Kabak Tadı Verdi!
TFF 1. Ligin 27’inci haftası geride kaldı. Çaykur Rizespor’un tüm maçlarını içerde dışarda canlı takip ettim, kaleme aldım.
Bu lig düşenin yerden kalkmadığı, oynamadan çok vakit geçirmeye dayalı bir lig. Türkiye’de bu futbol artık kabak tadı verdi. Sadece TFF 1. Ligde değil, süper ligde bile hep aynı şey. Aslında bu olaya en çokta hakemler müsaade ediyor, çanak tutuyorlar. Çünkü onların işine geliyor. Zırt düdük, zart düdük. Her düşene bir düdük çalındığında maçı yöneten hakemde en az 30 saniye pozisyon gereği dinlenmiş oluyor. Oysa oyunu devam ettirse, hem seyir zevki güzel olacak hem de kalite artacak. Taraftar her şeyin farkında. Görüyor hakemin düdüğünü ve hep bir ağızdan tribünlerden “ futbolun katili.. hakemler” diye tempo tutuyorlar. Yerde yatanın kazandığı bir ligde hasbelkader Avrupa vizesi alan takımları Edirne’den öteye çıktıkları maçlarda görüyoruz. Alışmışlar bir kere Avrupa maçında da atıyor kendini en ufak bir temasta yere ama Avrupalı hakem bu durumu yemiyor. Yemediği gibi de başın önde Avrupa kupasından elenerek tekrar ligine dönüyorsun. TFF bu işe bir dur demeli. Örnek arıyorsa İngiliz ligini alsın, bak bakalım orada ki hakem zaman çalmaya yönelen bu tip hareketlere prim veriyorum mu? Hakemden izin alınmadıktan sonra topu dışarı atamıyorsun. Ülke futbolu altyapıdan çok bana göre hakemlerin bu tip hızlı futbola ayak uydurması ile vites atlayacak. Altyapı tamam bir yere kadar, oyuncu profesyonel oldu mu o da bu yerde yatma taktiğine sığınıyor ve hızlanacağına kaçak güreşin kitabını yazarak yeteneğini köreltiyor. Kısaca hakemler hızlansın, altyapıdan gelen oyuncuda ona ayak uydursun bak gör o zaman Avrupa maçlarında nasıl kafa kafaya mücadele veriyoruz. Bunu yapmadığın sürede elin kasaba takımları Vardar’da, Östersunds’de seni elemeye devam ederler.
Tekrar bizim lige dönecek olursam son yedi haftaya girildiğinde “dana ve kuyruğu” birkaç hafta içinde kopar. Ben zaten aylar önce ki yazımda 30 ve 31. Haftayı size işaret etmiştim. Rizespor’un bana göre en büyük şansı son üç hafta içinde oynayacağı üç maç. Zaten ligin son dört veya beş haftası içinde “enişte, baldız” maçları oynanır. Yarın oynayacağımız Adanaspor maçı sezonun en zor maçlarından biri olacak, ligin ilk devresinde izlediğim Adanaspor takımı kendi sahasında 2 – 1 öne geçtikten sonra sahada bir tek yatak yorganları eksikti. Yarın ki maçta da aynısını yapacaklar. En başta dediğim gibi bu iş artık kabak tadı verdi ve buna Türk futbolunu yönetenler biran önce dur desin.
TFF 1. Ligin 27’inci haftası geride kaldı. Çaykur Rizespor’un tüm maçlarını içerde dışarda canlı takip ettim, kaleme aldım.
Bu lig düşenin yerden kalkmadığı, oynamadan çok vakit geçirmeye dayalı bir lig. Türkiye’de bu futbol artık kabak tadı verdi. Sadece TFF 1. Ligde değil, süper ligde bile hep aynı şey. Aslında bu olaya en çokta hakemler müsaade ediyor, çanak tutuyorlar. Çünkü onların işine geliyor. Zırt düdük, zart düdük. Her düşene bir düdük çalındığında maçı yöneten hakemde en az 30 saniye pozisyon gereği dinlenmiş oluyor. Oysa oyunu devam ettirse, hem seyir zevki güzel olacak hem de kalite artacak. Taraftar her şeyin farkında. Görüyor hakemin düdüğünü ve hep bir ağızdan tribünlerden “ futbolun katili.. hakemler” diye tempo tutuyorlar. Yerde yatanın kazandığı bir ligde hasbelkader Avrupa vizesi alan takımları Edirne’den öteye çıktıkları maçlarda görüyoruz. Alışmışlar bir kere Avrupa maçında da atıyor kendini en ufak bir temasta yere ama Avrupalı hakem bu durumu yemiyor. Yemediği gibi de başın önde Avrupa kupasından elenerek tekrar ligine dönüyorsun. TFF bu işe bir dur demeli. Örnek arıyorsa İngiliz ligini alsın, bak bakalım orada ki hakem zaman çalmaya yönelen bu tip hareketlere prim veriyorum mu? Hakemden izin alınmadıktan sonra topu dışarı atamıyorsun. Ülke futbolu altyapıdan çok bana göre hakemlerin bu tip hızlı futbola ayak uydurması ile vites atlayacak. Altyapı tamam bir yere kadar, oyuncu profesyonel oldu mu o da bu yerde yatma taktiğine sığınıyor ve hızlanacağına kaçak güreşin kitabını yazarak yeteneğini köreltiyor. Kısaca hakemler hızlansın, altyapıdan gelen oyuncuda ona ayak uydursun bak gör o zaman Avrupa maçlarında nasıl kafa kafaya mücadele veriyoruz. Bunu yapmadığın sürede elin kasaba takımları Vardar’da, Östersunds’de seni elemeye devam ederler.
Tekrar bizim lige dönecek olursam son yedi haftaya girildiğinde “dana ve kuyruğu” birkaç hafta içinde kopar. Ben zaten aylar önce ki yazımda 30 ve 31. Haftayı size işaret etmiştim. Rizespor’un bana göre en büyük şansı son üç hafta içinde oynayacağı üç maç. Zaten ligin son dört veya beş haftası içinde “enişte, baldız” maçları oynanır. Yarın oynayacağımız Adanaspor maçı sezonun en zor maçlarından biri olacak, ligin ilk devresinde izlediğim Adanaspor takımı kendi sahasında 2 – 1 öne geçtikten sonra sahada bir tek yatak yorganları eksikti. Yarın ki maçta da aynısını yapacaklar. En başta dediğim gibi bu iş artık kabak tadı verdi ve buna Türk futbolunu yönetenler biran önce dur desin.
Yorum Yapın