İlhan Palut hocaya bu satırlardan çok kez övgü dolu sözler yazdık, hepsini ve daha fazlasını da hakketti..
Eksik olan ve eleştirdiğim şey geçen sezondan beri özellikle iç saha veya dış saha fark etmiyor büyük takımlara karşı oynattığı " Fark Yeme " taktiği altında futbol anlayışı..
Beşiktaş, G.Saray ve Fenerbahçe derbi maçlarında Ç.Rizespor İlhan hoca ile içerde veya dışarda anormal haddini bilmeden oynuyor ve sonuç bu maçların tümünde fark yiyoruz!.. Geçen sezon bu takımlardan 21 gol yemişiz, bu sezon Avrupa hayali altında ilk derbi maçta beş gol daha yedik!..
İlhan hoca özellikle kendi sıkletinde olan takımlara karşı bir şekilde işi çözüyor, ancak bu tip kalburüstü büyük takımlara karşı maalesef karnesi çok zayıf. Dolayısıyla İlhan hoca ve ekibi dersine iyi çalışmalı. Geçen sezonda çok kez yazdım, bu kadar açık futbol büyük takımlara karşı kaldırmaz diye, sonuç zaten ortada 7 maçta sıfır puan ve 26 gol kalemize gördük hocam? Hepsini geçtim bizim gibi Anadolu kulüplerinin taraftarları büyük takım galibiyeti ile yanar, tutuşur, hayal kurar. O hayal ki 40 sene geçse unutulmaz, tıpkı benim unutmadığım gibi içerde toprak sahada bir 2 - 0 lık Beşiktaş galibiyeti ve daha sonraki yıllarda beşlemesi veya Jupp Derwall dönemi 2 - 0 lık G. S galibiyeti. Hala dün gibi hafızamda, dolayısıyla bu taraftar nasıl memleketinin takımını tutacak? Nasıl Ç.Rizespor'lu olacak? İşte böyle İstanbul takımlarını öpeceksin ki gerçek bir şehir takımı olacaksın, taraftarın yıllar boyu katlanarak camia olacaksın. Biz bırakın arada bir İstanbul takımlarını öpmeyi, valla öpülmeyen yanımız kalmadı, bu kadar üst düzey para, yatırım altında bu kadar acı çekmek çok zor..
Dünkü ağır Fenerbahçe maçının girişini İlhan hocayla açtım. Çünkü ilk ona yazar. Büyük takımlara karşı hocanın oyun anlayışını bir göz atması lazım..
İnelim sahaya..
İlk iki haftada 4 puan bizimkilerinin ayaklarını yerden kesmiş. Tam tersi rakip Fenerbahçe takımı ise dersine iyi çalışmış, hocaları Portekizli Jose Mourinho bu maç öncesi hafiften Rizeli futbolculara övgüler yağdırmış ve böylece işi sağlama almış..
Bir kere geçen sezondan daha iyi değiliz. Hem kadro olarak hem de oyun gücü olarak. Geri giden topçular var. Başta Dal Varasonavıc olmak üzere, Olawoyin, Akıntola, Zagiri. İkincisi önemli bir güç kaybı yaşadın. Saha içi liderin Jonjo Shelvey yok, savunmada Emirhan sertliği yok. Alınan oyuncularda Yunan 6 numara Shelvey'in kramponu olamaz. Al ver çi.. Amir Beşiktaş'tan geldi bakıyorum sahaya çıktığı anda sakatlıktan korkar bir görüntüsü var, risk almıyor. Ali Sowe ise kanatlardan neredeyse hiç top gelmiyor, dün de bu oyuncu çok kötüydü. Kanat derken hem Zagiri hem de Akıntola üç hafta ne yaptı? Dün bom boş ayağında ki topu avuta atan Zagiri ile mi Avrupa hedefini kovalayacağız. Çok zor. Akıntola ise geldiği günden beri sanki geçici işçi statüsünden kadro olan işçiler gibi aldı ballı kaymaklı ikramiyeyi keyif yapıyor görüntüsünde. Garibim Olawoyin de ne yapsın? Kendisi sahada üç kat mücadele edecek ama diğer isimler ense keyfi altında ondan üç misli Avro alacak. Dolayısıyla ; Bu köyün delisi ben miym?" der ve oynar gibi görünür, oynamaz. Kaleci Gökhan için buradan tek satır yazmayacağım. Çünkü ben görevimi yaptım, uyarı yazısı çok önce defalarca yazdım. Dedim ki bu satırlardan Gökhan' a da yazık olacak. Hiç mi hatalı gol yemeyecek, işte o zaman tıpkı dün akşam olduğu gibi " Gökhan dışarı, Gökhan dışarı " tezahüratları gelecek ve Gökhan'ı da kaybedeceğiz. Onun için kaleye mutlak kaliteli bir kaleci alın diye. Bu durumu görmek için falcı olmak gerekmiyor, Başkan bile " kaleye Muslera ayarında bir kaleci istiyorum" diyor. Bunu yazdım bunu kaleci Gökhan okumadı mı? Alacasın abi, kalen ve forvetin kalite olacak..
Rakip Fenerbahçe hem kaliteli ayaklar hem de hızlı düşünen zeki oyuncularla kurulu. Dün akşam da fazla zorlanmadılar. Sağ olsun bizim kaptan da yardımcı oldu. Biz ise maalesef panik top oynuyoruz. Aslında ilk Başakşehir maçının ilk yarısında röntgen çekilmişti. bu kadar panik hücum ve sonlandırma başarısızlığı bu takımın başına bu sezon iş açar tehlikesini vermişti. Sonra A.Demirspor maçı göz boyadı ve Fenerbahçe maçı ise klasik İlhan hoca açık futbol taktiği altında Tomografiye gerek kalmadığı anlaşıldı.
Ligin başı daha erken, elbette uzun haftalar var.. Burada yapılması gereken şey herkes ders alsın. Hoca alsın, topçu alsın, kimse BAK'a kalmasın!.. Yoksa her sezon olduğu gibi doktorun hasta yakınına söylediği gibi ; Ameliyat başarılı geçti..
- Hastayı görebilir miyiz?
- Maalesef, hasta öldü!..
Yani , yazık oluyor bu kadar paralara, bizde bir şeyler her sezon eksik gidiyor. Son 10 yıl bonservis bedeli en çok ödeyen süper ligde 6. kulübüz. Nerde başarı? 2 kez küme düştük.. Bilmem anlatabildim mi?...
Yorum Yapın