RİZELİNİN BAŞARI ÖYKÜSÜ III / Hakan Gültekin

Hakan Gültekin
“Çocukluğumdan beri eğitim hayatımda dahil hep bir şekilde çalışma hayatının
içinde oldum. Çocukken köyümüzde bağ bahçe işlerinde elimizden geldiğince
ailemize yardım ederdik. Bunu bir sorumluluk duygusuyla yapardım. Üniversiteyi
kazandığımda bile yine çalışma hayatı içinde oldum. Samsun’daydım ama Ardeşen’de
olan babama işinde yardımcı olmak için ekstra çalışmalarda bulunuyordum. Üniversite
hayatımda, arkadaşımla birlikte çay ocağı satın alıp onun işletmesini bile yaptık. Sorumluluk
almak genç yaşlardan itibaren karakterimize yansıyan bir özellik oldu. Siyaset başta olmak
üzere üstlendiğim görevlerde hep bu sorumluluk bilinci ile yol aldım. Bu üzerimde önemli
bir yüktü. Bir şeylere hizmet etmek, bağlı olduğunuz kuruma aidiyet duygusu içinde destek
olmak, üstlendiğiniz işleri ve birlikte yol aldıklarınızı yarı yolda bırakmamak beni bugünkü
bulunduğum yere taşıdı. Dürüstçe ve samimiyetle yapılan her iş sizin doğru bir çizgide
ilerlemenize vesile oluyor. Rize’de dominantlığın bu kadar baskın olduğu bir şehirde bu
çizgiyi tutturmak kolay bir iş değildir. ”
 Hakan GÜLTEKIN

 

AK Parti siyaset hayatında önemli
görevleri başarıyla yerine getirmiş,
ekip bilincini ve sorumluluk
duygusunu bu görevlere taşıyabilmiş
bir siyaset insanı. Rize ve Ardeşen
için hem siyasi hem sosyal
statüde saygın bir kimlikte tanınan
Hakan Gültekin, Belediye ve
DOKAP başkanlığı süresince hem
il hem bölgede önemli projelerin
hayata geçmesinde etkin bir rol
üstlenmiştir. Ardeşen’de sosyalleşme
alanında gerçekleştirmeyi planladığı
hedeflere bir bir ulaşmış bu
kapsamda halkın gönlündeki yerini
doldurmuştur. Rize ve Ardeşen’in
önemli dinamikleri arasında yerini
alan GÜLTEKİN, 24 Ekim 2020
tarihinde yayınlanan Cumhurbaşkanı
Kararnamesiyle Doğu Karadeniz
Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Başkanlığı’na atanmış olup hala bu
görevini devam ettirmektedir.

