Bu günlerde küresel salgın krizinden kaynaklanan büyük ve bir o kadar da hızlı bir değişime tanıklık ediyoruz. Bu nereye kadar devam eder? Nasıl sonuçlanır? Hiçbir fikrimiz yok ama bana göre Dünya tarihi yeniden yazılıyor ve hiçbir şey eskisi gibi olmayacak..
Felaket tellalı değilim ama Korona sonrası hayat normalleştiğinde her sektörde olduğu gibi futbolda da birçok taşı yerinden oynatacak. İşte tam bu noktada Rizespor bana göre kulüp tarihinin ilk yıllarında olduğu gibi “ kaseti başa sarmalı”..
Cumhurbaşkanımız Erdoğan ne diyor? “ Biz bize yeteriz Türkiye” diyor ve bu başlıkta kampanya ya milletimizi davet ediyor. İşte böyle sevgili okurlar, bunun Rize versiyonunu her alanda Korona belasından sonra hayata geçirmemiz şart.
Artık o devirler bitti. Ayağı doktorlar tarafından “ 70 yaşında adamın diziyle eş değer” raporu verilen bir oyuncuya ( Kweuke ) ye yüzde yüz zam yaparak 5 yıllık imzalar, alt liglerde bile forma giyemeyecek onlarca oyuncuya milyon avrolar devri bitti. Rizespor özüne dönmeli. Teknik adamı ile, futbolcusu ile, başkanı ve yöneticisi ile artık Rizeli “ Biz bize yeteriz” diyerek özüne dönmeli. Rizespor’a gelen teknik adam ve futbolcuya ödenen milyon avrolardan Rize şehrine toplamda yüzde 10 bile kalmıyor. Bu paralar yıllardır boşa aktı gitti ve maalesef elde var sıfır! Hiçbir başarı yok, sadece iki kez alt ligde süperlige şampiyonluk sevinci yaşadık. O şampiyonlukların da nasıl geldiği yazmama gerek yok bile. Çıktık süper lige her sezon düştük mü? Düşecek miyiz? sendromu yaşadık. Bu sezon da değişen bir şey yok. Bu ligin son 8 haftası oynanırsa bu zayıf ve kırılgan kadro ile en zayıf halkasın, tek şansın çok acı bir olay ama maalesef Korona belası ile liglerin tescil edilmesi, ne acı bir durum!. Neden böyle oldu demeyin, her sezon transferde aynı hataları yapıp, ders almıyorsan değişen bir şey olmaz.
Biz Bize yeteriz Ey Rizeli..
Bunu yıllar önce ( 70 – 80 ) li yılarda yaptı bu şehir. Şimdi yapmanız gereken ilk şey biran önce Onursal Başkan Hasan Kemal Yardımcı döneminde temeli atılan altyapı tesislerini bitirmek ve altyapıya sarılmak. Bunun yanında başta çevre iller olmak üzere tüm Türkiye’yi taramak ve o oyuncuları Rizespor’a kazandırmak. Artık eski ekonomik güçler olmayacak, Rizespor kulübü biran önce bu sisteme geçmeli kendi öz Rizeli hocaları ile birlikte o tarlaya tohum atsın, hasat mutlaka gelecektir.
Rizespor kulübü bir devrim yapması gerekiyor. Baştan aşağıya radikal kararlar almasının zamanı geldi. İnşallah sağlıklı güzel günler gördüğümüzde en kısa sürede Rizespor’un ortak paydaşları bir araya gelerek bir çalıştay düzenlenmeli. Belediye Başkanı Rahmi Metin bey başkanlığında, eski Başkanlar, yöneticiler, eski futbolcular bu çalıştayda olmalı, bu takımın geleceği için bir eylem planı şart. Taşıma su ile olmuyor, bunu yıllardır gördük, o suyun vanasının başında oturanlar maalesef suyu Rize’ye değil, Rizespor’a değil 3 – 5 menajer ve kalitesiz topçuların kanalına akıttılar. Rizespor bir markadır. Tıpkı çay gibi, anzer balı gibi. Rizespor, dışarda yaşayan milyonlarca Rizelinin ortak sevdasıdır. Bu sevda öyle bir sevdadır ki, onu dışardan gelen sözde Rizespor’a hizmet veren kiralık vana başını tutan isimler anlayamaz. Çünkü onlar bugün var yarın yok. Kısaca o insanların nüfus kağıdında Rize yazmıyor, anlayamazlar Rize ve Rizespor sevdasının ne olduğunu!..
