Ç.Rizespor, G.Saray, Beşiktaş ve Trabzonspor gibi takımların çıkamadığı Akhisar Belediye deplasmanından çok kritik bir galibiyet alarak ligde kalma adına büyük bir avantaj elde etti.
Tütüneker’in ekibi maçın başlarında kaleci Serkan’ın hatalı bir gol yemesine rağmen, özellikle ikinci devre ortaya koyduğu etkili futbolla sonuca gitti.
Aslında ben bu filmi Antalya’da da görmüştüm. Bizim takım ilk devre futbol adına sıfır çekiyor. Takım halinde yürüyecek hali olmayan, bireysel hataların tavan yaptığı, maçın hemen başında Kwekue’nin Tevfik’e “Al da at” dediği pozisyonda bu futbolcunun berbat gol vuruşu bize aslında ilk devrenin nasıl geçeceğinin "fragmanını" baştan sunuyordu.
Yenilen golde kaleci Serkan , “Evet, resmen yumurtladı” diyebiliriz. Ama şu da bir gerçek ki, ben sizi ligin ilk devresinde Rize’de oynanan ve 0-0 biten Akhisar maçına götüreyim. Kalecimiz Serkan o maçta üç tane yüzde yüz top çıkarmıştı ve alına bir puan onun eseriydi, o maçı çoğu unutmuşsunuzdur, benden kaçmaz, hatırlatmasını yapayım dedim..
Manisa’da sert esen bir rüzgar. Bu rüzgar özellikle kaleciler için büyük tehlike. İlk devre rüzgarı arkasına alan Akhisar, özellikle sağ kanattan eski kurt Emrah Eren’le sert esti. Buna birde eski tüfek Kenan Özer’in anlamsız iştahını da ekleyebiliriz. Hatalı yenilen gol, hemen ardından sağ bek Koray’ın ters bir vuruşu yan kale direğimizden geri geliyor, ben ciğerlerimi işleyen rüzgarla birlikte ;” Ya sabır çekiyorum, bir taraftan da şu maçın ilk devresi böyle bitse de daha fazla hasar almasak “ diyordum..
Bizim adımıza imdada maçın hekiminin : “ilk devre sona erdi beyler, doğru soyunma odasına” düdüğü yetişiyordu. Bende girdim içeri fotoğraf tarıyorum, servis ediyorum..
Bulunduğum oda, bizim soyunma odasının bitişiği sayılır. Tütüneker içerde saydırıyor.. Sesi bana kadar geliyor. “Çıkın adam gibi oynayın, gerçek gücünüzü ortaya koyun, bu futbol size yakışmıyor, ilerde basın, bol bol pas yapın, mutlaka gol ve goller bulacaksınız, Sercan sen formanı Ümit’e ver, kaleyi gördüğünüz yerden şut çekin…”
Anlaşılan o ki, Uğur hoca’nın çantasında fırça vardı. O fırçayı çıkardı ve …..
Bakıyorum ikinci devreye o pısırık takım gitti, ne istediğini bilen, tempoyu istediği gibi ayarlayan, savunma arkasında koşuları Kwekue ile iyi yapan, kanat beklerinin bindirmesi ile pozisyon bulan, Ludovic’in ilk kez sazı eline alıp, panik yapmadan servisleri bir bir yapan, kaleci Serkan’ın tüm topları toplayıp, arkadaşlarına ;” Bu maçı benim için alın mesajını” veren bir takım karşımıza çıkıyordu.
İşte böyle.. Bu takım belkim şu sıralar keyif yapan ağır topları yani hamle gücü yüksek oyuncuları yok ama, oynayan oyuncularda yürek var. Böyle adam gibi futbolcularla, zor günlerde elini değil, bedenini taşın altına koyan oyuncularla sırtı yere gelmez.
Geldi goller.. Ümit Korkmaz usta işi bir gol attı. Kwekue çok çalıştı. Tevfik fabrika ayarlarına döndü. Defansta Ousman Vıera General, Sezer Özmen postası değil, kurmay Albay rolündeydi. Orta sahada yerleşimde Kıvanç ve Kağan harika şekilde yönetti, her deliği kapattılar. Ali Adnan sol kanadı otobana çevirdi.
Şöyle sahada ki kadroya bakıyorsun, devre arası transferlerinde sadece Ümit ve 1923 Aydınspor’dan gelen Gürkan az bir süre aldı. Gerisi sezon başı kadro. Bunu neden yazdım?
Ey devre arası büyük ümitlerle transfer edilen Lua ve Engin..
Bu takımın size ihtiyacı olmazsa, sizi neden transfer etti?
Çuvalla para verildi, helalı hoş olsun, gözümüz yok..
Çıkın son yedi haftada şu takıma bir – iki maçta siz alın..
Şu borcunuzu ödeyin de, bizde helal olsun diyelim!...
Yorum Yapın