Sizi tanıyabilir miyiz?
1970’te Ardeşen’de dünyaya geldim. İlkokulu
üçüncü sınıfa kadar Işıklı İlkokulunda okuduktan
sonra dört ve beşinci sınıfları Ardeşen Alpaslan
İlkokulunda tamamladım. Bir sene Kuran Kursuna
yatılı olarak devam ettim. Liseyi Ardeşen İmam
Hatip Lisesinde okudum. Üniversiteye hazırlanmak için bir yıl Trabzon’da Karadeniz Dershanesine gittim. Samsun 19 Mayıs Üniversitesini 1991
yılında kazandım ve beş sene Samsun’da üniversite eğitimime devam ettim. Belediye Başkanlığım
döneminde de RTEÜ’de İdari ve İktisadi Bilimlerde
yüksek lisansımı da yaptım.
“Çocukluğumuz okul ders ve aile işleriyle
çalışarak geçti. Zenginliğimiz yoktu hatta fakirlik vardı. Trabzon lastikleri giyerdik. Hatta
annem, oğlum bu lastiği giyince topa fazla
vurma derdi. Niye? Topa vura vura yırtılır ve
başparmak hemen önden dışarı çıkardı. Her
zaman lastik almak bile çok lükstü. Bir maliyetti çünkü... Kara lastiğin lüks sayıldığı yıllarımız oldu. ”
Biz çocukluk döneminde köy yaşantımızın olduğu bir dönemde büyüdük. Ailemizin her türlü
çalışmasına katkı sunan onların bağ bahçe işlerine yardım eden bir yapımız vardı. Üniversiteye gidene kadar bütün bağ bahçe işlerini annem
ve kardeşlerim yapardık. Babamız çok bizimle kalamazdı, çalışırdı. O zamanlar ticaret yapardı. Biz köyden hiç uzak olmadık. Babam Hakkı Mehmet, annem Birten. Zenginliğimiz yoktu
babam gece gündüz çalışıyordu, trafoda akşam bekçilik, gündüz minibüsçülük yapıyordu.
Ayrıca bir oto yedek parça dükkanına ortak olmuştu. Birkaç işi birden yönetiyordu. Biz çay
makasını elimizde tutabildiğimiz dönemden beri çay topladık çay taşıdık. Bağ bahçede her
tülü ekme biçme işlerini yaptık. Bu çalışma hiç gevşemedi. Üniversite yıllarına kadar böyle
devam etti.
 Benden sonra dört kız kardeşim daha var. Dört kardeşimden bir tanesi 2001 yılında vefat
etti. Asiye, Katibe, rahmetli Hülya (Halime) en küçüğü de Zeynep. En büyük ve tek erkek evlat
bendim. Biz anneye daha yakın büyüdük. Çünkü babamız hep çalışırdı, en çok vakti haliyle
anneyle geçirirdik.
Çocukken yaramazlıklarımız da olurdu ama ebeveynlerimizin bir bakış açısıyla o yaramazlık biterdi. Çok hareketliydik. Ortamda buna müsaitti. Mesela, mahallede kuzenim Erkan’la birlikte bir erik ağacına çıkıp ağacın tepesinde kavga ettiğimi hatırlıyorum. Hareketli büyüdük
ama şımarıklığımız hiç olmadı. Aile geleneğimizin kendi işiyle gücüyle uğraşan bir yapısı vardı.
O gelenekle büyüdük.
1997 yılında askerliğimi kısa dönem olarak Samsun’da başlayıp Kırşehir’de tamamladım
ve askerlikten sonra evlilik yaptım. Eşim Hatice hanım, bizim komşumuzun kızıydı. Aileler de
tanış olunca evliliğimiz çok da zor olmadı. Büyük oğlum 2000 doğumlu, İzmir Ekonomi Üniversitesinde Endüstri Mühendisliğini İngilizce olarak okuyor. Ortanca oğlum 2001 doğumlu,
Ankara OSTİM Üniversitesi Bilgisayar Yazılımda okuyor. 2006 doğumlu küçük oğlum ise İzmir
Anadolu Lisesi’nde okuyor, 10. sınıfta.
Ticaret ve siyasi hayatınıza nasıl başladınız ve sonrasındaki süreç nasıl
gelişti?
 “Benim hayalimde polis akademisine girmek vardı ama olmadı. Polislikle ilgili
sınava girdim, kazandım ama mülakat kısmında maalesef olmadı. Bir sonraki sene
ise İlahiyat Fakültesini kazandım.”
Üniversiteyi okurken ayrıca zaman zaman babama Samsun’daki toptancılar üzerinden
lojistik destek verirdim. Babamın o zamanlar araç alım satımıyla ilgili bir işi vardı. Samsun’da
iki Tofaş bayisi ile anlaşarak ayda iki tane Tofaş araba alıyor memlekete getirip satıyorduk. O
zamanlar araçları istediğiniz gibi alamazdınız. Bu işi yaparken bir ara Samsun’daki kuzenlerimin beyaz eşya spot mağazasında öğrencilere ikinci el eşya alım satımı da yapardık.
“Samsun’da üniversitede okurken Niksarlı bir arkadaşımla bir çay ocağı satın
alıp onu işlettik. Hem üniversite okuyorduk hem de bu işleri yapıyorduk. O zaman
6 bin dolara hava parası vererek boş bir çay ocağı almıştık ama bir ara günde 900
çay satarak iyi para kazandığımız dönemde oldu. Çay ocağını elden çıkarmaya
karar verdiğimizde ise 22 bin dolara satmıştık.”

