konuşuyoruz dimi!.. Her sezon bu dönemlerde "küme düştük mü? Düşüyor muyuz ?" un yerinde bu kadro ile Avrupa'ya gidecek miyiz? gidemeyecek miyiz ? i konuşuyoruz!.. İşte böyle geçen haftada yazdım, keyfini çıkarın, her sezon böyle olmaz. Böyle takıma direk eli değen bir hoca bulamayız, böyle lider özelliği olan Shelvey'i piyango dan büyük ikramiye çıkar gibi son gün transferi yapamayız. Böyle karakterli bir o kadar çalışkan oyuncu grubu her sezon rastlamaz bize. Onun içindir ki bir kez daha yazıyorum, bu sezonun keyfini çıkarın, yaslanın arkanıza bu takım alkışı hak ediyor. Her maçı alacaksın diye bir şey yok. Bugün Milyon Avro harcayan Fenerbahçe takımı bile kendi sahasında Kadıköy'de Samsun'a takılıyor, Alanyaspor'a takılıyor, Trabzonspor'a evinde mağlup oluyor, sen komşun Trabzonspor'u hem içerde hem dışarda mağlup ettiğin bir sezonu yaşıyorsun, bilmem anlatabildim mi!..
Son düzlükte parasını verip yıllar önce Ankaragücü takımından kadromuza kattığımız, geçen sezonda kiralık olarak Başkent temsilcisinde forma giyen kaptan kaleci Gökhan Akkan'a da bir parantez açalım. Malum yediği gol akıllarda..
Kaptan, amatör kalecilerin bile yapmayacağı bir hata sonrası kalesine golü gördü. Futbol bu her şey olur! .. Nasıl ki geçen hafta Bulgar oyuncu Martin Minchev boş kale yerine topu üstten avuta yollamışsa kaleci de hata yapar diyelim. Tarık'ta Fenerbahçe maçında hatalı gol yemişti, dün de Gökhan eski takımına karşı oldukça fahiş bir hata yaparak cılız bir kafa vuruşunu avuçlarının içinden kaçırarak kalesine gol gördü. Şimdi ne yapalım? Kaleci Gökhan ile bu sene çok önemli puanlar kazandık, bir hata sonrası ki bu futbol hemen dar ağacına asmayalım. Unutmayalım kalecilik nankör bir meslektir, tuttuklarından değil, yediğin hatalı gollerle anılırsın. Bizim iki kalecimizde adam gibi adamdır. Biraz sağ duyu ve empati yapalım, bence bu maçın kazanılmasını en çok kaleci Gökhan istemiştir ama maalesef bizim Ankara'da attığımız son saniye golüne bu kez rakip takım bize karşı kendi evimizde yaptı maçta bizim adımıza dramatik bir sonla biti. Sağlık olsun....
Yorum Yapın