Özellikle ligin ikinci yarısında yaptığı çıkışla birlikte yüzülmüş ve kuyruğuna gelinmiş bir şampiyonluk derisi elbette ki Çaykur Rizespor’un elinde kalacaktı ve öyle de oldu.
Şöyle sezonun başlarına geri döndüğümde, elde iyi bir kadro bu ligde her zaman iş görmez mantığı altında Rizespor’un işi aslında çok zordu. Özellikle ilk devre çok sancı çektik. Bir türlü bu ligin havasına adapte olamayan ve şampiyonluğu “çantada keklik” gören futbolcu topluluğu ve camia. Camia yazmamdaki sebep, "Bu takım çıksa ne olur? Nasıl olsa Süper Lig'e geri dönüldüğünde eylül ayı ortasında bu takım düşer" hesapları… Elbette taraftar da haklı, niye haklı olmazsın ki! Her yıl bu çile çekilmez ki. Onun içindir ki Sayın Başkan Hasan Kemal Yardımcı’ya yeni sezonda çok iş düşüyor. Dünyada yaşayan tüm Rizelileri mahcup etmeyecek bir "rüya takımı" kurulmalı. Bu takım yenilse de Rizelileri mahcup etmeyecek. Kısaca taş gibi bir takım kurulmalı. Bunu yaparken de haddini bileceksin, öyle bol keseden çakma menajerleri başkaları gibi ihya etmeyeceksin…
Maça geçecek olursam, aslında hiç geçmeye gerek yok. Robin Yalçın ligde ilk golünü attı ve şampiyonluk geldi.
Sonuna kadar hak edilmiş bir şampiyonluk. Bu şampiyonluğu en çok da Başkan Hasan Kemal Yardımcı hak etti. Başta Başkan olmak üzere, yönetim kurulu, teknik heyet, futbolcular ve taraftarları ayırmadan tüm Rizelilerin çok istediği şampiyonluk geldi ve Çaykur Rizespor bir yıl aradan sonra ait olduğu yere yani Süper Lig'e bileğinin hakkı ile geri döndü. Tebrikler…
Yorum Yapın