FUTBOLUN TEMEL GERÇEĞİ
Çaykur Rizespor’da özellikle son bir ay içinde yaşanan sağlık sorunları bu sezon bana göre ligde hiçbir takımın başına gelmemiştir. Mehmet Cengiz tesislerinin odalarında karantina günlerini sayan futbolcu sayısı takımın yarısına eşit. Bunun yanında özellikle taraftarın çok şey beklediği Remy aylardır sakat ve ne zaman döneceği belli değil.
Ligin ikinci devresinde yeni hocası ile başlayan Rizespor sıkışan maç trafiği altında dün akşam evinde bu ligin bana göre “serseri” takımlarından ( hangi maçta ne yapacağı belli olmayan ) anlamında Kasımpaşa’yı konuk etti. Futbolun temel gerçeği vardır. O da elinde ki kadro. Bu kadar hasta, sakat ve cezalı oyuncular altında yeşil – mavili takım son yıllarda bir türlü dişini geçiremediği Kasımpaşa takımına ancak son dakikalarda bulacağı gol ile geçebilirdi ama maalesef o golü atmasına rağmen bu kez uzatma dakikaları içinde en çok yediği gollerden olan bir yan top golü ile beraberliğe razı oldu.
İç sahada ilk maçına çıkan Rumen teknik adam Sumudica takımını üst locadan izledi. Maç önü kurduğu ilk 11’e baktığımda göze batan en önemli şey bana göre Rizespor’a 8 diye alınan sezon başı Donsah’ın 6’ya çekilmesi onun yanında ise devre arası yeni transfer Dokovic’in monte edilmesi. Bir diğer dikkat çeken değişiklik ise mecburiyetten Melnajk’ın yerine sol bek te görev yapan Onur. Haftalardır kötü oynayan 53 numara sol bek Melnjak , dün akşam iyi bir görüntü veren Onur’a forması kaptırdı. Eğer futbolun forma adaleti varsa Rumen teknik adam Melnjak’ı kızağa çekmesi gerekiyor, genç Onur o bölgeyi çok daha iyi savundu ve özellikle ikinci devre ofansif olarak birçok kontratakta da başarılı işlerin altına cesurca imza attı diyebilirim.
Çaykur Rizespor’da bir 10 numara var. Adı Boldrin. Ne onsuz oluyor, ne de onunla olmuyor. Dün akşam gerçekten çekilmezdi. Kovid den çıkan Brezilyayı aldığı tüm topları ezdi, takımı onun ayağına bakıyor ama maalesef Boldrin kendisini Türkiye ligine getiren hocası Sumudica’ya 3 puanlık hediyeyi şimdilik geciktirdi. Özellikle uzatmanın son dakikası içinde ceza sahası içinde önünde bulduğu topu kalitesine yakışır düzgün bir vuruş yapabilseydi şimdileri 28 puanın dolayısıyla galibiyetin keyfini çıkaracaktık ama olmadı.
Gelelim Norveçli santrafora. Fenerbahçe maçının son bölümünde kendisini izledik. Basıyor, koşuyor, takım arkadaşlarına duvar oluyor derken bence bir santraforda olması gereken net gol vuruşunun zayıf olduğu görüşüne kapıldım. Özellikle Çekyalı golcü Skoda’nın bu alanda yanına gelemez, eline su dökemez. Yakaladığı biri ayak ile diğeri kafa ile iki net, kemiksiz pozisyon var ki, bu iki gol pozisyonu bence Skoda gözü kapalı, Remy ise elleri arkadan kelepçeli olsa da filelere gönderirdi diye düşünüyorum. Norveçli santrafor için iyi niyetli cümlesini de ekleyeyim ve biraz daha bekleyelim notunu düşerek bir başka yeni transfer Dokovic’e döneyim. Bana göre bizim devre arası transferinde beklediğimiz kaliteli bir 8 değil. Boyu, postu 10 numara ama bu boy, post ile bence mankenlik yapar veya ne bileyim büyük giyim mağazaların katalog çekimi için poz verir. Zaten dün Kasımpaşa maçında da hocası locadan maçı takip etti, kendisi de saha içinde kiraladığı locadan oynar gibi gözükse de hiçbir risk almadan ne etliye, ne sütlüye karışmadan idare etti. Karagümrük’ten gelen Slovak oyuncu Eric Sabo bu oyuncudan çok daha iyi. İlerleyen haftalarda Sabo formayı alır ve vermez. Bunu da yazın bir kenara ve altına da not düşün. Bu transfer döneminde de geleneksel olarak Rizespor’a bir vasıfsız topçu daha geldi.
Şimdi döneyim yukarda yazdığım cümleme. “Futbolun temel gerçeği vardır o da elinde ki kadro”
Devre arası transferi için bas bas bağırdık, aylardır bu satırlardan yazdık. Aldığın 3 oyuncu yabancı birde menajer parlatması adına genç bir oyuncu. Ne Norveçli santrafor ne de Zagrep doğumlu Hollandalı Dokovic nokta atışı değil. Bu iki isimde transfer olsun diye alınan isimler. Hal böyle olunca telafisi olmayan ligin ikinci devresinde senin sıkletinde yer alan Kasımpaşa takımına karşı galibiyete ulaşamıyorsun. Dolayısıyla sezon sonuna kadar olan bölümde hep sıkıntı çekmeye devam edersin. Korkunun ecele faydası yoktur. Rizespor kenar yönetimi uzatmada 1 – 0 ın üzerine yatayım dedi ve santraforunu dışarı alarak 3. Stoper Talbi’yi oyuna aldı. Son dakikada yenilen bu ucuz gol bize çok pahalıya patladı.
Kasımpaşa karşısında evinde kazanılan bir puan veya kaybedilen iki puan için ne sevinelim nede üzülelim! Çünkü sezon başından buyana elinde ki kadro bunu yapar. Bu transferleri Rizeli taraftarlara layık görenlerin ne tarafa “BAK”tıkları önemli. Onlar “BAK” maya devam etsin. Elbet bir gün Rizeli de onlara “BAK’ACAK! “ Rizeli “yılmaz” sevdi mi tam sever, sildi mi tam siler!..
Yorum Yapın