Her Şeye Rağmen
Dün İzmir’de bir tarafta paly – off potasını garantileme adına ev sahibi Göztepe, diğer tarafta işini son haftaya bırakmama adına şampiyonluk için sahaya çıkan Ç.Rizespor vardı.
Hafta içi gündüz kuşağında oldukça sıcak bir havada oynanan bu kritik maçta deyim yerinde ise ne ararsanız o vardı. Goller vardı, penaltı vardı, kırmızı kart vardı, kan vardı, gözyaşı vardı, ter vardı ve bana göre en önemlisi Göztepe tribünlerini dolduran muhteşem bir sarı – kırmızılı taraftar şov vardı.
Göztepe taraftarı ile devam edeyim. Yaptıkları koreografi ile maça giriş yaptılar. Maç boyunca takımlarına üst düzey coşku verdiler, bu taraftar deyim yerinde ise ölüyü bile oynatır. Hesap edin bizde iki sezon önce oynayan tecrübeli sol bek İsmail Köybaşı bile bu taraftar önünde iki gol attı, üst düzey futbol oynadı, diğerlerini saymıyorum. Allah’ım bir gün bize böyle sadece ama sadece Ç.Rizespor’a destek veren, statlarını dolduran bir taraftarlar nasip eder, işte o zaman Rize şehri gerçek anlamda futbol şehri olur. Diğer yandan aynı taraftar grubu maçın 53. Dakikası için “ Yiğit Ölmedi, kalbimizde yaşıyor” tezahüratı beni Gürsel Aksel stadyumu basın tribünü koltuğunda çok ama çok derinden etkiledi, tebrikler Göz – Göz taraftarı..
Maça geçecek olursam teknik patron Bülent Korkmaz bu maç öncesi özellikle Göztepe savunmasının uzunlarına önlem olarak 3 uzun stoperi ile sahaya çıktı. Aman ne önlem! Özellikle sağ bek Oğuz ve Sol bek Emirhan çok ama çok açık verdiler. İsmail Köybaşı bizim sağ bek Oğuz Ceylan’ın İzmir - Çeşme otoyolu yaptı. Gitti geldi, Alaçatı ‘da devremülk sahibi oldu. Oğuz da sağ olsun hiç hesap sormadı. Bu maç öncesi Bolasie’nin eksikliği üst düzey hissedildi. İki dakikada yenilen iki kamera şakası gol ile devreye tam 2 – 0 mağlup olarak gireceğiz derken, Alper Potuk tecrübesi ve tekniği konuşturdu. Devre sonuna doğru nefis kıl payı ara pası atarak Benhur’u topla buluşturdu, bu oyuncu da Mary’ye "alda at dedi" ve devre 2 – 1 ile biterken bizde “buna da şükür” diyerek içeri çay molasına geçtik.
İkinci devre, ilk 45’de çok kötü futbol sergileyen Rizespor’da sanki hiçbir şey yok misali teknik direktör Bülent Korkmaz aynı oyuncuları sahaya sürdü. Ya arkadaş hadi sen görmüyorsun Bülent hoca, yardımcıların ne iş yapar? Takım dökülüyor, sağ bekin, sol bekin sahada yok. Yapsana değişiklik derken hocanın aklı 3. Golden sonra çalışmaya başladı. 3- 1 den sonra 61’de üç değişikliğe giden Bülent hoca aslında maç sonunda çok ama çok önemli kazanılan bir puana bu değişikliklerle sonuca gitti. Oyuna giren Mithat, Alberk ve Kubilay hem Göztepe’nin o hızını kesti hem de takımlarına üst düzey katkı verdiler. Birde Hagi Osman takviyesi ile sahada ipleri eline alan temsilcimiz bu sezon bir geri dönüş hikayesi daha yaparak bu yürek dayanmaz maçta bir puan ile Rize’ye dönmesini bildi.
Tabi bu iş hiçte kolay olmadı. İki satır yazdım oldu da bitti maşallah değil bu iş. Tribünden baktın, bir ara 3 – 1 den sonra Bülent hoca kulübeden çıkmıyor. Artık o da kabul etti. İlk işi Altınordu maçını düşünerek Alper Potuk’u dışarı aldı. Bu demek ki ben bu maçı bu saatten sonra çeviremem, haftaya final maçım var Alper bana lazım. İkinci iş Amilton’u dışarı aldı. Tabela kalktı, Amilton dışarı doğru çıkarken takım arkadaşı İbrahim Olowoyin “ durun dedi. Bu nikah kıyılamaz!” “Beni dışarı alın, haftaya Altınordu maçı var benim arka adalem bu maçın sonunu getiremez, beni alın zorlamayayım” dedi. İşte topçunun akıllısı bu olmalı. Hocasının kenardan görmediğini futbolcu saha içinde bir sonraki maçı düşünerek kendi isteği ile dışarı çıktı, bence de iyi yaptı. İşte böyle bir sezonun özeti böyle. Kenarda hoca var ama görmüyor, okuyamıyor, sahaya sürdüğü 11 yanlış, taktik zaten yok, Oyun istikrarı yok, sezon boyunca oyunu okuma yok, kazandırdığı, eli değdiği maç yok. Çoğu topçusu ileri gideceğini, geri gitmiş. Sezon boyunca rakiplerin üst düzey ikramı ile , futbol şansı ile, bireysel beceri ile bu kötü ligde buraya kadar geldik. En önemlisi ise 25 milyon dolar harcandı. Bu para süper ligde 4 – 5 büyük takım hariç hiçbir kulüp harcamadı. Bu kadro, bu para altında bırakın Bülent hocayı bu takımı sokaktan geçen bir futbol sever bile akşam uykusunda yatarken şampiyon yapar ama biz son haftaya girdik hala şampiyonuz diyemiyoruz.
Maçın son bölümümde bir kişi eksik kalan Göztepe karşısında Alberk Koç’un müthiş frikiği ili önce farkı bire indiren temsilcimiz , daha sonra yaklaşık 3 dakika izleme ardından haklı olarak kazandığımız penaltı golü ile sahadan bir puan ile ayrılarak şampiyonluğu son kez bir hafta daha ertelemek zorunda kaldı, buna da şükür! Burada maçın hakemi Suat Arslanboğa efendiye bir parantez açayım. Üç dakika VAR incelemesi yaptın golü iptal ettin, penaltı verdin. Maçın sonuna neden 4 dakika uzatma veriyorsun. Böyle bir matematik yok!
Göztepe deplasman maçından aldığımız bir puan çok ama çok işimize yarayacak. Aynı saatte oynanan tüm maçlar bizim aleyhimize sonuçlandı. Şimdi bu hafta Altınordu maçında tüm Rizeliler stadyumda olsun. Bu bir tarihi gün olacak. Bir yıl aradan sonra yeniden süper lige, yuvamıza dönüş maçı olacak. Her şeye rağmen bu takım Başkanı ile, Yönetimi ile, futbolcusu ile, taraftarı ile süper ligi çoktan hak ediyor. Teknik adamlar gelip, geçici. Ama Bülent hoca Rizespor sayesinde teknik direktör kariyerinde bir şampiyonluk sevinci yaşayacak ne yapalım şimdi! Aldığımız sevemiyorsak, bizi alanı sevelim Rizeli bir atasözü ile yazıya da nokta koyalım.
Yorum Yapın