Aslında her şey Trabzon maçı öncesi Kamerunlu İtandje’nin canı aniden karalahana dolması çekmesiyle başladı.
Önceki aylarda Trabzon’da yöresel bir restoranda karalahana sarması yemiş kaleci İtandje, bu maça bir gün kalada tadı damağında kaldığı sarma aklına bir den gelivermiş…
Tesiste aşçıbaşı seferber oldu. Çaykara’nın yüksek kesimlerinden kar altında lahanalar toplandı, yoldan gelirken de kasaptan zolisi bol bir iki kemik almayı da ihmal etmediler. Bizim usta iş garanti olsun dedi ve dönüş yolunda meşhur Çaykaralı hocaya da uğrayarak selam verdiler. Ağzı kuvvetli Çaykaraları hoca bu işe şaşırdı ama, en iyi bildiği işi okuyarak, üfleyerek bu kez lahana yaprakları üzerine yapmak zorunda kaldı.
Bakır tencerede odun ateşinde karalahana sarması hazır, kaleci İtandje ise sabırsız. Yapacak bir şey yok.. 1.93’lük Kamerunlu kaleci geride kalan 14 haftada yeni takımı Rizespor’da akılda kalan tek maçı yok. Bıçak, kemiğe dayandı. Elin Muammeri geçen hafta kalesine duvar oldu, bizim Kamerun Milli takım kalecisi geçmişte Lens ve Liverpol forması giyen İtandje’de ise, hem ona kefil olan hocası Hikmet Karaman, hem yönetim hem takım arkadaşları hemde taraftar artık ;” İtandje bize bir maç alsın, yeter bizim takımda atan ( Kweuke ) çok iyi, ama ya tutan? Bu maç İtandje’ın maçı sesleri ayyuka çıkmış…
14 hafta Afrika’dan bile kendine getirdiği büyülü bez parçaları işe yaramazken, Trabzon maçı öncesi Çaykara’dan toplanan lahanalar İtandje’i uçurmaya yetiyordu. Kamerunlu siyahi kaleci 90 dakika kalesinde devleşti. Lahana sarması ve içinde yer alan kemik suyu onun gözlerini öyle bir açtı ki.. Ne penaltı, ne Mustafa, ne Aytaç, ne Mehmet’in şutları .. Trabzonspor, Fatih 61 marka silahla sıksa bizim kaleciye, o kurşunu bile önce dizinden sektirir, sonra elleriyle yumuşatmayı bilir, maçta durum anlayacağınız o vaziyete geldi!
Gerçeğe dönecek olursak, dün akşam maçın 41. Dakikasında konuk takım 3 -0 önde olsa, buna başta Hikmet hoca bile hiçbir şey demezdi. Aslında biz bu filmi G.saray maçında da izlemiştik. Trabzon teknik heyeti bu maçı iyi irdeleseydi, yani dersine çalışsaydı maç sonu sahadan gülerek ayrılmayı bilirdiler. Anlaşılan Sadi hoca dersine hiç çalışmamış.
Bizim takım uyutur.. Kadro yapısı itibariyle rakibin oynamasına izin verir ve o takımı bir güzel uyutur. Yok, çünkü malzeme yok… Özellikle orta sahada pas trafiğini yönlendirecek, arkadan olgun atak yapabilecek oyuncumuz yok. Bizim takım topun arkasına kalan, disiplini elden bırakmayan, çok koşan mücadele gücü yüksek bir ekip. Rakip Trabzonspor’da oyuna sonradan girenlere bir bak ( Erkan Zengin, Marko Marin, Cavanda ), bizde ise Mehmet… ! Bunların yanında pozisyon şansı, hakem faktörü ki geçen hafta Mersin maçında bu iki faktör bize tersten işlemişti, Trabzon maçında ise bizim lehimize çalıştı.
Bu haftaya kadar ligde atan oyuncumuz Kweuke ile bir yere geldik. Trabzon maçında hem atan, hemde tutanımız harika oynadı. Buna birde Sercan’ı ilave edelim ve bugüne kadar hakkı yenilen oyuncuya özel bir teşekkür edelim. Yine maçta bir gol bir asist yapan Murat’ı alkışı hak eden listesine ekleyelim.
Bir başka özel teşekkürü ise her iki komşu takımın centilmen taraftarına gönderelim. Futbol bu biri yenecek, diğeri mağlup olacak. Nasıl ki geçen sezon biz çok zor durumda iken kendi evimizde Trabzonspor’a mağlup olduk ve o vaziyette bile rakibimizi ayakta alkışlayarak geri göndermişsek, dün akşam da aynı nezaketi Rize’ye gelen Trabzonlu taraftarlar yaptı, hepsine helal olsun. Dostluk bu, kardeşlik bu, helede ülke adına böyle sıkıntılı günler geçirdiğimiz, Rusya ile restleştiğimiz bu dönemde işte Türkiye’nin çimentosu neden Karadeniz’dir sözlerinin karşılığı dün ÇAYKUR DİDİ Stadyumunda veriliyordu. Tabi iki komşu şehrin geçmişte Rus ilişkileri yeşil cimlerin üzerinde olmasa da beyaz çarşaflar üzerinde güzel ve enerjik hatırlar var. Tebrikler “borda – mavi, yeşil – mavi” uşaklar… Özel tebrik bizim dağdibine! Helal olsun bizim uşaklara..
İlk devrenin bitimine iki hafta kala 21’i bulduk. Son iki maçtan alınacak olan puanlar ikinci devre öncesi yol haritamızı belirleyecektir. Bu maç tam kırılma maçımızdı. Mağlup olsaydık, alt tarafın iştahı kabarır, bizi gözlerine kestirmeye devam ederlerdi. Ocak ayı kadroya takviye, transfer ayı. Bizim takımda bağırıyor. Hikmet hoca haftalardır, haykırıyor. Şimdi sıra Başkan ve transfer komitesinde. Transfer öncesi babaocağı İyidere’de köy yoğurdu ve mısır ekmeği karışımı bu kez yönetimin hem gözlerini ( transfer konusunda ) hemde ceplerini açmaya yeter. Kalecimiz İtandje’a karalahana sarması iyi geldi, yönetime de ısrarla babaocağı İyidere’de hakiki köy yoğurdu ile Fitruka undan mısır ekmeği yemeyi tavsiye ediyorum. Benzetmeler bir yana bu takım bağırıyor özellikle orta saha, alın 1-2 kaliteli ayak önce Hikmet hoca yedek kulübesinde yaslansın koltuğuna daha sonra sizler protokolde yaslanın ve atın bacak bacak üstüne her maç sonu keyfinize bakın..
Yorum Yapın