İlber Ortaylı Bunadı
Cemil Meriç’in Mağaradakiler isimli kitabında Mağaranın Dışı adlı ilk bölümde entelektüellik ve entelektüeller üzerine araştırması ve düşünceleri yer alır.
…..Gelenekle kalem arasındaki bu savaşın başkahramanı Zola, çağın en belirgin entelektüel tipi. O tarihten sonra entelektüel, yazı veya söz aracılığı ile toplumun şuurlanmasına yardım eden kişi olur. Yol gösteren, aydınlatan, itham eden kişi. (s.15-16)…..
Ancak Cemil Meriç bu aydınların entelektüel tanımlarına da tam anlamıyla katılmaz. O’na göre entelektüelin tariflere hapsedilmesi mümkün değildir. Ancak yine de kendince bir entelektüel taslağı çizmekten geri kalmaz.
“Entelektüel, zamanının irfanına sahip olacaktır. Ülkesinin dilini, edebiyatını, tarihini bilecek, dünyadaki belli başlı düşünce akımlarına yabancı olmayacaktır. Peşin hükümlere iltifat etmeyecek, olayları kendi kafasıyla inceleyip değerlendirecektir.” (s.24)
Türk çayını hedef alan İlber Ortaylı “Rize çayını sevmiyorum. Rizeliler bir an önce yerine diktikleri çayları alıp, mandalinaları geri getirsin. Dünyanın en güzel mandalinası Rize’de yetişir.” … Biride çıkmış, Sivri akıllı biri bunlara çay öğretmiş.” O çay o çay değil. İyi çay Türkiye’de olmaz. Dışarda olur. Hint’e getirirsin Çin’den getirirsin, Çin’de olmaz. Bizim aradığımız orda değildir.” Demiş.
Ülkesinin entelektüeli iddiasında, halk arasında görüşleri geniş kesimlerce itibar gören İlber Ortaylı belli ki Cemil Meriç hocanın tariflerine uymuyor. Yani entelektüel değil. Çünkü Türk çayı, onu bir bölgenin kurtuluşuna vesile olmuş bir insanı “Sivri akıl” diye savsaklamış, Türkiye’de çay üretiminin merkezi Rize’dir. Üretim, Cumhuriyet döneminde hız kazanmış. Rize çayı, katkısız ve doğal olmasıyla övülür. Her ne kadar bazı eleştiriler olsa da, yerli üretim çay hâlâ halkın gözdesidir.
İlber hoca “Çin’de olmaz” demekle meseleye ne kadar uzak olduğunu açıkça ortaya koymuştur. Çin’de 5000 yıl önce Çayın bir dini olduğunu bilmeyecek kadar cahil kalmıştır. O zamanlar Çin’de üretilen çayı içenler yaşamış diğer insanlar ölünce Çay’a din diye tapmışlar. Günümüzde çay demlenene kadar evde hiç kimse kımıldamaz, Çay’a büyük saygı beslenir uzak doğuda!
1970’lere kadar Türk çayı dünyada üretilen en kaliteli çaylar arasında ilk sıralardaydı. İhtiva ettiği maddeler bakımından dünyada üretilen en kaliteli çaylarla eş değerdedir. Şu ayrımı yapsaydı “siyasetin Çay meselesine dalmasıyla kalite giderek bozulmuş” deseydi, kendini savunacak bir dayanak elde ederdi. Fakat meseleye o kadar uzak ki, dünyada çay tekelini elinde bulunduran İngiliz firmalarının etkisiyle bu hakaret hamız sözleri sarf ettiğini bile anlamadı. Peşin hükümlere iltifat etti Türk çayını, onu ülkemize kazandıranı aşağıladı,
Rizelileri çok üzdü.
Çay Rizeli’nin beka sorunudur. Karadeniz’in beka sorunudur. Çayla özdeşleşen Rizeli Türkiye’de 250 bin tondan fazla olan çay ihtiyacının yüzde 65’ini karşılamakta, milyonlarca dolar ülkemize katma değer sağlamaktadır.
İlber hoca yaşlandı. Zamanın irfanından uzaklaşmaya başladı. Yol gösteren, aydınlatan, itham eden kişi olmaktan giderek uzaklaşıyor.
Baki selam ve dua ile…
Metin Topçu
Yorum Yapın