 
Üniversite bittikten sonra 1997 yılında baba mesleği oto yedek parça ve araba alım satım işleriyle uğraşıyorduk. O sıra memurluk yapar mıyız yapmaz mıyız derken siyasetin kapısı
aralandı. Sayın Bakanım İmdat Sütlüoğlu’nun Ardeşen Belediye Başkanlığı döneminde Refah
Partisi kapatılıp Fazilet partisi kuruluyordu. Ardeşen’de de bir A takımı kuruyoruz dediler ve beni de siyasete alacaklarını söylediler. Ben de yeni askerlik evlilik üst üste yaşamışım daha
hazır hissetmiyorum dedim ama vefa ve sorumluluk var dediler. Böylece Fazilet Partisiyle siyasete girdim.
Siyasetin de devreye girmesiyle Samsun’daki işleri bıraktık tamamen Ardeşen’e yöneldik. Burada baba mesleğini geliştirdik. Fazilet Partisi kapanıp AK Parti kurulunca ve sayın Bakanımızda AK Partiye geçince biz de buraya geçiş yaptık. AK Parti İlçe Teşkilatında kurucu
olduk. Mümtaz Sinan başkanlığında buradaki teşkilatı kurduk biz de onun yardımcısıydık.
Bakanımız İmdat Sütlüoğlu Bey Ardeşen Belediye Başkanıydı ve milletvekili seçilince yerine
Mümtaz Bey Ardeşen Belediye Başkanı oldu. Ben de 2002 yılında Ardeşen AK Parti İlçe Başkanı oldum.
2009 yılına kadar ilçe başkanlığımızı devam ettirdik ve daha sonra yerel seçimlerde aday
adayı olduk. Mevcut başkanımız Mümtaz Beyle devam kararı çıkınca o zamanki büyüklerimiz İl Genel Meclis üyesi olmamız istedi. Böylece İl Genel Meclis üyesi olduk. Rize’de meclis
üyeliğine başladık. Mart ayında İl Genel Meclis üyesi olduk mayıs ayında İl Kongresi vardı.
Dönemin İl Başkanı o zaman İl Yönetimi oluştururken beni de İl Yönetimine yazdı. İl Yönetiminde Genel Meclis üyesi olarak görev aldım. Seçim işleri başlangıcımız oldu. 2011 yılında da,
il yönetimin önerisiyle İl Genel Meclis başkanlığına aday olduk. Meclis başkanı Rahmi Beyle
bir seçim süreci yaşadık. İl Genel Meclis başkanı olarak biz kazandık. Başkan olduktan sonra
il yönetimindeki görevimizden azledilmedik. İl Teşkilat Başkanı olduk. İki sene kadar iki görevi
birlikte yürüten bir görevimiz oldu. 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde Ardeşen Belediye Başkan adayı oldum ve Belediye Başkanı seçildim.
Babanızdan size sizden çocuklarınıza kalacak en büyük miras nedir?
Dürüstlük, çalışkanlık ve üretmek. Babam her zaman dürüst olun ve çalışın derdi. Çalışmayı kendimize görev edindik. Çocukken okurken ticarette siyasette… Hayatımızın her döneminde hep çalıştık. Hakkını verdik. Her şey dürüstlükle olur ve gençlerin de bundan asla taviz
vermemesi gerekiyor. Biz de çocuklarımıza bu ahlakı miras bırakıyoruz. Toplum önünde olan
insanlarız ve attığımız her adım aldığımız her karar sadece o an için değil gelecekte de bizleri
etkiyebilecek kararlardır. Çocuklarıma bu anlamda bırakacağım en büyük mirasta dürüstçe
yaptığım işlerim ve ilçeme şehrime ülkeme yaptığım hizmetlerimdir.
Hayatınızda bir kırılma anı oldu mu?
“Siz bir şeylere kendinizi hazır hissetmeseniz de insanların sizi hazır gördüğü ve
size güvendiği anda karar verme yetkiniz size duyulan bu güvenin altında kalıyor
ve birden bambaşka bir kulvarda önemli bir görevin içinde buluyorsunuz kendinizi.
Bu işi Hakan yapar dedikleri anda benim için yepyeni bir dönem başlamış oldu.”
Evet, oldu. Ben AK Parti il ilçe başkan yardımcısıydım. Mümtaz Bey Belediye Başkanı olmak istiyordu. Mecliste de seçim olacaktı ve İlçe Başkanı aranıyordu. Beni dönemin İl Başkanına götürdü. İl Başkanı da Mümtaz Sinan’a ilçe başkanlığından ayrılması için izin vermiyor.
Çünkü, öncelik AK Parti teşkilatıdır diyordu. 2002 yılıydı… İl Başkanından izin yok. Mümtaz
Bey, benim ayrılmam lazım Belediye Başkanı olacağım diyor. İl Başkanı da ilçe başkanlığını kime bırakacaksın diyor, o da benim ismimi söylüyor. Ben de açıkçası hazır değilim. Eğer
Hakan kabul ederse olur dedi. Aileme danışmam gerektiğini belirttim. Babam çok istemedi. Ailem de istemedi. Çünkü, askerlik yeni bitmişti. Ticaretle ilgili bir dönemimiz vardı. Ama kıramayacağımız bir durum vardı ortada. Benim görevi almamla Mümtaz Bey için de Belediye
Başkanlığına bir onay olmuş oldu. Siyasete girmemiz ve sonrasındaki siyasi süreç orada ki
kabul etmeyle başlamış olabilir. Bir kırılma noktasıydı benim için.

