Maraş Olayları!
Başlığa bakarak sizi 1978 yılında yaşanan Maraş olaylarını geri getirmeyeceğim.
Kahramanmaraşspor kupa maçı Rizespor’da Vedat Muriqi transferinin başlangıç noktasıdır.
Vedat transferi için kamuoyunda algı yapıldı. Yok siyaset devreye girdi, yok o oldu, yok bu oldu. Tek gerçek Çaykur Rizespor’un Gaziantepspor lig maçından sonra oynadığı Kahramanmaraşspor kupa maçıdır.
Ligin en zayıf takımı konumunda yer alan Gaziantepspor’a deplasmanda diş geçiremeyen ve son derece kötü bir futbol ortaya koyan Rizespor, hatırlayacaksınız ki o maç sonrası üç oyuncusu kadro dışı bırakarak Rize’ye göndermişti. Oğulcan, Petrucci ve Edomwonyi…
İşte bu gelişme sonrası Başkan Hasan Kemal Yardımcı, Oğulcan Çağlayan’ın menejeri Haluk Canatar’ı Maraş’a yanına çağırdı. Karşılıklı bir görüşme yaptılar. Buraya kadar her şey normal. Manejer Haluk bey aynı zamanda Gençlerbirliği takımında forma giyen Vedat Muriqi’inde manejeri. Devre arası transferinde Başkan Yardımcı’dan Maraş olaylarından çok etkilenen Haluk Canatar çeviriyor telefonu Yardımcı’ya;” Başkanım Vedat’ı Giresunspor istiyor, isterseniz ben size bu oyuncuyu yapayım” diyor. Ve böylece Vedat Muriqi transferi gerçekleşiyor. Hem de manejer ve futbolcu alacağı ücretten indirim yaparak bitiyor. Giresunspor daha fazla vermesine rağmen Manejer başkana olan saygı ve sevgisinden bu iş bitiyor. Vedat, 50 bin Euro indirim yapıyor, buna karşı şampiyon olunması halinde 40 bin Euro başarı bonosu alacak. Hasan Kemal Yardımcı bu transferlerle bir taşla iki kuş değil, 3 – 4 kuş birden vuruyor. Golcü oyuncu rakibe gitmedi, maddi anlamda indirimli geldi ve sana yaptığı iki haftalık katkı 6 puan olarak hanene yazıldı. İş Bilenin Kılıç Kuşananın!...
Tez Konusu Olsun!
Türk futbolunda Manejer, Teknik direktör, Futbolcu, Yönetici ilişkileri Üniversitelerde okuyan spor öğrencileri için tez konusu olmalı.
Geçmişten bugüne kadar size birkaç takım ismi vereceğim. Manisaspor, Gaziantepspor, Kayseri Erciyes ve son olarak Çaykur Rizespor..
Bu takımlar iyi irdelenmeli. Başında hangi teknik adam ve yöneticiler vardı?
Hepsinin ortak yanları nasıldı ve nasıl battılar veya can çekişme noktasına geldiler?
Ben size bir iki ipucu vereyim. Bu kulüplere transfer olan yabancı oyuncuların çoğu vasıfsız ve yapılan sözleşmeler hep uzun. 4 yıl veya 5 yıllık sözleşmeler. Dersiniz ki yangından mal kaçırıyorsunuz…
Manisa takımı bugünlerde topu atmış. Sebep geçmiş dönemde Makukula denilen oyuncuya uzun süreli yüksek kontrat yapmaları. Öde öde bitmiyor, puanlar siliniyor. Yazı değil mi? Gaziantepspor aynı şekilde gümledi, Erciyesi yazmaya gerek yok, Rizespor Oğulcan’ın için ödeme yapacak bu kulüpte muhatap bulamıyor. Ne acıdır ki Rizespor’da son yıllarda bu duruma düştü. Kweuke ile 5 yıllık sözleşme. Futbolcunun yıllık ücreti 700 bin Euro’dan 1.800 bin Euro çıkartılıyor. Burada amaç manejerin 5 yıllık ücreti peşin alması. Nika, Tuszynskı, Edomwonyi… Hepsi aynı taktik altında transfer ediliyor. Kimse de buna dur demiyor. Bir kişi hariç sayın Halim Mete o dönem şerh koymuştu. Bu takım batmadıysa yatsın kalksın Hasan Kemal Yardımcı ’ya dua etsin derim sizlere. Türkiye’de 4 – 5 fosilleşmiş teknik adamlar bu işleri iyi yapıyor. Gittikleri takımları batırma konusunda uzmanlar ve acı olan şu ki hala uyanmayan başkanlar var ve onlara kapı açıyorlar. Hayırlı işler, bol güneşler!...
Kweuke’nin “ Adamlığı”
Az yukarda yazdım Kweuke konusunu. O da mahcup, böyle bir para yok. Geçen hafta sözleşmesinde indirime gitti. Rakam önemli değil, burada Kweuke’nin niyeti ve adamlığı önemli.
