Dün Akşam Ç.Rizespor, transferde orantısız güç kullanan ve şimdiden Şampiyonluğu ilan edilen Fenerbahçe karşısında 1-1 berabere kalırken, galibiyeti kaçıran takım kesinlikle yeşil-mavili takım oluyordu. Sarı – Lacivertli ekip önce kalecisi Volkan’a dağa sonra şansına dua etsin.
Maça döneceğim ama, geçen hafta Gençlerbirliği maçı sonrası yaşanan penaltı krizi sonrası Karaman ile Kweuke olayına önce peygamber sabrı gösteren, daha sonra aldığı karar ile peygamber adaleti ile işe el koyan ve tatlıya bağlayan Başkan Kalkavan’a bir parantez açmak gerekiyor.
Teknik direktör Hikmet Karaman, Gençlerbirliği maçı sonrası; "Bu Konu Antrenörlük Dersi Gerektiren Bir Konu" demişti. Başkanı Kalkavan ise oyuncusu Kweuke ile ilgili aldığı çok sağlıklı bir karar ile hocasına “ al sana ders, git birazda bunun üzerine staj yap” diyerek, oyuncusunun kulağını ufaktan çekti ve bir baba şevkatı altında onu yeniden kazanarak, sahiplenmeyi gösterdi.
Doğrusu buydu. Bunu ben ilk günden beri yazdım. Seni iki sezon bu ligde tutan, bu sezon senin performans yani sana maç kazandıracak, seni bir yerlere götürecek, futbolcunun atacağı gollerle, alınacak bu galibiyetlerle takım arkadaşları ve hocası, teknik ekibi prim alacak, evine ekmek götürecek, taraftarın, yönetimin yüzünü güldürecek bir ismi bir kalemde hemen silemezsiniz. Biz basın görevlileri sen süper ligde Rizespor’u takip ediyorsan Kamerunlu oyuncu sayesinde yazıp, çiziyor, evine ekmek götürmeye devam ediyorsun. Başkan Kalkavan’nı ve yönetim kurulu üyelerini ben şahsım olarak bir kez daha tebrik ediyorum. Hocanın gazına gelmediler. Hoca dedin mi bir yaştan bir tecrübeden sonra biraz olgunlaşacak. Adam 20 sene bu ligde Anadolu’da kapı kapı dolaşmış. Yeni yetme Hamza adamlığı ve dürüstlüğü ile G.S’nin başına geldi, üç ayda üç kupa kaldırdı. Hamzaoğlu, çirkef, para delisi Melo’yu göndermeyi bilmiyor mu? İdare edeceksin, kaybetmeyeceksin. Göndermek kolay ama, bu saatten sonra nerede bulacaksın böyle bir futbolcu? Çok yazık olurdu ve kesinlikle kaybeden Ç.Rizespor olurdu, Rize camiası olurdu. Hocalar gelip, geçici, as olan camiadır. Almışsın iki golcü biri Fransız affedersiniz sahada kıçını çekemiyor, diğeri Polonyalı müzmin sakat ne olduğu belli değil. Kweuke’nin dışlanması sonrası biz bu adamlarla mı ligde gol atacağız, puan alacağız? Son olarak bu kulüp idari ve tesis yönünde Türkiye’nin en rahat takımı. İyi niyeti suiistimal yapanlar, bu kulüpte fazla yaşamaz, bunun örnekleri geçmişte çok var. Konsantren, enerjin takımına olsun.
Maça dönecek olursam, Ç.Rizespor eğer Fenerbahçe’yi evinde bir güzel pataklamadıysa bunun en büyük nedeni son vuruş ve final paslarında yapılan eksikliklerdir.
Özellikle Milyon dolarlık savunma hattı arkasına atılan her top sarı-lacivertli takımın o bölgesini “süzgeç” etti. Kweuke , “pürüzsüz” oynadı ve çok iyi mücadele verdi. Aldı, indirdi, boğuştu, vurdu, sırtladı, defansına yardım etti. Fener’in iki azman stoperi dışında o bölgeye Mehmet Topal takviyesini görmemezlikten gelmeyelim. Üçlü kıskaçtan Kamerunlu boğuştu ve birçoğundan galip geldi. Penaltı pozisyonunda nezaket gösterdi, Deniz atsın dedi. Bu takımda en son penaltı atacak oyuncu Deniz’dir. Kaçtı diye fazlada yüklenmemek gerekiyor, kimler penaltı kaçırmadı ki!
Orta da Robin ve Koray geçen maça göre daha iştahlı ve düzgün işler yaptılar. İlk golde Nijerya Milli takım stoperi Oboabona boş topu taca atsa o gol gelmeyecekti. Uzaklaştırdı ama, rakibin ayağına, o topta geldi Hollandalıya oda en iyi bildiği işi yaptı, zaten başka bir şeyde yapmadı Hollandalı. Sol bek Eren, bütün duran veya durmayan topları ceza sahasına kesen oyuncu oldu. Geçen sezonun yıldızı bu maçta yaptığı ortalarda bir türlü ayar tutturamadı. Ahmet İlhan ve Sercan çok çalıştı. Özellikle deplasman maçlarında Ahmet İlhan adı gibi çift kişilik iş görür, bunu yazın bir köşeye. Sonradan oyuna giren Ludovic az kalsın 3. Sezonda ilk golünü atacaktı ki, Danimarkalı "Sarışın manken" buna izin vermedi. Fransız Şövalye çok ağır, maçın son dakikasında Mehmet Akyüz’e o topu çıkarsa Adapazarlı oyuncu “asma kabağı” gibi meşin yuvarlağı Fener fileleriyle birleştirirdi, olmadı…
İlk iki hafta dört puan, öpte başına koy, hiçte fena değil. Biri zorlu deplasman, diğeri evinde Fenerbahçe ile. Burada bundan sonra önemli olan transferin son haftasında takıma yapacağın takviyeler. Bu takımın orta sahası bağırıyor. Oyuna yön verecek, dikine oynayacak, ara pası atacak merkezi bir orta saha oyuncusu mutlaka alınmalı. Bunu birde çift yönlü bulursan yani ofansif, defansif karışımı kaymak olur. Tabi birde stoper ve kaleci. Kaleci konusu sakatlıktan dolayı, o bölgeyi risk edemesiniz. İtanje idmanda, maçta veya Reina’da her an sakatlanabilir.
Yorum Yapın