 
Hobileriniz nelerdir?
Dostlarla birlikte olunca her şey bana hobi zaten. Tek değil ama dostlarla yapılan sohbetler aktiviteler doğa gezileri... Dağlara çıkmak gezmez ama tabii ki dostlarla olacak. Ayrıca
fotoğraf çekmeyi de severim hatta lise yıllarında fotoğraf çekip satardım. Çok eskiden kalan
bir şeydir.
Unutamadığınız bir anınız var mı?
İl Genel Başkanlığı seçiminde 2011 yılında, oylar sayılırken yirmi
dört oy açılmıştı ve son üç oy kalmıştı. O sırada iki oy Rahmi Bey
önde gidiyor. Son üç oy kalıyor ama Rahmi Bey’in kazanacağını
artık bu son üç oyun bana çıkma durumunun olmayacağını düşünüyorduk ki son üçü de bana geldi. Seçimi kazandık ve çok heyecanlı farklı bir seçim olmuştu. Kaybettim gözüyle bakarken
son üç oyun üst üste bana çıkması unutamadığım bir anıdır.
“2019 yılı ve aday gösterilmediğimiz bir yıldı.
Rize’de miting olacaktı ve Cumhurbaşkanımızı karşıladık. Ardeşen’deki durumları sordu. İyi dedim.
Seçimlere bir ay kalmış ve hala Belediye Başkanıyım ama yeniden aday da gösterilmedik. Cumhurbaşkanımız seçimi benden istediğini söyledi. Ardeşen’i kazanmayı istiyordu. O süreç oldukça zor bir
süreçti. Belediye Başkanlığınız bir ay sonra bitecek
yeniden aday gösterilmemişsiniz ve Türkiye’nin lideri Ardeşen’i senden istiyor. İnanılmaz bir sorumluluktu. Önemli bir sürecimiz oldu.”
Ardeşen Belediye Başkanlığı süreciniz için neler
anlatmak istersiniz?