Başlığa bakarak sizi 1978 yılında yaşanan Maraş olaylarını geri getirmeyeceğim.
Kahramanmaraşspor kupa maçı Rizespor’da Vedat Muriqi transferinin başlangıç noktasıdır.
Vedat transferi için kamuoyunda algı yapıldı. Yok siyaset devreye girdi, yok o oldu, yok bu oldu. Tek gerçek Çaykur Rizespor’un Gaziantepspor lig maçından sonra oynadığı Kahramanmaraşspor kupa maçıdır.
Ligin en zayıf takımı konumunda yer alan Gaziantepspor’a deplasmanda diş geçiremeyen ve son derece kötü bir futbol ortaya koyan Rizespor, hatırlayacaksınız ki o maç sonrası üç oyuncusu kadro dışı bırakarak Rize’ye göndermişti. Oğulcan, Petrucci ve Edomwonyi…
İşte bu gelişme sonrası Başkan Hasan Kemal Yardımcı, Oğulcan Çağlayan’ın menejeri Haluk Canatar’ı Maraş’a yanına çağırdı. Karşılıklı bir görüşme yaptılar. Buraya kadar her şey normal. Manejer Haluk bey aynı zamanda Gençlerbirliği takımında forma giyen Vedat Muriqi’inde manejeri. Devre arası transferinde Başkan Yardımcı’dan Maraş olaylarından çok etkilenen Haluk Canatar çeviriyor telefonu Yardımcı’ya;” Başkanım Vedat’ı Giresunspor istiyor, isterseniz ben size bu oyuncuyu yapayım” diyor. Ve böylece Vedat Muriqi transferi gerçekleşiyor. Hem de manejer ve futbolcu alacağı ücretten indirim yaparak bitiyor. Giresunspor daha fazla vermesine rağmen Manejer başkana olan saygı ve sevgisinden bu iş bitiyor. Vedat, 50 bin Euro indirim yapıyor, buna karşı şampiyon olunması halinde 40 bin Euro başarı bonosu alacak. Hasan Kemal Yardımcı bu transferlerle bir taşla iki kuş değil, 3 – 4 kuş birden vuruyor. Golcü oyuncu rakibe gitmedi, maddi anlamda indirimli geldi ve sana yaptığı iki haftalık katkı 6 puan olarak hanene yazıldı. İş Bilenin Kılıç Kuşananın!...
Tez Konusu Olsun!
Türk futbolunda Manejer, Teknik direktör, Futbolcu, Yönetici ilişkileri Üniversitelerde okuyan spor öğrencileri için tez konusu olmalı.
Geçmişten bugüne kadar size birkaç takım ismi vereceğim. Manisaspor, Gaziantepspor, Kayseri Erciyes ve son olarak Çaykur Rizespor..
Bu takımlar iyi irdelenmeli. Başında hangi teknik adam ve yöneticiler vardı?
Hepsinin ortak yanları nasıldı ve nasıl battılar veya can çekişme noktasına geldiler?
Ben size bir iki ipucu vereyim. Bu kulüplere transfer olan yabancı oyuncuların çoğu vasıfsız ve yapılan sözleşmeler hep uzun. 4 yıl veya 5 yıllık sözleşmeler. Dersiniz ki yangından mal kaçırıyorsunuz…
Manisa takımı bugünlerde topu atmış. Sebep geçmiş dönemde Makukula denilen oyuncuya uzun süreli yüksek kontrat yapmaları. Öde öde bitmiyor, puanlar siliniyor. Yazı değil mi? Gaziantepspor aynı şekilde gümledi, Erciyesi yazmaya gerek yok, Rizespor Oğulcan’ın için ödeme yapacak bu kulüpte muhatap bulamıyor. Ne acıdır ki Rizespor’da son yıllarda bu duruma düştü. Kweuke ile 5 yıllık sözleşme. Futbolcunun yıllık ücreti 700 bin Euro’dan 1.800 bin Euro çıkartılıyor. Burada amaç manejerin 5 yıllık ücreti peşin alması. Nika, Tuszynskı, Edomwonyi… Hepsi aynı taktik altında transfer ediliyor. Kimse de buna dur demiyor. Bir kişi hariç sayın Halim Mete o dönem şerh koymuştu. Bu takım batmadıysa yatsın kalksın Hasan Kemal Yardımcı ’ya dua etsin derim sizlere. Türkiye’de 4 – 5 fosilleşmiş teknik adamlar bu işleri iyi yapıyor. Gittikleri takımları batırma konusunda uzmanlar ve acı olan şu ki hala uyanmayan başkanlar var ve onlara kapı açıyorlar. Hayırlı işler, bol güneşler!...
Kweuke’nin “ Adamlığı”
Az yukarda yazdım Kweuke konusunu. O da mahcup, böyle bir para yok. Geçen hafta sözleşmesinde indirime gitti. Rakam önemli değil, burada Kweuke’nin niyeti ve adamlığı önemli.
Yorum Yapın