Komşumuz Trabzonspor’un büyüklüğünü inkar edebilirmisiniz? Edemezsiniz.. Neden Trabzonspor marka? Benim bu yazdıklarımı yıllar önce yaptığı için. Birincisi altyapısı ikincisi ise Trabzon’da yaşayan tüm Trabzonluların üst kimliği Trabzonspor olduğu için. Trabzonspor yönetimi şehre kulak veriyor, çaycısından, ayakkabı boyacısından, eczacı kalfasından çıkan her sese kulak veriyor. Altyapısı her zaman harıl harıl çalışıyor ve torpil olmadığı için ürün veriyor. Eski Başkanı, yöneticisi, futbolcusu konuşuyor ve mevcut yönetimi gerektiği yerde uyarıyor, doğru yolu gösteriyor. Bizde tam tersi kimse konuşmuyor. Bu şehrin en büyük eksiği bence muhalefet yok. Trabzon’da muhalefet var ve Trabzon’un menfaatleri için tek yumruk oluyorlar, bizde yok, varsa da kimse konuşmuyor, açıkçası korkuyorlar. Hal böyle olunca da mevcut yönetimde olanlar zannediyorlar ki her şeyi doğru yapıyoruz. Üç beş doğru yazan gazetecileri bile tehdit ediyorlar. ( ki ben kendi adıma yazıyorum, ömrüm mahkeme koridorlarına geçti, Rize ve Rizespor sevdası adına .. )
Son olarak dün akşam sayın Cumhurbaşkanımızın ulusa seslenişini dinledim. Her alanda üretim yapmalıyız diyor. Bu minvalde Rizespor Başkanı Hasan Kartal ve yönetimi elini taşın altına koymalı ve yeniden bir yapılanma ile Rizespor’un sistemini yeniden belirlemeli. Bu sistem üretim üzerine olmalı ve salgın sonrası yaşanacak değişim ile birlikte maalesef bundan kaçış yok. Tıpkı eski Rizespor’un Başkanları ve yöneticilerinin o zor şartlarda yaptığı gibi. Yeni Hüsnü’leri, Mehmetler, Hüseyinler, Sinanlar, Hasanlar, Zaferler, Oktaylar, Erollar, Harunlar, Muharremler, Evrenler … İçerden altyapıdan yetiştirilmeli. Ali Kemaller, Arifler, Osmanlar, Bahattinler, Yaşarlar, Müfitler, Muharremler, Metinler gibi “Kahraman”ları dışardan bulup Rizespor’a kazandırmalı. Bunun yanında yeni Rizeli Teknik adamlar çıkarmalıyız, tıpkı rahmetli Cesar hoca olduğu gibi neden Kadir Kar ve diğer genç hocaları içimizden çıkarmıyoruz, onlara şans tanımıyoruz?.. Elbette bunları yaparken de başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, Rize’ye her zaman değer katan Servet Yardımcı bey ve Mustafa Erdoğan’ı da üst akıl olarak unutmayalım ve fikirlerine önem verelim, tıpkı Rizespor’un her daim yanında olan Cengiz, Kalkavan, Yardımcı, Mete, Kıran .. ailesinde olduğu gibi.. Biz bize yeteriz haydi Rize Korona sonrası yeni bir sayfa açalım ve ortak akılla çok daha sağlam birlik ve beraberlik içinde yolumuza devam edelim.
Yorum Yapın