Ölüm…
Her yaratılmış canlıya gelecek gerçek…
Evet, ölüm kelimesi çok soğuk geliyor genelde insana ama ölümü güzel görenlerde var.
Ve gerçekten eğer ölüme hazırsak ölüm çok güzel şey.
Şairin dediği gibi;
Ölüm güzel şey; budur perde ardından haber…
Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber?
N.F.KISAKÜREK
Herhalde, Ölümün güzelliği ölüme hazır olup ölenler içindir; ya kalanlar, onlar için oda bir sınav her ne kadar bilsek te kaçınılmaz olduğunu kalan için genelde ve en azından başlarda çok zor.
Kalan niye ağlar?
Çok düşündüm…..
kalan kendine ağlar gibi geldi önce…
Evet, kalan kendine ağlar öleni bu dünyada göremeyeceği için kendine ağlar.
Her ne kadar dese de daha küçüktü, daha gençti….daha emekli olmamıştı….daha yaşlı değildi…
Mantık olarak baktığımızda ölen kişi eğer cennetlik ise cennet ile dünya kıyas edilir mi? Tabı ki hayır o insan bu dünyadan kurtuldu demektir. Gençte, çocukta, orta yaşlı, bebekte olsa hepsi için cennet tabıki dünyaya kıyaslanmayacak kadar hatta hayal edemeyeceğimiz kadar; güzel, rahat, büyük………..
O zaman bunların hepsi hep kendine ağlamak değil mi? Bu ağlama sebeplerinin hepsi artık onu bu dünya da göremeyecek olamamanın beraber vakit geçiremeyeceğinin düşüncesi değil mi?
Tüm bunları bilmek ama yine ağlamak bencillik değil mi?
Bence yine de değil.
Çünkü bu ağlamanın bir kısmı aslında kendine kızmak
Niye, çünkü o hayattayken daha fazla vakit geçirme imkânım varken niye geçirmedim pişmanlığı değil mi?
Örnek mi; önceki çarşamba amcamı kaybettim. İkinci gün akşamına kadar ağlayamadım bile hiç içimden gelmedi belki yoğunluktan belki yalnız kalamamaktan onca üzülmeme rağmen ağlayamadım.
Perşembe günü akşam yalnız kaldığımda hıçkırarak ağladım. Hep kendime kızdım niye mi?
Çünkü amcamla aynı kampüsün içinde çalışıyorduk ve ben her boş zamanımda gidip amcamı ziyaret edebilirdim. Onunla vakit geçirebilirdim. Ama yıllar su gibi akıp giderken ben sadece ara sıra uğradım. Belki bazen çok yoğundu işleri, zamanı kısıtlıydı ama bazen ayda sadece bir kere gördüğüm olmuştur. İşte bu bana çok ağır geldi.
Hafta içi hemen hergün arabayla çalıştığı binanın yakınından geçerken “burada amcam var” diyebiliyordum. Her zaman gidemesem de onun orda olduğunu bilmek, her gittiğimde onu orada bulabilmek bir sıkıntım olunca ona ulaşabilmek en azından fikrini alabilmek… 1996 dan beri sahip olduğum bu düşünce artık olmayacak. Artık o binanın yakınından geçerken “burada amcam var” diyemeyeceğim. Artık oradan her geçişimde belki de gözlerim dolacak ve kendime kızgınlığım aklıma gelecek. Mezarı başında o kadar etkilenmem ama çalıştığı binaya bir daha giremem diyorum şimdi. Bu düşüncede zamanla geçecek biliyorum ama geçmesin istiyorum. Geçmesin ki kalan yakınlarımın değerini iyi bileyim. Belki yakınlarım benden bu konuda biraz razıdır. Ama ben kendimden razı değilim.
Ağlıyorum…
en çok kendime ağlıyorum. Kendime olan kızgınlığıma ağlıyorum. Amcamla daha fazla vakit geçirmemiş olmama kızıyorum. Daha öncede yaşadım bu kızgınlığı ama bu sefer daha çok kızıyorum. İnşallah kendime olan bu kızgınlığımı unutmam ve bu sefer ders alırım.
Amcacım,
Bana ismimi koyan amcacım helalleşemedik bile amcamın varisleri Yengem, Hakan, Fatih ve Samet amcamdan kalan haklarını ve kendi haklarınızı da siz helal edin bana.
Diğer amcamla da helalleşememiştim oda uzunca bir süre yoğun bakımın ardından vefat etmişti. İbrahim Amcamın varisleri yengem ve çocukları sizde helal edin haklarınızı.
……
Öleceğiz müjdeler olsun, müjdeler olsun!
Ölümü de öldüren Rabbe secdeler olsun!
…….
Kapı kapı, yolun son kapısı ölümse;
Her kapıda ağlayıp o kapıda gülümse!
….
Her gün yalnız namazdan namaza uyanayım;
Bir dilim kuru ekmek; acı suya banayım!
Ve tekrar uyuyayım ve kalkayım ezanla!
Yaşaya dursun insan, hayat dediği zanla…
N.F.KISAKÜREK
Yeri gelmişken küçük bir vasiyet bırakayım. Üstat Necip Fazıl’ın dediği gibi bende cenazemde, namazıma durmayacaklardan hiç kimseyi istemiyorum! Ne de, kim olursa olsun, kadın ve bilhassa, ölü simsarı cinsinden imam!... Ve «bid'at» belirtici hiçbir şey!... Başucumda ne nutuk, ne şamata, ne bir tören, ne şu, ne bu... sakın sakın çok sakının mezar taşlarımın ikisi de olsun hem baş ucu hem ayak ucu (tek mezar taşı ve mezarda kuş içsin diye su kabı yapmak hristiyanlarda adettir. Yapacaksanız gidin başka yerde yapın mezarımda olmasın. Hele ki resim bir dakika bile resmimi ne mezar taşına nede yakalara takmayın) Sadece Kurân-ı kerim. Benim için kimse kimseye başsağlığı, kol sağlığı vermesin onların bana faydası olmaz onun yerine en azından 3 ihlas bir Fatiha okuyun hatim niyetiyle ruhuma gönderin. Hatta beni tanıyan kişiler her Kurân-ı kerim okuduklarında bana da gönderirlerse çok sevinirim, İnşallah imanlı ölmüşsem onlar bana gelir.
Sevenlerimden, şunları istiyorum: öncelikle en yakınlarım devir iskatımı yaptırsınlar. Eğer hayattalarsa kimin yıkayacağı kimin cenaze namazımı kıldıracağı kimin kabre indireceği ve mezarımın başında kimin kuranı kerim okuyacağını ve kimin telkin vereceğini hepsini hanımefendime söyledim. Her ferdin, en aşağı 100 Tevhid kelimesi okuyup sevabının mislini bana hediye etmesi... 70 bine dolması lâzım... Bir de, üzerimde hakkı olanların bunu Allah rızası için helâl etmeleridir.
Yorum Yapın