O KIZIM SANA DİYORUM!..

 

Aslında sonu böyle olmamalıydı. Son dakikalarda yakalanan net gol pozisyonunu atsan lider Başakşehir takımımın karizmasını önce çizecektin sonra koltuktan indirecektin. Tam bir yıl sonrada deplasmandan anlamlı bir galibiyetle dönecektim.

Bu takım deplasman maçları öncesi ya iyi bir hoca tarafından okunmalı yada yola çıkmadan takım halinde kaliteli bir hamama sokulmalı. Bu kadar olmaz! Tam bir yıl dile kolay. Sarayköy, Kalkavan yalısı camisinde çıkan abdestli 11 kişi toplasan deplasmana götürsen bir yılda bir galibiyet alarak Rize’ye dönerdiler!

Başakşehir karşısında Rizespor genelde iyi bir görüntü verdi ama maç sonu “atı alan Üsküdar’ı” bir kez daha geçti.

İlk dakikalarda İtalyan oyuncu Petrucci ev sahibi takıma ikram bulundu kaleci Dıallo müthiş çıkardı. Hemen akabinde Jantsher orta sahadan tek başına aldı sürükledi sol ayağı ile Milli kaleci Volkan’ı çaresiz bıraktı.

Takım halinde topun arkasında kaldık, iyi mücadele verdik, stoperde Yakuobi sırıtmadı, kanatlarda Ahmet İlhan ve Oğulcan ise nargile keyfi yaparak arkadaşlarına bir kez daha ayak uyduramadı. 1 – 0 ‘dan sonra yakalanan net gol pozisyonu maçın ilk kırılma anıydı. Atsak fişi ilk devre erkenden çekecektik, sonrası Emre’nin frikiği ve eşitlik. Gol öncesi Barış’ın uydurma faulü, frikikte ise bizde uyuyan baraj ve kaleci!

İkinci devre biraz önde başladık. Kweuke’nin bu maçta aklı ya yol kenarı direğindeydi, yada maç sonu atacağı imzada! Yine durgun bir gününde elinden geleni yapmak istedi, o kadar. Avcı’nın ekibi boşuna o koltuğa oturmadı. Set hücumu var, kontratak var, kanatlar bu maçta tıkınsa da oda var.. Kısaca var oğlu var..

Son çeyrek maç öyle bir hale aldı ki “ top bir o kalede bir bu kalede” sanki Wimblodon çim kortta grand slam turnuvasında Raael Nadal & Federer maçı izliyoruz. Belli atan kazanacak, zaten iki takım bundan önce lig maçlarında hiç berabere kalmamış. 

Bu sezon futbol şansı bizim yanımızda hiç olmadı. Son bölümde yenilen goller en az altı puanı alıp uçurdu. Oysa ki geçen sezon ilk devre toplanan 24 puanın 12’si son dakikalarda atılan gollerde gelmişti. Bıçak sırttı gidip, gelen maçlardan çok puan çıkarmıştık. Onun için girişte nefesi kuvvetli veya kaliteli bir hamam seçeneklerini sundum. Başakşehir karşısında da aynısı oldu.

Karambolde Saadane önüne düşen topu kaleci Volkan’ın bacakları üzerine vurdu, hadi onu geçtim; Mehmet Akyüz beyefendiye ne diyeceksin! Tuszynskı ceza sahası dışından vuracak belli, Mehmet bey sen niye koşunu bitiriyorsun, devam etsene dönen topa senden yaşlı Yalçın yetişti. Ayıp valla, idman sonrası bankaya da böyle mi yavaş yavaş gidiyorsan veya maç sonu Adapazarı’na!

Atamayana atarlar kuralı son dakika içinde bir kez daha Türk futbolunda işledi ve duran top sonrası “kör kurşuna “ kurban gittik. Başakşehir karşısında genelde mücadele anlamında iyi sonuçta kötü bir yara aldık. Futbolda iyi oynayarak maç kaybetmek en kötüsü. Kötü oyna maç kazan. Geçen sezonlarda bu işi çokça yaptık, bu sezon o melekeler yok. Antalya takımı seninle oynadığı hafta ligde galibiyeti yoktu. O maçtan sonra 3 galibiyet aldı ve sana şimdileri iki puanda fark attı. Şapkayı önümüze alalım; biz nerede hata yaptık bunu iyi düşünelim. Hem teknik kadro, hem futbolcu hemde yönetimsel bazda. Bu işler çok çalışmak ile olmuyor. Çalışmak zaten işiniz, önemli olan perde arkası, mutfak kısmı. O işlerde mutfakta sezon öncesi malzemeyi kısarsan tencereden çıkacak olan yemek ya dibine yanar yada çöpe gider! O kızım sana diyorum, o gelinim sen işit !..

 


Önceki Haber 
Sonraki Haber

Yorumlar

Yorum Yapın