Dün akşam Ç.Rizespor, uzun süre bir kişi eksik oynamak zorunda kaldığı Sivasspor karşısında Kweuke’nin attığı gol ile bir puanı kurtardı ama Rizespor'un yine herkesin ayrı telden çaldığı bir takım görüntüsü vermeye devam ettiğini gördük.
Ligin ilk haftası Gençlerbirliği maçında patlayan penaltı krizi sonrası teknik direktör Hikmet Karaman az kalsın Rizespor’un gollerini yani puanlarını satılığa çıkarmıştı. O zamanlar ben Kweuke’nin arkasına dururken bana sallayanlar, şimdileri herhalde bu oyuncunun attığı goller sonrası “utanma pazarına” kendilerine yer arıyorlardır, tabi kendilerinde yüz varsa!
Geçen sezon devre arasında Antalya kampında Başkan Kalkavan ile yaptığım söyleşide bana ; Gelecek sezon 14 yabancı kuralını iyi değerlendiren Anadolu takımları mutlaka ligde söz sahibi olurlar, aksi takdirde bu yabancı furyasını kötü seçimler yapanlar lig sonunda ağır bir borç batağı altında batarlar demişti.
Sayın Başkan kusura bakmasın ama, bu sezon yapılan 11 yeni transferin yüzde 90’ını çok kötü olmuş. Kendi deyimi ile “Para dileniyoruz” , “Borç kapatıyoruz” , bu kadar Rize’ye yatırım yapıyoruz sözleri sonrası yapılan transferler bir nevi Başkan’ı dolandırmakla eş değer bir durum.
Özellikle Polonya pazarından alınan iki oyuncu hani neredeler? Son iki sezon tüm maçlarda oynayan Tuszynskı’de sorun ne? Gürcü 10 numara ilk geldiği gün yazdım Mutanba çıkar diye. Haksızlık etmişim. Mutanba hiç kadroya girememişti, Gürcü Nika istikrarlı bir şekilde dört hafta yedek kulübesinin demirbaş elamanı olmuş! Bunların menejeri kim ? Ç.Rizespor’un Milyon Avro’ları bir alt ligde zor oynar futbolculara nasıl verilir? Yazık, fena halde birilerinin oyuncağı bu sezonda olmuşuz..
Şöyle mevcut kadroya bakıyorum işin nüvesi ( çekirdeği ) Rıza Çalımbay döneminde transfer edilen futbolcular. Onların sayesinde iki sezon ligde tutunduk, bu sezonda onların katkısı ile yola devam edeceğiz. Bunların en başındaki isim Kweuke geliyor. Kweuke Nakliyat seni hiç yolda bırakmadı. En zor şartlarda sana altın puanlar kazandırdı. Bu sezonda Karamanoğulları ( hava!) yolları karşısına çıktı. Şuanda Süper ligin en formda santraforu hemde açık ara. Ligde dört hafta sonunda yenilgisiz altı puanda isen yat kalk Kweuke “nakliyat, taşımacılığa” dua et.
Ç.Rizespor’un oyun şablonu maalesef yok. Özellikle deplasman maçlarında topun arkasına geçerek, alan daraltan ve Kweuke’nin üstün performansı altında puanlar aldın. İçerde kapanan takımlara karşı bu sistem işlemez. Oyunu açacak, orta sahada beyin görevini üslenecek bir futbolcun yok. Sivasspor iç saha maçıda bu maçlardan biri. Maçtan önce yağan yağmur, zemini ağırlaştırmış, senin elinde güçlü kuvvetli her deliği kapatacak tek oyuncun Koray Altınay makası yemiş. Robin, Makiadi ve Ludoviç üçlüsü kırılgan, gamsız mücadele gücü vasat oyuncular. Artvinli Robin Yalçın bu temposuz, ağır çekim görüntüsü ile ilk 11 oynuyorsa bu millet demek ki futboldan anlamıyor, yada torpili büyük.
Deniz Kadah asla kanat oynayamaz. Sivas maçının ilk devresi kanatta hapis oldu kaldı. Bunun en iyi yeri forvet arakası ceza sahası içini karıştıran mikser görevi. Enerjisi, kuvveti bunu yapar, tekniği ise kanatta iş görmez. Devre arası yeri değişti takımın vitesi arttı. Demek ki doğrusu bu, neden koca 45 dakika çöpe atılır?
Bireysel olarak tek tek değerlendirmeler zarar verir burada asıl olan gerçek şu ki, takım üzerinde tüm futbolcularda aşırı sinir var. Aman dikkat…
Senin kadronda en mülayim, beyefendi topçun Fransız Ludovic. O bile kırmızı kart görüyorsa ne demek istediğimi anlıyorsunuz. İlk devre Osmane Vıera’nın yerde yatan rakibine iki defa üst üste basması affedilir gibi değil. Sivasspor maçında herkes tel tel döküldü. Buna Ahmet İlhan’da dahil, sol bek Eren’de.. Yediğin gol çok basit, bir o kadar hatalı. Duran toplar ısrarla Eren’le kullanılıyor. Bu futbolcunun aklı karışık. Bir top adrese teslim edilmez mi? Oysa ki geçen sezon bu futbolcu ligde 9 asist yapmıştı. Sinirler üst seviyede. Burada sorun büyük. Siz bakmayın ilk dört hafta altı puana. İlk haftadan beri yazıyorum, bunların hepsi hormonlu puanlar diye.
Takımların ligde yavaş yavaş oturmaya başladı. Bundan sonra oturan takımlara karşı mücadele vereceğiz. Futbolcuların üzerinde bu sinir, bu telaş bizi bir çok maçta eksik bırakır, fark yedirir. Herkesin eli, ayağı dolaşıyor. Aşırı bir telaş var. Bu durum kumandanın aşırı motivasyonundan da kaynaklanabilir veya futbolcuların kumandanın tavırlarına karşı tepki vermesinden de.
Hülasa kelam bu gidiş hiç sevimli değil. İyi zamanda yenilgisiz yola devam ederken uyaralım. Sonra testi kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur…
Yorum Yapın