 
Ardeşen için Genel Merkezden benim ismim gündeme gelmişti. Bu doğrultuda Ardeşen’e yönlendirildik. Hatta Sayın Valimiz Seyfullah Hacımüftüoğlu bunu duyunca, il genel meclis başkanı olarak
devam etmemi Belediye Başkanlığının zor olacağını söylemişti. Ama
Cumhurbaşkanımız ne söylerse biz de ona uyarız. Böyle takdir etmiş.
Aday adayı olduk ve 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde kazandık.
Dünyanın en zor mesleği bana göre belediye başkanlığıdır. Hele
Rize gibi bir yerde siyasetin el üstünde tutulduğu dominant bir ilde ilçede siyaset yapmak kolay bir iş değil. Uzun yıllar partinizde de görevler alıp siyaset yapınca Hakan başkan her şeyi yapar başarır diye bir ortam oluştu. Herkes tüm işini
çözmemiz için bana getirir oldu.
Belediye Başkanlığı döneminde
vatandaş her şeyi senden bekler.
Bir sabah belediyeye giderken
bir vatandaş geldi başkanım plakayı kaybettim yardımcı olsana
dedi. Emniyete uğradın mı yok
zabıtaya uğradın mı yok. Onları
da benim aramamı istiyor. Yapacak bir şey yok vatandaş senden
bekliyor. Biz de ilgileniyoruz.
 Hem kamu hem belediye ve
hem siyasi işleri birlikte yürütmek
kolay iş değil. Ayrıca DOKAP’tan
dolayı on bir ile bakıyorum. Bölge
projelerinin önünü açmak için kaynak değerlendirmesi yapıyoruz.
Ardeşen’de yaptığınız
hizmetlerde en çok ne
hoşunuza gitti?
Sosyal tesisler alanında hedeflerime ulaştım. Hatta hedeflerimin üzerinde sonuçlar da
oldu. Yapamadıklarımız da var
ama şunu yapamadım başaramadım dediğim içimde kalan bir
şey olmadı. Ben realist biriyim.
Bütçeme bakarım ve hedeflerim
ona göre gerçekleşir. Beş yıllık
bir sürecim vardı bütçem ortada
ve buna göre işler yaptım. İçimde
kalan bir şey olmadı.
DOKAP için neler
söylemek istersiniz?
İki yıl oldu. 11 ile bakıyorsunuz.
Çalışmalarımız çok yoğun. 11 ilin
tüm müdürlükleri valilikleri kaymakamlıkları 186 tane belediyesi
bunlarla birlikte paydaş olacak
vakıflar dernekler üreticiler birlik- ler… sizinle paydaş oluyor. Devasa bir saha. Devasa para isteyen
bir yapısı var. Yoğunluğumuz hiç
bitmiyor bir de Karadeniz bölgesi Çorum’dan Artvin’e kadar bir
bölge... Ben geldikten sonra biraz
kaynakla ilgili Ankara’daki koşturmalarımızla ilk sene 109 milyon
kaynak kullanırken şimdi 600 milyon gibi bir kaynak kullanıyoruz.
Bu kaynağı dağıtmak bu projeleri
incelemek hepsi bir süreç. Bir de
dominant bir bölge. Bunları adaletli ve düzenli bir sistemde dağıtmak kolay değil. Ama kurum ve
paydaşlarla ilgili sorun yaşamadık. En çok proje gelen illerimizi
Giresun, Samsun ve Rize.
Mesela; 2022 yılında da bu projelerimizden Rize’mizin önemli kazanımları oldu. Rize doğal
güzelliklerini ön planda olduğu bir il. Rize-Artvin Havalimanı’nın açılması ile beraber ildeki hareketlilik daha da artmaya başladı. Biz de bu doğrultuda kamu kurumlarımızın yaptığı projelere destek veriyoruz. Karavan turizminin de ön plana çıktığı bir dönemde Güneysu ilçesinde
5 milyon TL’lik ‘Karavan Park’ projesini imzaladık. Çayeli Kaymakamlığı Senoz Vadisi’nin Eko
turizmle desteklenmesi için bir proje hazırladı. Biz de bu vadimizin turizmde ön plana çıkması
için gerekli desteğimizi verdik. 3 etaplı 15 milyon TL’lik Bu projenin 5 milyon TL’lik ilk kaynağını
kullanacağız. Çamlıhemşin ve Ardeşen’de de 2 projeye destek vereceğiz. Bölgede durmadan çalışmalarımıza devam ediyoruz. Yeşil yolla ilgili desteğimiz devam ediyor, şu anda ihaleleri yapılıyor. Yine bölge ile ilgili farklı turizm projeleri onay bekliyor. İlerleyen aylarda turizmle
ve hayvancılıkla ilgili desteklerimiz devam edecek. İdaremiz yoğun bir şekilde kaynak kullanımı ile ilgili ilçelerde faaliyetlerine devam ediyor.
Gençlere neler tavsiye edersiniz?

 
Gençlerimize her zaman şunu söylüyorum. Sivil toplum örgütlerinden uzak durmayın. Bu
örgütlerin en dominant olan en kestirme sonuca götüren kurumu da siyaset kurumudur. AK
Partide siyaset yapmalarını isterim. Neden, son çeyrek asırdır yol gösteren yön veren sonuca
giden bir parti olduğu için. Ama fark etmez hangi alanda hevesliliği varsa orada çalışmalarını isterim. Kendilerini geliştirmelerini isterim. Bu hayattan uzak durmamalarını isterim. Kendi
ailelerine katkı sunmalarını isterim. Okullarını aksatmaları şartıyla, sivil toplum örgütlerinde
çalışsınlar. Bu çok önemli bir basamaktır.
Çaykur Rizespor hakkında ne söylemek istersiniz?
Rizespor bizim sevdamız, başarılı olmasını istiyorum. Mutlaka süper ligde olmamız lazım.
Rize’nin özgün ağırlığı bunu hak ediyor diye düşünüyorum.


Önceki Haber 
Sonraki Haber

Yorumlar

Yorum Yapın