"SALAHANA" FUTBOL OYNUYORUZ..

 

ÇAYKUR Rizespor ne oynuyor?

Ben size diyeyim..

Hiçbir şey..

Hikmet hoca bir yıldan fazla bu takımın başında..

Şu bir gerçek ki, Hoca’nın oyun şablonu yok..

Sadece mücadele gücü altında, pozisyon şansı, hakem takdiri ve Kweuke’nin iştahı altında alınan puanlar.

Bu ligde orta sahası olmayan tek takım bizim takım. Orta sahan eksikse, sen yarım bir takımsın. Orta sahan yoksa sen futbol fakirisin..

Geriden vurduğun her top, rakibe gidiyor ve dönüşte kalende pozisyon oluyor.

Topu iyi kullanan bir Ludovic’in var, o da yedek.. Gerisi “salahana” futbol oynuyor.

3 – 4 pas bir arada görmek bize haram mı? Arkadan şişirde, şişir!

Kanatlardan bir iki dripling veya kombine atak görmeyecekmiyiz?

Üç gün önce kupada Başakşehir takımını kalecisi Volkan’ın iki ikramı ile geçtik. Aslında o maçta bizim takım bağırdı ama, gören yok.

Sivas takımında kaleci Volkan olmadığı için!, bizim takım rakip bir kişi uzun süre eksik oynamasına rağmen puan alamadı!

Rakip takım bir değil, sahada 9 kişide oynasa bile, sen bu futbol ve kadro yapısı ile puan almam çok zor.

Nedeni basit..

Sahada 11 kişi çıkıyorsun Tuszynskı, dahil!

Buna birde Deniz Kadah, Mehmet Akyüz, Ahmet İlhan, Robin ve üçlü savunma fantazisi ile çıktığında çakılırsın..

İlk devreyi çöpe atıyorum. Futbol adına ayıptır, tek bir olumlu harekât yok. Dam, dum.. Vur ileri, karşıla.. Buna birde orta sahada Deniz Kadah’ın lüzumsuz top kaybı sonrası kalemize gördüğümüz kafa golü. Sorsan 3 stoper ile maça çıktım, ama elin oğlu kafayı yapıştırdı Bursa’dan gelen bize “Beslenmenin” üzerinden..

İkinci devre Sivassporlu Yiğit, “Yiğitliğini” gösterdi bizim Polonyalının kafasını dirseği ile yardı. Sarışın saçlardan akan kırmızı kan sonrası, hoca’da halı olarak kırmızıyı dayadı Sivaslıya..

Bu karttan sonra bizimkilerin kafası donk etti.

Ludovic’in her yere indirdiği top tehlike oldu ve başı sarılı Tuszynskı’nin olumlu pasını Mehmet Akyüz ile bacak arasından değerlendirmeyi bildik.

E.. be gülüm.. Taraftarı sustu, rakip sahada bir kişi eksik çekilmiş kuluçkaya, sen beraberlik golünden sonra çeksene fişi, yaslansana arkaya, keyif yapsan..

Nerde.. Özellikle Mehmet Akyüz, attığı golden sonra 2 – 3 net gol fırsatını, Suriyeli çocuklara verilen bozuk para gibi harcadı. Oysa ki, doğum günlerinde bir birleriyle ne güzel hediye paylaşması yapılıyor tesiste, ama yeşil cimler üzerinde aynı paylaşmaları göremiyoruz!

Ev sahibi takım baktı bunlardan bir şey olmaz, sağdan bir güzel ortaladı, Hasan ise tecrübesi ile kafasını dokundu, ayıkla pirincin taşını!..

Futbol böyle bir şey.. Acırsan, acınacak hale düşersin..

Sonrada dizlerini döversin.. Ben nerede yanlış yaptım dersin..

Alt taraf koptu geliyor ve biz yerimize sayıyoruz. Bugünleri devre arası görmüş, maalesef de haklı çıktım, keşke çıkmaz olaydım.

Hani transfer kapandığında eldeki mevcut kadro bu işi görürdü.

Görmez arkadaş, görmez..

Çünkü hepsinin tuzu kuru..

Yukarda yazdığım oyuncuları tetikleyici isimler yok. Adamların yeri garanti, nasılsa Hikmet hoca benden başkasını oynatmaz diyor ki, haklılar..

Niye haklı..

Kweuke yok.. Buda demek oluyor ki, Deniz Kadah eski hırsında olmaz, yeri garanti, koşmaz, basmaz.. Bunun yanında Polonyalı ; şimdi düştün elime der, zaten bir şey yaptığı yoktu.. Öte ki Fransız Teddy, “ sen beni oyuna sokarsın, beş dakika sonra dışarı alırsın, ben bunu unutmadım, der..

Sakat Sercan’ın yokluğunda ise Mehmet sana saç, baş yoldurur, Ahmet ise sakallarını tek tek koparır be hocam..

Orta sahaya bas bas bağırdın 10 numara istedin, alınmadı, aldırmadın veya..

İşte orta sahada yürüyenler topluluğu nasılsa bizi oynatacak, transfer yapamadı, bize düştü derler, hocam..

İşin özü..

İkinci devre kendi sahamızda Gençlerbirliği takımına can verdik, adamları dirilttik.. Geçen hafta Eskişehir takımını içerde deviremedik ve bu hafta Sivas’a 10 kişiyle mağlup olduk. Gidişat kötü ama, bu işi tekrar toparlayacak olanlar Hikmet hoca ve çok güvendiği öğrencileri. İlk hedef AKDENİZ! Haftaya öper, rahatlarız merak etmeyin!.. Sevgililer gününde yeşil-mavi renk altında sevgiyle kalın...