İçerde bir kez daha boyumuzun ölçüsünü dört kulaç alarak gördük. Rıza Çalımbay’ın Mersin takımına karşı maç öncesi Hikmet hocanın sahaya sürdüğü kadro seçimi yalnıştı. Diğer yandan yeşil cimlerin üzerinde görev alan futbolcular bu kritik maçta performanslarının hakkını vermeyerek, bu taraftarı derinden yaralamaya devam ettiler...
Sezon başından beri Rizespor’da sorun belli. Orta alan üretmiyor..
Devre arası Obraniak transfer için nokta dedik. Bu futbolcunun her top ayağına geldiğinde rakip takım ikili değil, üçlü kıskaca alıyor. İşte burada hoca devreye girecek, B planını hemen devreye sokacak. Bu futbolcunun yanında görev alan Kıvanç ve Ludovic ne bir etkili pas, nede bir üretim yapmadılar. Özellikle kesici özelliği olan Kıvanç hiç gününde değildi. Bugün Şampiyonluk mücadelesi veren takımlar bile en az iki defansif on libero ile maçlara çıkıyor, biz ise tek. Elinde diğer kesici on liberon Kağan ise kadro dışı. Biz neden devre arasında Yekta dedik, bu satırlardan. Bugünleri gördüğümüz için.. Ludovic ve Obri’nin savunma özelliği yok, sadece Kıvanç, o da kötüyse seninde maç kazanma şansın yok. Diğer yandan Hikmet Karaman ile takım olmadık. Geçen sene Uğur hoca savunmayı oturtmuştu, takım az pozisyon veriyordu, bu sene maalesef yeni kurulan ve devre arası tek bir transfer bile yapamayan Rıza Çalımbay’ın Mersin’i bile olamadık. Akdeniz temsilcisi Rize deplasmanında çok akıllı oynayarak tarihinde ilk kez Rize’de maç kazandılar, bunu da gördük!
Bu takım deplasmanda son model spor araba kalitesinde mücadele ediyor. İçerde ise el freni bir türlü inmiyor. Bu ligde her takım, her takımı en ince noktasına kadar tanıyor, ona göre önlemini ve kartlarını açıyor. Rıza Çalımbay’ın takımı Mersin, bu ligde maç başı en fazla faul yapan bir ekip. Yani bu demek ki çok sert oynuyorlar. Bu takım tecrübeli oyuncularla kurulu bir takım. Her türlü oyunun soğukluğuna sığınan futbolcular, hakem, itiş, dalaş, zaman çalma ne ararsan var, Rıza hocanın takımına.
Sen ne yaptın? Servet ve Mitrovic gibi iki havadan ve yerden stoperlerin arasında kız gibi çıt kırıldım İrlandalı’yı sahaya sürdün. Bu takımın birinci santraforu Kwekue’dir. Bu lig fizik gücü ile oynanana bir lig. Bu adam madem sağlam yanına oturuyor, o zaman yeri orası değil sahada olması gerekiyor. Bak gördün girdi fizik gücü ile hırpaladı, durdu Mersin savunmasını. Takımın havası değişti, stoperler ve on liberolar çıkamadı, orta sahan daha rahat top yaptı, nefes aldı. Diğer yandan Lafferty ise çok güçsüz ve bir o kadar da hiç hazır değil.
Ağır yenilgide “el freni” o kadar çok ki, saysam bitmez…
Kaleci Serkan çok kötü bir maç çıkardı. Özellikle gardımızı erkenden düşüren ilk golde fahiş hatası vardı. Beklerin evlere şenlik. Onların önünde oynayan açıklar, bırakın adam eksiltmeyi, içeri katetmeyi, ayaklarında ki boş topu bile orta yapamıyorlar. Takım halinde ne bir alan daraltma var, nede top rakipteyken topun arkasına geçme. İki stoperinde büyük düşüş devam ediyor. Saha içinde el frenleri bunlar, yetmedi saha kenarında bile alt yapıdan gelen top toplayıcılar bile bu takıma el freni. Ya gençler, şu oyunu bir takip edin, skora göre şu topları sahaya sürün. Bu işte Trabzonspor’un top toplayıcılarının eline kimse su dökemez. Az biraz onlardan ders alın bari..
Neticede, Hikmet hoca elinde ki yarış arabası kalitesinde kadrosunu tarlaya sürmüş, traktör yapmaya çalışıyor. Bu arabanın en önemli parçası Kwekue’dir. Kamerunlu istesin, hocası ona güvensin, havayı versin sana bu ligde çok maç alır. Bu oyuncuya sonuna kadar güveneceksin. Onun savaşması, onun gol atması, artırması Rizespor’u bu ligde tutar, ama sen tam tersini yaparsan, ona atar, buna gider, diğerine kapıyı gösterirsen, sıkıntı katlanarak büyür hocam.
Yorum Yapın